BİR+BİR=BİR, YALNIZCA KARELİ CEKETLİLERİN ULAŞTIĞI BİR SONUÇ!
SEÇİM tarihinin öne alınma ihtimalinin güçlenmesi, Erdoğan’ın aday olup olamayacağı tartışmasını yeniden gündeme getirdi. Erdoğan hangi şartlarda aday olabilir?
Tek bir şartta. TBMM erken seçim kararı alırsa. Diğer ihtimallerde üçüncü kez aday olması mümkün değil. Bu kadar basit ve açık. “Bu yeni bir sistem olduğu için, ilk seçim sayılmaz” diyen iktidar cenahı, anayasa hukuku bakımından anlamlı bir şey söylemiyor. Bir+bir=İki. İki kez seçildiyseniz ve anayasa, bir istisna dışında üçüncü kez aday olamayacağınızı hükme bağlamışsa, o istisnai durum dışında üçüncü kez aday olamazsınız. Tartışılacak bir şey yok, ‘bir+bir=bir’ yalnızca kareli ceketlilerin ulaştığı bir sonuç.
Muhalefet neden bunu tartışmaktan kaçınıyor hatta “Aday olamaz ama bunu kullanmasın, biz nasılsa yeneceğiz” gibi bir tutum alıyor?
Yanıtı siz veriyorsunuz, tam da söylediğiniz gibi, aday yapılmazsa bunu kullanır şeklinde anlaşılmaz bir tutumları var. Bunu bir siyasi analist anlayabilir belki, ancak bir anayasacının kavraması ve hak vermesi olanaksız. 15 yaşında gençlerin oy vermek istediğini ve muhalefetin, “Hadi kullanın, sonra laf ederseniz” dediğini düşünün, hiçbir farkı yok. Kazanırlarsa bir süre sonra unutulur belki bu anormallik, ancak kaybederlerse, aday olamayacak birinin adaylığına karşı çıkmadıkları için kaybetmiş olacaklar. Şu cümle bile yeteri kadar saçma aslına bakılırsa.
Seçimin öne alınmasında ekonomik desteklerin etkisinin kaybolmaması kadar, adaylığı anayasal hale getirme ihtiyacı da söz konusu mudur?
Eğer TBMM erken seçim kararı alırsa, evet, tek gerekçesinin bu olduğunu düşünüyorum. Yoksa, seçimi bir-iki ay erkene almanın ne alemi var. Gerçi zamanında yapılacak bir seçimde de Ysk’nin iktidarı üzecek bir karar vereceğini sanmıyorum. Nitekim geçenlerde YSK başkanı bazı açıklamalar yaptı ve konuyu bir anayasa hukukçusu arkadaşıyla istişare ettiğini belirtti. YSK başkanının anayasacı arkadaşlarının olduğunu öğrendik böylece.