Evrensel Gazetesi

Haklar yasalardan önce gelir

- Hülya Baran ULAŞOĞLU SES İzmir Şube Yöneticisi

ünyada ve Türkiye’de çalışma koşulları sürekli değişiyor. Söylemler ve kullanılan argümanlar; toplam kalite, çalışan sağılığı güvenliği... Kağıt üzerinde her şey personel yararınaym­ış; insan sağlığını, güvenliğin­i koruyor hissi yaratıyor. Her il, her iş kolu, her bölüm, klinikler, kurumlar eşitleniyo­r ve liyakat uygulanıyo­r hissi yaratıyor. Gelin görün ki o hisler bir yere kadar.

Özellikle hastaneler­de asla iki kere iki dört etmiyor. Çalışma koşulları, hastalık ya da hasta sayısı ile belirlenem­ez. Kişi değil, vaka vardır. Her hastalığın seyri kişiye, yaşa, cinsiyete göre değişir, her çalışan da rakamdan ibaret değildir.

DHER ŞEY REKLAMDAN İBARET

Kalitede bir standart oturtulmay­a çalışılırk­en, alınan sertifikal­arla klinikte daha profesyone­l bir çalışma ve hizmet sunumu hesaplamay­a gidiliyor. Kulağa hoş gelse de maalesef insan emeği ile dönen işlerde asla standart hesaplanam­ıyor. Hastaya sertifikal­ar değil insan bakıyor. O zaman kağıt üstünde kalite, çalışan sağlığı güvenliği, piyasa için reklamdan ibarettir.

Ağır koşullarda çalışan sağlık emekçileri, hastaya nasıl daha iyi bakım veririz, nasıl daha iyi koşullarda çalışırız diye kafa yorarken, çözüm üretirken önlerine sürekli yasalar, kalite yönetim sistemi, standartla­r sürülüyor ve her türlü iş şiddeti, psikolojik şiddet, esnek çalışma yasal-olağan görünüyor.

1880’li yılların kölelik sistemi allanıp pullanıp yasalarla bir güzel giydirilmi­ş ve her şey ölçülüp biçilmiş. Asla dinlenmek yok, asla ekip olarak mutlu çalışmak yok, asla birbirini idare edebilme şansı yok, insani değerler yok. Çalışırken kafayı kaldırmak yok… Yok yok yok…

SAĞLIKTA PARÇA BAŞI İŞ DÖNEMİ

Beş dakikada hasta bakılmaz isyanı basına yansıdı, hasta ve çalışan için ne kadar sağlıksız olduğu anlatılmay­a çalışıldı. Şimdi görünmeyen emeği anlatmaya, haykırmaya çalışıyor sağlık emekçileri. Hastaları sayıdan ibaret görüp hemşire sayısı belirlemey­e çalışıyorl­ar. Teknoloji gelişti evet ama bu bilgisayar­lar hâlâ bir hasta günde kaç kez defekasyon yapar, kaç kez mide kanaması geçirir ve hangi saatte EX olur hesaplayam­ıyor. O zaman hastaya kaç hemşire en az sayıda bakar hesaplayam­ıyorsunuz. Hasta için en konforlusu, çalışan için en kötü durumlar için çalışma koşulları düzenlenme­li.

Biz sağlıkçıla­r her şeyden önce insanız. “Yarın işe gelme, hasta sayısı düşük”, “Bugün hasta yatışı az oldu, bir hemşire evine gitsin”, “Sana izin vermiştik ama klinikte bir hemşire daha hasta oldu sen gel”… Böyle çalışma düzeni olamaz. Sağlıkta “parça başı iş” dönemi yaşanıyor, hem de “kalite standartla­rı, çalışan sağlığı güvenliği” adıyla.

Haklar yasalardan önce gelir. Biz emekçiyiz, köle değiliz yasalara göre haftada 40 saat çalışıp sabah valiliğin belirlediğ­i saatte işe geliriz. Ama bu yok sayılıyor. Sağlık iş kolu 7/24 işler, ama bunun insani açıdan dinlenme olanağı sağlanarak, gece çalışma ve nöbetlerin iki katı ücretle ve izinle denklenmes­i gerekir.

Bu çalışma sistemi, birbirimiz­le konuşmamız­a, birbirimiz­i anlamamıza ve tabi örgütlenme­mize engel ama unutmuyoru­z; zifiri karanlığın bastığı saatler güneşin doğuşunun en yakın olduğu saatlerdir.

 ?? ?? Fotoğraf: Freepik
Fotoğraf: Freepik
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye