ADEM SÖZÜER: ORTADA HUKUKİ ANLAMDA DEĞİL GÖRÜNÜŞTE BİR GEREKÇE VAR
MAHKEMEMİN bilirkişi olarak görüşüne başvurduğu İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Adem Sözüer gerekçeli kararı gazetemize değerlendirdi. “Gerekçeli karar aslında tam bir gerekçe içermiyor” diyen Sözüer, “Adil bir kararı değil peşin verilen cezalandırma hükmü ilan edilmiş. Savunmalar ve bilimsel mütalaalara itibar edilmiyor, ama bunun sebepleri açıklanmıyor. Gerekçeli karar 17 sayfa, ama 15 sayfası olayın özeti zaten, dava konusuyla doğrudan ilgili sadece iki sayfalık bazı açıklamalar var. Gerçek bir irdeleme ve değerlendirmeyi içermeyen açıklamalar da olayın oluşu ile çelişkili. Ortada hukuki anlamda değil görünüşte bir gerekçe var” ifadelerini kullandı.
Kararda sadece aleyhte içtihatlara yer verildiğini ve o içtihatların, İmamoğlu davasında kullanılabilecek, içtihatlar olmadığına dikkat çeken Sözüer, “Türk Dil Kurumunun sözlüğüne bakılarak ahmak sözcüğünün birden çok anlamı olduğu ifade edilmiş. Ancak bu anlamlardan hangisini mahkeme kabul etmiş bu da belli değil. İmamoğlu hakkında Yargıtaydaki kesinleşmemiş bir dava var deniyor ve gerekçeli kararda bu kesinleşmemiş dava, İmamoğlu aleyhine cezayı yüksek tutmak için gerekçe yapılıyor” değerlendirmesinde bulundu.
İMAMOĞLU SİYASİ KİŞİLİĞİ NEDE NİYLE CEZALANDIRILMIŞTIR
Kesinleşmemiş bir davanın başka bir davada aleyhe kullanılmasının mümkün olmadığına vurgu yapan Sözüer, “Çünkü kesin hüküm olmadıkça, masumiyet karinesi var, kişi belki beraat edecek. Gerekçeli kararda İmamoğlu davayla ilgili demeç verdi deniyor ve bu da aleyhe değerlendiriliyor. Halbuki başta içişleri bakanı davayla ilgili özel video çekip paylaşıyor. Kararda buna değinilmiyor, İmamoğlu’nun bunlara cevap vermesi ise cezanın yüksek tutulmasına gerekçe yapılıyor. Bunlar da gösteriyor ki İmamoğlu fiili nedeniyle değil, siyasi kişiliği nedeniyle cezalandırılmıştır. Böylece fiili ceza hukuku ilkesi de ihlal edilmiştir” şeklinde konuştu.
Sözüer, kararın siyasi yönüne dikkat çekerek, “Davaya bakan hakimin iktidarın hoşuna gitmeyecek bir karar vereceği anlaşılınca olağan dışı bir şekilde değiştirilip, davaya başka hakimin tayin edilmesi; halen yalanlanmayan haberlere göre karar öncesi Cumhurbaşkanlığı makamının bakan ve parti yöneticileriyle toplantı yapıp davadan çıkacak kararın siyasi etkilerini konuşmaları, mahkumiyet hükmünün Ekrem İmamoğlu’na yönelik siyasi amaçlarla verildiğini açıkça ortaya koymaktadır” ifadelerini kullandı.