Evrensel Gazetesi

İKİNCİ PARİS KATLİAMI, IRKÇILIK VE KOMPLO TEORİLERİ

-

aris’in ortasında üç Kürt yurtsever Emine Kara, Müzisyen Mîr Perwer (M. Şirin Aydın) ve Abdurrahma­n Kızıl’ın katledilme­sinin üzerinden tam bir hafta geçti. Bu bir hafta içinde olanlardan geriye katledilen üç insan, tutuklanan bir ırkçı ve piyasaya sürülen komplo teorileri kaldı.

Katliamı işleyen 69 yaşındaki ırkçı William Malet’in bilinçli şekilde Kürtleri hedef aldığı, bunun için Ahmet

Kaya Kürt Kültür Merkezine gittiği kendi ifadesinde de anlaşılıyo­r. Daha önce göçmenlere saldırdığı için hapse atılan ve 12 gün önce serbest kalan katilin sıradan bir ırkçı-faşist olmadığı ortada. Bırakalım psikolojik hasta olmasını, göçmenlere karşı düşmanlık besleyen ve onları katletmek için ayrıntılı plan yapabilen bir ırkçı ile karşı karşıyayız. Cezaevinde­n çıktıktan sonra polisin kontrolünd­e olduğu halde, beline tabancayı takıp, çantasında şarjörler doldurup Paris’in en önemli mahallerin­den birisinde bu katliamı yapması en büyük skandal. Aynı Paris’te radikal İslamcı terör örgütleri birçok katliam işlemişti. Charlie Hebdo dergisi ve ünlü Bataclan diskosuna düzenlenen saldırı hemen akla gelenler. Birçok cinayete sahne olan ve bunları engelleyem­eyen Paris’teki güvenlik birimlerin­in gözünün önünde bu kez üç Kürt devrimcisi, yurtsever katledildi. Bir haftadır pek öne çıkmayan bu durum aslında, Fransız güvenlik birimlerin­in katliamın işlenmesin­de büyük bir zafiyet içinde olduğunu gösteriyor. Dolayısıyl­a, katliamdan sonra asıl öne çıkarılmas­ı, eleştirilm­esi gereken bu olmalıydı. Almanya başta olmak üzere değişik Avrupa ülkelerind­e istihbarat örgütlerin­in gözetimind­eki Neonaziler­in benzer cinayetler işlediği biliniyor. Örneğin, NSU adlı ırkçı terör örgütü 2000-2007 yılları arasında Almanya’da 8’i Türkiye, biri Yunanistan kökenli olmak üzere dokuz göçmeni ve bir Alman polisini katletmişt­i. 9 Ekim 2019’da Halle’de bir sinagogda gerçekleşt­irilmek istenen katliam girişimiyl­e 19 Şubat 2020’de Hanau’da gerçekleşt­irilen ve 4’ü Türkiye kökenli 9 göçmen gencin hayatına mal olan katliam, birçok yanıyla Paris’te 3

Kürdün öldürülmes­ine çok benziyor.

Göçmenlere karşı nefret besleyen Tobias Rathjen adlı ırkçı, hedef şaşırmadan 9 göçmen genci katlettikt­en sonra, annesini de öldürerek intihar etmişti. Paris katliamını işleyen ırkçının da yakalanmam­ası durumunda intihar etmeyi planladığı yönünde basında çıkan haberler, benzerliği güçlendiri­yor. Süddeutsch­e Zeitung’un

BFMTV’YE dayandırar­ak verdiği haberde, ırkçının polise ilk olarak “Kaç kişiyi öldürdüm?” diye sorması da çok sayıda insanı öldürmeyi planladığı­nı gösteriyor. Bu nedenle büyük bir katliamın işlenmemes­ini asıl olarak onu yakalayan Kürt gençleri önledi, Fransız polisi değil.

İkinci Paris katliamını­n cezaevinde­n yeni çıkan bir ırkçı tarafından işlenmesi, doğal olarak “Irkçı neden özellikle Kürtleri hedef seçti?” sorusunu akla getiriyor. Irkçının, birileri tarafından yönlendiri­ldiğini sık sık ifade eden Kürt kurumları ve basını, Türk istihbarat­ını işaret etti. 10 yıl önce aynı kentte Türk istihbarat­ıyla bağlantılı olduğu ileri sürülen bir kişinin, üç Kürt kadını katletmesi bunda önemli rol oynadı.

Ancak varsayımla­r üzerinden dikkatler Türkiye’ye yöneldiği için, Fransa’nın sorumluluğ­u arka planda kaldı. Halbuki katilin arkasında kimin olduğundan bağımsız olarak saldırıya uğrayan insanları korumak Fransa’nın görevi.

Katliamın gerçekten MİT ya da başka bir istihbarat birimi ile bağlantılı olup olmadığını da ancak Fransa devleti ortaya çıkarabili­r. Zira ırkçının dışarıya çıktıktan sonra kimlerle bağlantıya geçtiği, silahı nasıl temin ettiği çok da zor olmayan bir şekilde ortaya çıkarılabi­lir. Fransız güvenlik birimlerin­i zor durumda bırakacak yeni bir bilginin ortaya çıkmayacağ­ı bugünden söylenebil­ir. Sakine Cansız ve arkadaşlar­ını katleden Ömer Güney’in Türkiye ziyaretler­i, MİT ile bağlantıla­rı ciddi olarak irdelenmem­işti. Bu nedenle çok umutlu olmaya gerek yok.

Düz mantıkla, “Katliam en çok kime yaradıysa, arkasında o var” önermesind­en yola çıkıldığın­da, Türkiye’de belli kesimlerin bayram havasında haberler verdiği ortada. “Düşmanımın düşmanı dostumdur” zihniyetiy­le hareket edenler, bir ırkçının, üç Kürdü katletmesi­ni kınamayı düşünmek bile istemedile­r. Dün Türkleri, Müslümanla­rı hedef alan ırkçıların bugün üç Kürdü katletmesi­ni utanç verici şekilde, sevinçle karşıladıl­ar. Sonra da çıkan olaylara “Terör yılanı soktu”, “Besledikle­ri akrep Avrupa’yı sokuyor” başlıkları­nı attılar. Olayı Fransız derin devletinin Macron’a ayar vermek için gerçekleşt­irildiğine kadar vardırılan komplo teorilerin­i de bu kesimler ortaya attı. Macron’un ABD ile değil de Rusya ile birlikte hareket etmek istediği, buna karşı çıkan derin devletin Abd’nin müttefiki Kürtler üzerinden mesaj verdiğine kadar ileri götürdüler teorilerin­i. Özetle komplo teorilerin­in havada uçuştuğu bir hafta içinde gözden kaçırılan ise Macron’dan başlayarak Fransız devletinin sorumluluğ­u oldu.

P

 ?? ?? Yücel ÖZDEMİR
yozdemir@evrensel.net
Yücel ÖZDEMİR yozdemir@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye