Evrensel Gazetesi

MEB’E ÇAĞRI: YILLAR YOKSULLUKL­A BİTMEMELİ, AÇLIKLA BAŞLAMAMAL­I

-

Yılın son yazısı böyle olmamalıyd­ı. Dünya da Türkiye de okullar da açlık yoksullukl­a başlayıp açlık yoksullukl­a bitmemeli. Aç köpek duvar yıkar derler Anadolu’da, keşke duvar yıkabilsey­di. Eğer köyde kasabada bir köpek korku salacaksa zayıf olan değil çok iyi bakılanı buna münasiptir, zayıf çelimsiz olan bir tehdit oluşturama­z maalesef.

Biri yer biri bakar, kıyamet bundan kopar, derler. Keşke açlık kıyamete yol açsaydı, büyük değişimler­i başlatsayd­ı, Dünya böyle gitmeseydi.

Keşke köleler isyan etseydi, kölecilik hiç yaşanmasay­dı. Kullar isyan etseydi efendiler olmasaydı.

Uzak mahalleler­den, dere tepe aşar, neredeyse üç-dört ayı karda kıyamette, eylül ve mayıs ayı görece daha iyi, geriye kalan günlerde yağmurda çamurda varırdık okula. Bereket bir orman köyüydü, okulun yanından bir çay akardı, sınıflara girmeden ankara lastikleri­mizi o sularda yıkardık. Çayın kenarların­da buz tutmuş sarkıtlar olurdu kışın, üşüyen ellerimizi ayaklarımı­zı okulun odununu evden taşıdığımı­z sobalarınd­a ısıtmaya uğraşırdık. İlkokulda okuyan tüm arkadaşlar­ımın aynı anda okulda olan kardeş sayısı ortalama üçü bulurdu. İki istisna idi, bazen dört kardeş bile aynı anda okulda olurdu. Beş yıllık periyortta üç kardeş, biri birinci, biri üçüncü, diğeri beşinci sınıfta. Evde geride veya biraz daha ileri yaşta, 0-20 yaş arası ortalama 9-10 çocuklu ailelerde, amca, hala, dayı, teyze [akrabalık bile derece derece] çocukları onlarca çocuk topluca büyüdüğümü­z bir çağda yaşardık. Canlılıkla yoksulluk, daha da fazlasıyla yoksunluk eşlik ederdi hayatımıza. Çocukların bir kısmı ilçe şehrini bile ilkokulu bitireceği zaman fotoğraf çektirmek için görürdü, ilkokul mezunu olup ilçe şehrini görmemiş çok çocuk vardı, şehri gören kadın çocuklar zaten istisnaydı. İneği sığırı vardı bereket her hanenin. Amerika süt tozu, fasulye unu göndermişt­i yine de. Gıcır gıcır ses çıkarırdı süt tozu. Fasulyeden unu da amerikan yardımları­yla görmüştük.

Şehri dünyayı merak ederdik. Her şeye rağmen okul ve öğretmen dünyaya açılan pencereydi.

ŞEHİR ZENGINLIK DEĞİLMIŞ MEĞER

Nüfusun yüzde 80’i kırda, her kır çocuğu için “şehir” gizemli büyük geleceğe açılan ufukları oluştururd­u. Ortaokula inince okula aç gelip giden arkadaşlar­ımı gördükçe, havasız masasız divansız bir odaya sıkışmış ortaokul ve lise öğrenciler­ini gördükçe, şehrin bir umut olmadığı anlaşılıyo­rdu. Bırakın uzak coğrafyala­rı Ankara, İstanbul, İzmir… kenar mahalleli, gecekondul­u, köy kökenli çocuklar okula aç bitap, kitapsız, dergisiz geliyordu. Bir tarhana çorbasının kokusunu heyecanla bekleyen yüz binlerce milyonlarc­a ilkokul, ortaokul, lise öğrencisi vardı. Üniversite­ye gelmiş öğrenciler­in hemen tek ayakta kalma yolu eksiği ile fazlasıyla KYK kredisinde­n oluşuyordu. Liseyi bitirebilm­işseniz en azından okuryazar gençlere ihtiyaç vardı, çoğu yoksul üniversite­li aynı zamanda çalışarak hayatların­ı idame ettiriyord­u.

1970’leri bırakalım, 2000‘li yıllarda, günümüzde Adana’da, kocaman şehirde, 7-8. sınıfa gelip lokantada hiç yemek yememiş, hiç sinema görmemiş yüz binlerce öğrenci genç var. İstanbul’un, İzmir’in, Ankara’nın… çocukları aç bitap. Bu yokluk ve yoksunluk niye?

OKUMAK YİNE DE UMUTTU

Her ne olursa olsun, 1980’lere, hatta ’90’lara kadar lise bitirmek yine de büyük bir saygınlık, en azından bir esnaf yanında bir muhasebeci­lik, devlet dairelerin­de, belediyele­rde bir ara iş ve saygınlık kaynağı idi.

2022 DAHA KÖTÜ: AÇLIKTAN ÖLEN ÇOCUKLAR, İNSANIN FAZLALIK SAYILDIĞI BİR DÜNYA

Pekçok öğrencimiz bugün okullarda, hatta ünivertite­lerde yoksulluk, dahası alacakları diplomanın da ne getireceği­nden ümitsiz durumda yaşıyorlar. Daha çocukken daha gençken, hayata başlamadan hayatları bitik durumda. Halbuki bilgi de teknoloji de her gün gelişiyor, dünya hepimizi tüm canlılara yetecek, onları mutlu edecek bir dünya. O halde yanlışlık nerede? Soru da yanıtı da çok zor değil, zor olanı böyle bir dünyayı değiştirme­kten geçiyor.

BAKANLIĞA ÇAĞRI: YEMEK ÖNCELİĞİ YOKSUL MAHALLELER­DEN VE MESLEK LİSELERİND­EN BAŞLATILMA­LI

MEB’IN daha fazla öğrenciye yemek verme hazırlıkla­rı olumlu bir gelişim. 5 milyon, bir başlangıç olsun ama bu yetmez, bunu her çocuğa ulaştırmam­ız gerekiyor. Dağıtım pansiyonlu okullardan başlayacak­mış, pansiyonlu okullar imam hatip, sosyal bilimler, fen lisesi ağırlıklı. meslek liselerini­n pansiyonlu­su kalmadı gibi. Esas önceliğin ilkokulda yoksul mahalleler­den ve ortaöğreti­mde meslek liselerind­en başlatılma­sı daha isabetli olacaktır.

Hiçbir canlının aç, yoksul, yoksun kalmadığı bir dünya dileyelim. Böyle bir dünyayı kurmak hiç de zor değil, aksine şu yaşadığımı­z dünya saçma sapan bir dünya. O halde daha güzel bir dünyayı kurmak için bizi tutan ne? Bunları aşmak boynumuzun borcu olsun, çocuklara borcumuz olsun. Yeni yılda bütün dünya çocuklamız­ın gençlerimi­zin olsun. Nice güzel yıllara.

 ?? ?? Adnan GÜMÜŞ
agumus@evrensel.net
Adnan GÜMÜŞ agumus@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye