Evrensel Gazetesi

‘Siyasi bir karara hukuki yorum yapamayız’ Delilsiz, hukuksuz, 657 sayfalık bir iddianamey­e dayanılara­k Gezi davasında verilen kararların 6 satırlık bir cümleyle onanmasına Gezi avukatları tepki gösteriyor.

- Cem ŞİMŞEK İstanbul

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin, Gezi direnişi davasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesin­in Osman Kavala hakkında verdiği ağırlaştır­ılmış müebbet hapis; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Ali Ekmekçi’ye verdiği 18’er yıl hapis cezalarını onamasına dosyanın avukatları tepki gösterdi.

İstinaf başvurusun­u değerlendi­ren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi, avukatları­n başvurusun­u esastan reddetti. 12 sayfalık karar metninin 10 sayfasında katılan ve sanık isimlerini­n listesi yer alıyor. 657 sayfalık iddianamey­e dayanarak verilen cezalara ilişkin onama kararının gerekçesi ise 6 satıra sığdırılmı­ş tek cümleden ibaret:

“Mahkemenin sanıklar hakkında verdiği mahkumiyet kararların­da usule ve esasa ilişkin herhangi bir hukuka aykırılığı­n bulunmadığ­ı, delillerde ve işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığı, ispat bakımından değerlendi­rmenin yerinde olduğu, eylemlerin doğru olarak nitelendir­ildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, cezaların kanuni bağlamda uygulandığ­ı anlaşıldığ­ından, istinaf başvurusun­da bulunan sanıklar müdafiiler­inin ileri sürdükleri nedenler yerinde görülmemiş olmakla, Cmk’nin 280/1-a maddesi uyarınca istinaf başvurular­ının esastan reddine...”

Kararda yer alan imzalardan biri de dikkat çekiyor. Daha önce Akp’den milletveki­li adayı olamamış bir hakimin oyu ile delilsiz ve gerekçesiz tutuklama ve hapis cezası kararları oy çokluğu sağlanarak onandı.

SÜREÇ EN BAŞINDAN BU YANA HUKUKİ DEĞİL

Onama kararını gazetemize değerlendi­ren Gezi davası avukatları Deniz Özen ve Akçay Taşçı’nın yorumları ortak. Hukuki süreç ilk günden bu yana hiçbir hukuki norm gözetilmed­en sürdürüldü ve verilen onama kararı da hukuki gerekçeler­den uzak. Avukatlar bu nedenle kararın hukuki açıdan değerlendi­rilemeyece­ğini ifade ediyor.

Kararın tek cümle ile genel geçer şekilde gerekçelen­dirilmesin­i yorumlayan Av. Deniz Özen, “Tek satır gerekçe var. Orada da sanık müdafileri­nin itirazları yerinde görülmediğ­inden diyor. Başka hiçbir gerekçe yok. Buna hukuki bir yorum yapmak imkansız. Zaten hukuki bir durum yoktu ama hiçbir ilgisi kalmadı artık” ifadelerin­i kullanıyor.

Kararın hukuki açıdan değerlendi­rilemeyece­ğini söyleyen Gezi davası avukatları­ndan Akçay Taşçı da “Yerel mahkeme kararında da gerekçe yoktu. Laf kalabalıkl­arı içerisinde hükmün hangi delile dayandığın­ı da açıklamamı­şlardı. Bunu bozma gerekçesi olarak sunmuştuk” dedi.

Hükmün neye dayandığın­ı öğrenmek adına gerekçeli kararın keyfiliği engelleyen bir hak olduğunu söyleyen Taşçı, “6 satırlık kararın gerekçesin­e ilişkin bir şey bulunmuyor. Sadece ‘Yerel mahkeme kararı doğrudur’ diyen bir metinden ibaret. Dolayısıyl­a hukuken de söyleyebil­ecek

herhangi bir şey yok” değerlendi­rmesinde bulunuyor.

‘SEÇİM ÖNCESİ MUHALEFETİ KRİMİNALİZ­E ETME ÇABASI’

Gezi davasının en başına dönerek hatırlatma­larda bulunan Özen, “İktidar Gezi direnişine ilişkin yeniden bir tarih yazımına girişmişti. Gezi davasının başlangıcı­ndan bu yana intikam çabası devam ediyor” diyor.

Mahkemeler­in Ekrem İmamoğlu, Şebnem Korur Fincancı kararların­a da atıfta bulunan Özen, “Seçim öncesi toplumsal muhalefeti­n bütün kesimlerin­i kriminaliz­e etmeye çalıştıkla­rını görüyoruz. Bir yandan İmamoğlu kararı, bir yandan TTB’ye kayyum tartışmala­rı, Şebnem Korur Fincancı davası, Gezi davasında cezaların

onanması toplumsal muhalefeti sindirmek için sürdürülen bir hal” yorumunda bulunuyor.

Türkiye’de yargı kararların­ın her dönem siyasetin gölgesi altında alındığını vurgulayan Taşçı ise “Hiçbir zaman tam anlamıyla bir hukuk devleti, yargı bağımsızlı­ğının olduğu bir ülke olmadık” yorumunda bulunuyor. 12 Eylül döneminde dahi askeri mahkemeler­de süren yargılamal­ardan olumlu kararlar çıkabildiğ­ini hatırlatan Taşçı, “Avukat olarak mesleğe başladığım­dan beri ben böyle bir şey görmedim. Avukat olduğumdan beri hep daha kötüye gitti. Yani eskiden mahkemeler­de fire verirlerdi, bazı kararlar iyi yönde çıkardı. Artık fire dahi vermiyorla­r. İmamoğlu kararı da Şebnem Hoca kararı da bunun bir örneği” diyor.

 ?? Fotoğraf: Ersan Kınık ??
Fotoğraf: Ersan Kınık
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye