COĞRAFYADA ÇİN’İN YÜKSELİŞİ
er sene sona ererken yılın bıraktığı bakiyeye bakmak adettendir. Arap dünyası bakımından da 2022 yılı, sonraki yılları etkileyecek birçok gelişmeye tanıklık etti. Şüphesiz ki geçtiğimiz yıl yaşanan gelişmeler, özellikle on yılı aşkın süredir yaşananlardan bağımsız değil. Lakin bu kadar hareketli bir coğrafyada her dönemin, her yılın mirasının kendine has yönleri de mevcut tabii ki.
Coğrafya, emperyalistler ve onların bölgedeki uzantıları arasında rekabetin şiddetlendiği bir yılı geride bıraktı. Belki de bunun en bariz göstergeleri Ukrayna savaşı gölgesinde gerçekleşen ve OPEC’IN bir parçası olduğu petrol ve gaz üretim kararları, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Riyad’a yaptığı çıkartma ve Rusya ile İran arasında doğal gaz üretimine yönelik yapılan yatırım anlaşması.
Lakin şiddetlenen sadece emperyalistler arası rekabet değil, halkta taleplerinin gerçekleşmesi için sokakta sesini daha yüksek perdeden haykırdı. Arap dünyasında birçok ülkede diktatörlüklerin yıkılmasıyla sonuçlanan halk hareketlerinin simgeleşen sloganı “Şaab yurid ıskat nizam” (Halk düzenin yıkılmasını istiyor) sloganıydı.
Bu slogan bir yandan halkın iktidarlara duyduğu öfkeyi ve kini yansıtırken diğer yandan aslında hareketin sınırlarını da gösteriyordu. Diktatörlüklerin yıkıldığı bütün ülkelerde, demokratik halk rejimlerinin kurulamamasının ekonomik ve siyasi sancıları yaşanıyor.
HGEÇTIĞIMIZ yılın kayda geçmesi gereken diğer bir olayı aralık ayında Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in üç gün süren Riyad ziyaretiydi. Veliaht Prens Muhammed bin Selman 2019 yılında Pekin’i ziyaret etmişti. Ancak Şi Cinping’in ziyaretinin bizzat Muhammed bin Selman’ın davetiyle gerçekleşmesi, kapsamı, bu esnada gerçekleştirilen üç zirve ve diğer Arap ülkelerinin temsilcileriyle yapılan görüşmeler, buluşmanın bir “iadeiziyaret”ten çok “Çin’in Ortadoğu çıkarması” olarak değerlendirilmesine yol açtı. Şi Cinping, 30 devlet başkanı ve kurumla görüşme yaptı. Suudi petrolünün dörtte birini ithal eden Çin devlet başkanının Krallıkla Çin arasında “kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması” çerçevesinde 29.3 milyar dolarlık 34 imza atılmış olması bu çıkarması “Amerikalıların Suudi Arabistan’daki kazanımlarını devralması” olarak değerlendirildi.