DAHA İLERİ MÜCADELELERE DOĞRU
ir yılı daha geride bırakıyoruz. Ekonomik ve toplumsal sorunların çözülmek bir yana, daha da ağırlaştığı bir yıldan, bu sorunlara karşı mücadelenin yükseleceği, buna karşın iktidarın baskı ve zorbalığının artacağı bir yıla adım atıyoruz. Ülkenin tüm temel sorunları Gordion düğümüne dönmüş durumda. Girilecek yılın aynı zamanda seçim yılı olması tek adam yönetiminin baskı ve zorbalığına, geniş halk kitlelerinin yaşamında düzelme sağlamayacak vaatlerin de eklenmesine neden oluyor. Ama iktidar ne yana dönse çözmediği, çözemediği, çözmeye de ne niyetinin, ne de gücünün yetmeyeceği, pek çoğu kendi politikalarının sonucu olan sorunlar yumağı ile karşılaşıyor. Çürüme ve yozlaşmanın pis kokusu ise dalga dalga tüm ülkeye yayılıyor.
Ekonomide şu gerçekler tüm çıplaklığı ile ortadadır: Erdoğan tarafından “Yüksek artış yaptık” diye açıklanan 8 bin 500 Tl’lik asgari ücret, daha işçilerin eline geçmeden açlık sınırının altına düştü. Emekliler ise açlık ve sefalete terkedilmiş durumda. Asgari ücret artık ortalama ücret oldu. Haraç alınırcasına halkın gırtlağına çökülerek toplanan paralar bir hortumla Kkm’ye-kur korumalı mevduat hesabı- aktarılıyor. Bankalar kârlarını yüzde 400’ün üzerine çıkarmış durumda, borsanın kurtları soygunlarını rekor düzeye çıkardılar.
Büyüme masalları anlatılırken dış ticaret açığı 100 milyar dolara, cari açık 50 milyar dolara dayandı. Borç ödemelerinde faiz ödemeleri ana parayı geçti. “Yerli ve milli ekonomi” emperyalistlere ve tekellere çalışıyor. Halkın cebine döşenmiş başka bir hortumla da garantili yollar, köprüler, hastaneler, hava alanları vb. üzerinden büyük patronlara her yıl yüz milyarlarca lira aktarılıyor. Bu yetmiyor vergi indirimi, aflar, teşvikler de bunlara akıyor. Bunlara karşın iş gücü ödemeleri TÜİK verilerine göre bile yüzde 26.3’e düşerken, sermayenin payı yüzde 54.8’e çıkmış durumda. İşçi ve emekçi halka açlık ve sefalet, büyük patronlara ballı kaymaklı kârlar ve bunların sonucu olarak yüksek enflasyon ve tsunami haline gelen zam dalgası. Ülkenin ekonomik tablosunun görünümü kalın hatları ile böyle.
Politik tablo ise çözümsüzlüklerin, açmazların derinleştiğini çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriyor. İktidar basın, yayın, sanatçı, aydınlar ve politik muhalifler üzerinde faşizan bir baskı uyguluyor. Cezalar, tutuklamalar, gözaltına almalar, konserler dahil yasaklamalar peş peşe geliyor. Grev yasaklarına yenileri eklendi. AKP döneminde grevi yasaklanan işçi sayısı 200 bine dayandı. Kürt illerinin seçilmiş belediye başkanlarından başlayan görevden alma ve kayyum atamaları geldi İstanbul’a dayandı. Demokrasi, eşitlik, barış talep eden Kürt halkına verilen yanıt daha fazla operasyon, tutuklamalar, tüm Kürt coğrafyasında tırmandırılan savaş oldu. Raboskî Katliamı’nın üzerinden 11 yıl geçti, bombalama emri veren sorumlular hâlâ adalet önüne çıkarılmış değil. Yılın son günlerinde toplanan Alevi Kurultayı, Alevilerin temel taleplerinin bir kez daha ortaya konmasına vesile oldu. Özünde bunlar tüm halkın da talepleri olan laiklik, demokrasi ve eşitlik talepleridir. İktidarın tüm bunlara yanıtı ise tarikatların, politik islamın önünün açılması, Diyanet işlerinin öne çıkarılması, faşist baskı ve terör oldu.
İktidarın baskı ve terörüne karşın işçi ve emekçi halk ve onların örgütlü, bilinçli kesimleri temel ve acil talepleri için mücadele yolunu tutmaktan hiç vazgeçmiyorlar. Hem kendi haklarını talep eden kesimler, hem de tüm halkın taleplerini dile getiren mücadeleci kesimler sürekli olarak alanları, sokakları dolduruyorlar, baskı ve teröre boyun eğmiyorlar. Ülkenin seçim atmosferine doğru girmeye başlaması politik ve ekonomik talepler için mücadelenin daha da yaygınlaşmasını, direngenleşmesini, yükselmesini, birleşme eğilimini beraberinde getirecek. Elbette bu kendiliğinden olmayacak. Emek ve Özgürlük İttifakı gibi ittifaklar, mücadeleci kesimler halkın duyarlılığının arttığı bu dönemde emekçi ve ezilen halkın taleplerini daha güçlü seslendirecekler ve savunacaklar. Kimsenin kuşkusu olmasın, gelen yıl kararlı ve güçlü mücadelelerin verildiği bir yıl olacak ve işçi ve emekçi halk daha ileri mücadeleler için tecrübesini ve birikimini artıracak.
B