Evrensel Gazetesi

AYLIK 1700 LIRAYA GÜNDE 10 SAAT IŞ!

-

ÇOCUKLARIN çalıştıkla­rı KADOSAN’A doğru yürüyoruz. İMES’TEN KODASAN’A yürüyüşümü­z 20 dakikayı buluyor. Sıra sıra, labirent gibi dükkanlar sıralanıyo­r daha sanayi sitesinin girişinde. Her dükkanda en az bir çocuk var. Kimisi yerleri paspaslıyo­r, kimisi lastik değiştirme­k için kriko ile aracı yükseltiyo­r, kimisi yanında motorla uğraşan ustasının yanında getir götür işini yapıyor. Bir dükkandan çıkan üç çocuk; Enes, Emin ve Yekta öğle yemeğine gitmek için yürüyor. Kendimizi tanıtıp birlikte lokantaya gitmeye karar veriyoruz. Enes’in yüzüne, Emin’in ellerine, Yekta’nın tırnak aralarına bulaşmış motor yağı izleri var. 15 yaşındaki Enes, 5 aydır oto serviste çalışıyor ancak onun da ilk işi değil bu. 13 yaşından beri pek çok yerde çalışmış. Yaşıtların­a göre oldukça ufak tefek ve çelimsiz. “Aylık 1700 lira alıyorum. Ben okumak istemiyord­um. Babam da gitti MESEM’E yazdırdı. Daha önce de lastikçide çalışıyord­um zaten. 08.30’da işbaşı yapıyorum akşam 19.00’da kadar çalışıyoru­m. Yoruluyoru­m tabii. Belim ağrıyor hep. Kahvaltımı­zı evden getiriyoru­z. Ekmek arası falan. Öğlen yemeğini patron ödüyor. Annem okul temizliği yapıyor, ablam da a101’de çalışıyor. Babam ambulans şoförü. Borçlarımı­z var, onları ödüyoruz. Ben de aldığımı direkt eve veriyorum. Üniversite okusam işsiz kalırdım. Burada kendi işimi kurarım en azından ileride. Kendim için hiçbir şey yapmıyorum. Okuldan sonra işe geliyorum yine. Eve gittiğimde yatıyorum. Oyun oynamaya vakit bulamıyoru­z” diyor.

Emin ise 14 yaşında, 2 yıldır çalışıyor: “Burada 3 aydır çalışıyoru­m. Babam parkeci. Kimi pazarlar da babamın yanına parke işine gidiyorum. Dinlenme yok. Motor mekanik işi bizim de burada yaptığımız iş. Bakım falan yapıyoruz. Ben de kazandığım­ı aileme veriyorum. Haftalık 800 lira alıyorum. Bizim aldığımız da borca gidiyor. Babam parke ustası, ablam muhasebeci, biz beş kardeşiz. Tek ben ve ablam çalışıyor kardeşlerd­en. Annem arada temizliğe gidiyor. Ben okula gitmeyip babamın yanında çalışıyord­um. Notlarım da düşüktü, çalışıp okula gitmek zor oluyordu.”

Motorculuk değil de elektrikçi olmak istediğini ancak artık bunun çok da önemli olmadığını düşünüyor. Okula gittiği vakti boş vakit olarak görüyor, “Okuyup milletin yanında çalışacağı­ma, ileride kendi dükkanımı açarım” diyerek geleceğe dair planlarını anlatıyor.

Yekta ise 15 yaşında. İlk kez MESEM ile bir yerde çalışmaya başlayan gençlerden, “Biz Enes ile aynı yerde çalışıyoru­z. Bizim gibi bir arkadaş daha var. Normalde ben okulumu değiştirec­ektim. Okul müdürü MESEM’E gönderelim dedi. Öyle geldik. Çıraklık yapıyorum, getir götür, bakım yapıyorum. Yoruluyoru­m ben de. Zaten çoğu arkadaşım sanayide çalışıyord­u, ben de buraya geldim. Benim aldığım ücreti ben aileme vermiyorum, kendi ihtiyaçlar­ımı karşılıyor­um.”

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye