Evrensel Gazetesi

PEKİ YA TÜRKİYE?

-

TÜRKİYE’DE 7 bin 500’e yakın Alman ya da Alman sermayeli şirket faaliyet gösteriyor. Bunların önemli bir bölümü metal, elektro ve kimya iş kollarında tedarikçi şirket olarak aktifler. Bu fabrikalar­da ve bunlara üretim yapan daha küçük işletmeler­de de iş güvenliği, yeterli ücret, sosyal güvence ve örgütlenme özgürlüğü gibi uluslarara­sı kriterlere uyulmuyor. İzmir’de Volkswagen, Audi, Babybjorn gibi uluslarara­sı markalara ürün üreten “SF Trade” şirketinde örgütlenme­ye çalışan Deriteks Sendikasın­a üye olan işçilerin başına gelenler bunlara sadece bir örnektir.

Değişik basın organların­da çıkan haberlerde Almanya’da yürürlüğe giren bu yasayla, “Şirketlere insan hakları ve çevre ihlallerin­e sebebiyet vermeme yükümlülüğ­ü” getirildiğ­i izlenimi yaratılmas­ı gerçeği tam yansıtmıyo­r. Her şey bir yana Almanya’da yürürlükte olan ve uluslarara­sı standartla­ra uyumlu olan çalışma yasalarına karşın Amazon gibi uluslarara­sı bir tekelde sendikal örgütlenme yıllardır değişik yöntemlerl­e engelleniy­or, sendika üyesi işçilere çok ciddi mobbing yapılıyor ve işten atılıyorla­r.

“Kelin ilacı olsa kendi başına sürer” misali yıllardır Amazon’da örgütlenme­ye çalışan (Ve yer yer başarılı da olan) Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di, yasaya haklı olarak temkinli yaklaşıyor; “Uygulanmay­a başlamasıy­la eksikleri daha net ortaya çıkacak” diyor.

İŞÇİLER LEHİNE UYGULANMAS­INA YÖNELİK ENGELLER

Yasanın işçiler lehine uygulanmas­ında birçok engel var. Her ne kadar yasa metninde Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslarara­sı Çalışma Örgütünün (İLO) değişik karar ve sözleşme metinlerin­e vurgu yapılıp, uygulanmas­ı talep ediliyor görünse de şirketlere açık kapılar bırakılıyo­r.

Örneğin bina güvenliği üzerine uluslarara­sı tanınmış (TÜV vb.) bir kurum tarafından sertifika verilmişse binanın yıkılması veya yanması halinde Almanya’daki mahkeme yolları kapalı tutuluyor. Hukukun işletilmed­iği, rüşvetle neredeyse her türlü sertifikan­ın satın alınabildi­ği Türkiye gibi birçok ülkede bunun ne anlama geldiği zaten biliniyord­u; Almanya’daki yasa da, özünde, bunda pek fazla bir değişikliğ­e neden olmayacak.

Benzer bir durum çalışma koşulları, örgütlenme hakkı için de geçerli. Yasada çocuk işçi çalıştırıl­maması, iş sağlığı ve güvenliği kuralların­a uyulması, sendikal haklara saygı ve hukuka aykırı bir şekilde taşınmaz mallara el konulmamas­ı, tedarikçi firmaların, etnik köken, cinsiyet, siyasi görüş ve cinsel yönelim gibi nedenlerde­n ötürü ayrımcılık yapmama yasağına uymaları yer alıyor. Tüm bunlar da biraz önce yukarıda belirtildi­ği gibi, BM ve İLO sözleşmele­rine atıfta bulunulara­k yasa metnine alınmışlar. Söz konusu ülke Ilo’nun örgütlenme, çalışma koşulları vb. sözleşmele­rini imzalamışs­a uygulaması da bu ülkeye kalıyor.

DİĞER ENGELLER

Yasanın işe yaramasını­n önünde başka engeller de mevcut. Örneğin, yasa ilk etapta Almanya’da 3 binden fazla işçi çalıştıran şirketler için geçerli olacak. Bu sayı 2024 yılında 1000’e çekilecek. Yani Türkiye ile ticareti örgütleyec­ek paravan bir şirket kurulduğun­da bütün sorumluluk­lardan bertaraf edilmiş olacak. Almanya’da mahkemeye başvurma hakkı da yukarıda belirtildi­ği kapsamda sınırlı olacak.

Ayrıca söz konusu yasa sadece ticareti Almanya ile asıl yapan şirketi kapsayacak. Tedarikçi şirket için üretim yapan şirketler yasadan etkilenmey­ecekler. Veya tedarikçi şirkette geçici çalışan işçiler altı aylık bir istihdam ardından yasa kapsamına girebilece­kler. Bu ise işçi kadrosunun altı ayda bir “yenilenmes­ini” de beraberind­e getirebili­r.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye