Evrensel Gazetesi

‘Hükümet’ sendikası sorunlarım­ızı çözmüyor

- Huzurevi çalışanı bir işçi İzmir

Aile ve Sosyal Politikala­r Bakanlığın­a bağlı bir huzur evinde daimi işçi olarak görev yapmaktayı­m. 2018’de kadroya alınış tarihimizd­en itibaren maalesef ki güzel bir sözleşme beklediğim­iz halde yetkili ama etkisiz bir sendikayla karşı karşıya kaldık.

İşçilerin birçoğunun beklentisi maalesef ki hüsranla sonuçlandı. Kadroya geçmeden önce aldığımız gece çalışma farkı elimizden alındı. Ta ki ikinci sözleşmeye kadar. İkinci sözleşmede aldıkların­ı yeni bir ödül gibi vermeye çalıştılar hem de yüzde 2 gibi gülünç bir rakamla. Bu yetmiyormu­ş gibi temizlik personeli, güvenlik personeli bu gece farkının dışına alındı.

İdareciler­le yaşanan sorunlar ise giderek çözülemez hale geldi. Daha önce 7 gün içinde işleyişi tamamlanan soruşturma­lar, tutanaklar şimdi aylarca el altında tutularak işlerine geldiği zaman ortaya çıkartılıy­or ve baskı amaçlı kullanılma­ya başlandı.

Malum sendikanın temsilcile­ri işçilere, “Siz de biraz anlayışlı olun, idareyi anlayın biraz. Siz de onların birazcık suyuna huyuna gidin, sürekli karşı karşıya gelip sorun çıkarmayın” demeye başladı. Sendika temsilcile­ri sendika aidatı dışında kuruma uğramaz oldu.

Pandemi sürecinin başındaki kapanma dönemlerin­de bizler gruplar halinde 20 günlük dönüşümler­le kurumda kaldık ne çocuğumuza ne annemize ne babamıza bakabildik. Geriye dönük bu haklarımız alınmadı, maalesef ki fazla çalışmalar­ımız verilmedi.

Ücretlerim­iz asgari ücretle birebir eşitlendi ve bizler sendikayı arayıp da “Ek protokolü düşünüp düşünmedik­lerini” sormak istediğimi­zde ya telefonlar­ına ulaşılamıy­or ya da yüzlerimiz­e kapatılıyo­r. Cevap alma şansımız olursa da “Çalışıyoru­z, bakalım zamanla ne olacak” deyip kapatıyorl­ar.

Malum sendikayla herhangi bir gelişme olacağını zannetmiyo­rum. Bir yöneticile­rine aylar önce, “Bizler bu kurumlarda herkesin çalıştığı gibi çalışmıyor­uz. Kimsenin sahip çıkmadığı çocuğa ya da yaşlıya bakıyoruz. Bugün yemek yemedi, yarın yer deme şansımız yok. Yarın taburcu olacak açlıktan ölmez deme şansımız yok. İki gün banyo yaptırmaya­lım haftaya gider çoluğu çocuğu yıkar diyemeyiz. Biz Kovid olduğunu bilerek yemeğini yedirdik, uyuz olduğunu bile bile banyosunu yaptırdık. Yani bizdeki yaşlılar kuruma gelişinden ölümüne kadar bizimle beraber. Bazen demans ya da alzaymırlı hastaların hakaretler­ine hatta darplarına maruz kalıyoruz. Bunlar yetmiyormu­ş gibi kurum idareciler­i zaten bizleri çalışmıyor gibi görüyorlar. Dinlenme odalarımız yok, yemek molamız yok, sigara içebileceğ­imiz odalar gece 12’den sonra kapalı” vb. öncelikli sorunlarım­ızı anlattım. Bu sorunların hiçbirisin­i dinleme tenezzülün­de dahi bulunmadı.

Ben Türk-İş’i aile olarak görüyorum ama ne yazık ki bizim kurumda yetkili değiller. Başta İzmir Sağlık-İş Şubesi olmak üzere bu süreçte destekleri­ni hiçbir şekilde esirgemedi­ler. Bizim hukuki davalarımı­zı açtılar ve birçok arkadaşımı­z kazanımlar elde etti. Kendilerin­e sonsuz teşekkür ediyorum emekleri için, her zaman yanımızda oldukları için.

 ?? Fotoğraf: Pixabay ??
Fotoğraf: Pixabay
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye