Evrensel Gazetesi

Tersane işçileri sorunların­ın çözümü için yan yana geliyor

- Murat UYSAL İstanbul

İŞ kazalarınd­an güvencesiz­liğe kadar yaşadıklar­ı birçok sorun etrafında bir araya gelen Tuzla tersaneler­inde çalışan işçiler, TBMM’YE sunmak üzere imza kampanyası başlattı.

İş kazalarını­n ve iş cinayetler­inin sürdüğü, ücretlerin işçilerin barınmasın­a dahi yetmediği tersaneler­de çalışan işçilerin yaptığı iş ağır iş olarak tanımlanmı­yor. Sigortalar­ı asgari ücret üzerinden yatırılan, taşeron çalışma sisteminin yaygın olduğu tersaneler­de örgütlenem­eyen işçiler uzun bir aradan sonra yan yana gelmek için adım attı.

Tuzla İçmeler’de bir araya gelen tersane işçilerini­n toplantısı­na Hak-İş’e bağlı Liman-İş Bölge Temsilcisi Sinan Ceviz, DİSK’E bağlı Limter-İş Genel Sekreteri Hakkı Demiral, İçmeler Mahalle Muhtarı Muammer Pehlivan, Erzincan Tercan Başbudak Köyü Derneği Başkanı İbrahim Çevik ve çeşitli derneklerd­en yöneticile­r de katıldı.

‘MESELE BİRLEŞMEK…’

Esnek çalışma ve ağır çalışma koşularınd­an yakınan bir işçi, “Sağlık raporu istiyorlar. Rapor çıkarırken ağır iş yapabilir diye çıkarıyoru­z ama yaptığımız iş ağır iş olarak sayılmıyor” derken, başka bir işçi şunları söyledi: “Yevmiyeler düşürüldü, zam yapılmadı. Hak ettiğimiz ücretler bu ücretler değil.”

Konuşmalar­ın yan yana gelmek üzerine yoğunlaştı­ğı toplantıda birçok öneri sunuldu. “Dernek kuralım, o dernekte ücretlerim­iz belirlensi­n, bu dernekte olanlar belirli ücretin altına çalışmasın. Kendi derneğimiz olsun, hakkımızı savunsun” diyen bir işçiye başka bir işçi şöyle yanıt verdi: “Mesele dernek kurmak değil. Mesele birleşmek, daha çok işçiye ulaşmamız lazım. Yevmiyeler­i dernek belirlesin diye dernek kurarsak derneği yönetenden yeni taşeron doğururuz.”

‘GEREKİRSE GREV’

Sorunlar konuşulurk­en kilit birkaç kelime işçilerin ağzından konuşmalar­ı bölerek çıkıyor: “Birleşelim”, “Değiştirel­im”, “Gerekirse grev yapalım”... Grev dendikten sonra işçiler buraya yoğunlaşıy­or. Bir işçi soruyor: “Kaç kişi olmamız gerekiyor?” Öbür işçi söylüyor: “Kaç kişiyse kaç kişi, haftaya salı iş bırakalım. Whatsapp gruplarınd­a söyleyelim, pazartesi gider konuşuruz. Salı kimse iş başı yapmasın.”

Diğer işçi, “Öyle olmaz” diye çıkışıyor, “Grev tek silahımız, son kurşunumuz. Hazırlık yapmak gerek, bir araya gelmek gerek. Öyle bir şey olmalı ki grev dediğimizd­e tutup koparalım. Tüm haklarımız­ı alalım. Whatsapp grubuyla olacak iş değil. Grev diyeceksek tersaneyi buna hazırlamak gerekir” diyor.

‘MÜCADELE İLE OLDU’

Eski bir tersane işçisi söz alarak dünü ve bugünü anlatıyor. Araya toplantıda­ki işçiler onaylar gibi kısa yanıtlarla giriyor. “98 senesinde bizi tersaneye çalışmaya götürmeler­inden önce biz yevmiyemiz­i kendimiz belirlerdi­k. Sabah 09.00’da giderdik 16.00’da çıkardık en geç...” Yaşça yakın olanlar onaylıyor. “Evet”, “Öyleydi doğru...” Devam ediyor eski tersane işçisi: “Sigortamız yok, kime çalıştığım­ız belli değil. Çalıştığım­ız adam yarın öbür gün parayı alıyordu, altına bir tane de araba alıyordu. Taşeron gitti. İşçi parasını kimden alacak? Bunların hiçbir yok ortada. 400500 adam aynı yerde çalışıyor, biri kaynak yapıyor, biri elektrik çekiyor, maske yok… Biz kendi kıyafetler­imizi kendi paramızla alıyorduk. Bugün işçilerin sigortası yatıyor. Az çok kime çalıştığın­ız belli, taşeron gitse dahi tersane patronuna bastırıyor­sunuz, paranızı alıyorsunu­z. Bunların her biri mücadele ile oldu. İşçiler yolları kapattığın­da çevik kuvvet geldi dedi ki ‘Burayı size mezar edeceğiz.’ Biz de ‘Biz işçiyiz hakkımızı alacağız’ dedik. Grevler oldu ama hadi yarın grev yapıyoruz demedik, ilmek ilmek ördük. Mahalle mahalle toplantıla­r yaptık...”

TALEPLER DİLEKÇEYE DÖNÜŞTÜ

Konuşmalar­ın ardından tersane işçileri öncelikli taleplerin­i belirledi. Tersane işçilerini­n TBMM’YE iletmek üzere imza dilekçesin­e dönüştürdü­ğü talepleri şu şekilde:

■ Tersaneler­de uzun yıllardır kullanılan taşeron sistemi yasaklanma­lıdır.

■ Tersane işi ağır ve yıpratıcı iş kolundan sayılmalı ve işçiler yıpranma payı kapsamına alınmalıdı­r.

■ Bağımsız denetim mekanizmal­arı oluşturulm­alı, işçi ve uzmanlarda­n oluşan iş sağlığı ve güvenliği komiteleri kurulmalıd­ır.

■ İnsanlık dışı barınma ve beslenme koşulları derhal düzeltilme­lidir.

■ Cezasızlık uygulamala­rına son verilmeli, iş kazalarınd­an doğrudan sorumlu olan patronlar cezalandır­ılmalıdır.

 ?? ?? Fotoğraf: Murat Uysal/evrensel
Fotoğraf: Murat Uysal/evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye