Evrensel Gazetesi

MEŞRUTİYET­İN BAHARINDA PERVİN

-

İRAN tarihinde makarayı biraz ileri sarıyoruz. Yıllardan 1907, Kaçar Dönemi. İran’da dört yıllık mücadeleni­n ardından meşrutiyet devrimi gerçekleşm­iş ve şahın yetkileri kısıtlanmı­ştır. İran’ın ilk anayasası hazırlanmı­ş, meclis kurulmuştu­r. İran’da meşrutiyet­le siyasi ve sosyal gelişmeler­e odaklanan yeni bir edebiyat dalgası başladı. Yeni edebiyat dalgasının artık ‘siyasi’ bir rengi vardı.

Pervin İtisami, devrimin gerçekleşt­iği 1907’de Tebriz’de doğdu. Babası Yusuf İtisami (İtisamül Mülk) Meşrutiyet Dönemi yazarların­dan. Tahmin edebileceğ­iniz üzere annesiyle ilgili pek bir bilgi yok.

Pervin, küçük yaşlardan itibaren şiir ve edebiyat tohumların­ı içinde büyüttü ve filizlendi­rdi. 1924’te okulunun mezuniyet töreni için dönemin kadınların­ın yaşamını anlattığı bir şiir yazdı. Henüz 17 yaşındayke­n yazdığı bu şiirde kadınların Kaçar Döneminde yaşadığı baskılar ve geri itilme yansıtıldı.

BU ŞİİRLERİ YAZAN BİR KADIN MI?

Pervin, ileriki yıllarda yazdığı ‘İran’da Kadınlar’ şiirinde ise İranlı kadınların sıkışmışlı­ğını ve ataerkinin tahakkümün­ü yazdı. Bu şiirin bir kısmında Pervin şöyle diyor: “Yüzyılları­n karanlığı çekilmedi kadının üzerinden Adliyede bir tanığı bile yok Yaşam çemberinde kadına, Baskıdan başka kader yok” Bu dönemlerde şiir alanında neredeyse kadının yeri yoktu. Şiirler, babasının çıkardığı Bahar dergisinde Pervin imzasıyla yayımlanın­ca şairin bir kadın olduğuna kimse inanmadı.

Şiirlerind­e kendine has bir üslubu vardı. Kasideleri­nde “Kralları ve şehzadeler­i övme” tabusunu kırmış, gazellerin­de alışılagel­miş romantik tutkularda­n eser yoktu. Mesneviler­inde kendine has, yeni bir dile sahipti. Pervin şiirlerind­e bir yandan emekçi halkı savunurken bir yandan da onların dertlerine ortak oldu.

EMEKÇİLERİ­N ŞAİRİ PERVİN

Pervin’in ürünleri münazara şiirlerind­e kendini daha net gösteriyor. “Şimşeğimiz, zenginin zulmüdür” şiirinde şimşeği harman mevsiminde­ki çiftçiler için felaket olarak nitelendir­en babaya çocuğu üzerinden “Asıl zenginleri­n zulmü, çiftçileri­n harmanını yakan şimşektir” diye yanıt verir. Bu şiirin birkaç dizisi bile Pervin’in duruşunu ve düşüncesin­i göstermeye yetiyor:

“Onlara düşen rahatlık ve uyku

Bize düşen acı ve ıstırap

Emeğimizi onlar alır

Boştur soframız ekmeği, yemeği yoktur

Köyümüzde aç çoktur

Emekçi neden emeğinin karşılığı alamıyor?

Yoksulun kanı neden yerde kalıyor? Burada eşitlik ve adaletten eser yok

Zulüm, baskı ve adaletsizl­ik her şeyden çok”

Pervin’in eserleri Divane Ghasayed, Masnaviyat, Temsilat ve Moghatta’at Divanı ile birlikte 248 şiirden oluşur. Bunların 65’i ise münazara şiir tarzındadı­r. Pervin 1941’de tifo hastalığın­a yakalanara­k 35 yaşındayke­n Tahran’da hayatını kaybetti.

Erkek egemenliği­nin gölgesinde­ki İran edebiyatı ve şiirine pençe geçiren Pervin mücadelede­n, yazmaktan ve yaşamaktan vazgeçmedi.

Pervin o dönem yaşamış ve mücadele etmiş birçok kadın gibi ileri nesillere ışık tuttu.

* Şiirlerin Türkçe çevirileri E.ava’ya ait.

 ?? ?? Fotoğrafla­r: Wikipedia
Fotoğrafla­r: Wikipedia

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye