PERS MEZAR ANITI’NA VE PHOKAİA ANTİK KENTİ’NE YAKIN ALANDA TAŞ OCAĞI İÇİN ÇED SÜRECİ BAŞLATILDI Tarihi sit alanında taş ocağı
Foça’da tarihi Pers Mezar Anıtı’nın da içinde olduğu doğal sit alanına taş ocağı açılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının başlattığı ÇED sürecine vatandaşlar tepkili.
İzmir’in Foça ilçesi İsmet Paşa ve Fevzi Paşa Mahallelerinde Mustafa Narlı tarafından kurulmak istenen doğal taş (tüf) ocağı projesine ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, çevresel etki değerlendirme (ÇED) süreci başlattı.
Proje tanıtım dosyasına göre, ilçenin Pers Mezar Anıtı’nın da içinde bulunduğu doğal ve tarihi sit alanı sınırları içinde yer alan 19.97 hektarlık alanda tüf taşı çıkarılması planlanıyor. Dosyada yer alan bilgilerde yılda 25 bin ton tüf taşı çıkarılması hedeflenirken, yapılacak ocağın tarihi kalıntılara zarar vereceği gündemde.
Projedeki verileri değerlendiren Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Eşref Atabey, söz konusu taş ocağı çevresinde zeytinlikler bulunduğunu ve taş ocağının zeytinliklere mesafesi 3 bin metreden daha az ise taş ocağı faaliyetine izin verilemeyeceğini söylerken, bölgede yaşayanlar ise ocağa izin vermeyeceklerini ifade etti.
‘RUHSATTA AMACA AYKIRILIK SÖZ KONUSU’
Proje dosyasında bloklar halinde ve bir kısmı ise kırılarak tüvenan (işlenmemiş) olarak elde edileceği belirtilen malzemenin, park, bahçe, istinat duvarı ve altyapı projelerinde yapı taşı olarak kullanılmak üzere doğrudan satışa sunulacağının belirtildiğini söyleyen Atabey, “Söz konusu işletme ruhsatı II (B) grubu maden olarak alınmış. Yönetmelikte, II (B) grubunda blok olarak üretilen taşlar, boyutlandırılarak geometrik şekil verilen taşlar sayılmıştır. Dolayısıyla ruhsatta belirtilen amaca aykırı bir durum söz konusu. Bu işletme ruhsatının iptal nedenidir” diye konuştu.
‘SAHANIN TIBBİ JEOLOJİK RAPORU HAZIRLANMALI’
Volkanik kayaçlarla ilgili teorik bilgilerin verildiğini ancak ruhsat alanındaki kaya biriminin fiziksel ve kimyasal, petrografik ve mineralojik özellikleri hakkında bilgi verilmediğinin altını çizen Atabey, “Yüzeydeki orman, çalılık ve bitki örtüsünün kaldırılması işleminde sıyrılacak toprak miktarı nedir bilinmiyor. Volkanik kayalarda doğal radyoaktivite değerleri ve toprak gazları ölçülmesi gerekiyor. Raporda bu ölçüm değerleri yok. Taş kesme işlemleri sırasında kullanılacak suların en yakın su kaynaklarından gerekli izinler alındıktan sonra gerçekleştirileceği söylenmiş, fakat bu en yakın su kaynağı nedir? Nereden, nasıl temin edileceği bilinmemektedir? Bu bağlamda sahanın tıbbi jeolojik raporu hazırlanmalı ve ÇED dosyasında bir bölüm olarak yer alması gerekir” dedi.
‘ORMAN VE BİTKİ ÖRTÜSÜ ORTADAN KALKAR’
Taş ocağı faaliyeti başladığında ilk önce toprakla birlikte orman ve bitki örtüsünün ortadan kalkacağını vurgulayan Atabey, “Dış görünüş bozulur, erozyon hızlanır, tarım alanları zarar görür. Yer altı su sistemi bozulur, patlatmaların etkisiyle heyelan, çökmeler olur. Yaydığı toz, çevrede yaşayanları ve bitkileri etkiler. Gürültü ve görüntü kirliliği olur, çamur atıkları çevreyi kirletir. En sonunda geriye tehlike yaratan falezli, dev su dolu çukurlar kalır” diye ekledi.