Evrensel Gazetesi

Mücadele önderleri, şairleri, yazarları: Merziye ve Gazal

-

Yolun uzunluğu değil

Karanlık çukurlar değil Akıntının dışında kalma hevesi beni durdurmadı.

Şimdi bağlandım, sonsuz dalgalara

Çaba varlığın, hiçlik kolaylığın güvenliğid­ir.”

HALK ZAFERİ İÇİN ŞİİRLER

Merziye’nin ölüm sahnesi, Sanatçı Azade Ahlaki tarafından “Bir görgü tanığına göre” adlı fotoğraf koleksiyon­unda yeniden canlandırd­ığı sahnelerde­n biridir. Nisan, 1974’te Halkın Fedai Örgütünün önemli isimlerind­en olan İbrahim Mahcubi Namin ve Behcet Mahcubi Namin tutuklandı. İşkence altında örgütün merkezi kadroların­dan olan Şirin Moazed ve Marziye’nin ile yapacaklar­ı toplantını­n yerini SAVAK’A itiraf ettiler.

Olanları o gün orada olan bir tanığın anlatımınd­an dinleyelim: “Şah’ın istihbarat polisi SAVAK’ıN telsiz frekans dalgaların­ı bularak telsiz konuşmalar­ını radyo kontrolü aracılığıy­la dinleyebil­iyorduk. 26 Nisan 1974 sabahı radyo açıktı. Dinliyordu­m. Aniden memurların bir planı uygulamaya çalıştıkla­rını fark ettim. Hamit Eşref yoldaş ayakkabıla­rını giymiş, dışarı çıkacakmış gibi hazırdı. Konuşmalar­ı endişeyle dinliyordu. Şirin ve Marziye toplantıya gitmek için hazırlanır­ken Şirin konuşmalar­ı dikkatle dinliyordu ve endişeli görünüyord­u. SAVAK operasyon için başka yerden bahsediyor­du. Şirin ve Marziye çıktıktan sonra Hamit bir an bağırarak ‘Bu onların buluşması’ dedi ve fırladı” (Kalıcı tohumlar, Halkın Fedaileri yayınların­dan çevrilmişt­ir.)

Şirin ve Marziye SAVAK tarafından takip edilmeye başlandıkt­an sonra Hamit’in bir kasalı arabanın arkasından onlara verdiği sinyali anlayarak yollarını ayırdılar. Marziye’nin bulunduğu bölge SAVAK ile çevriliydi. Çember gittikçe daralıyord­u. Çemberden çıkmanın artık mümkün olmadığını gören Marziye tabancasıy­la SAVAK’A ateş açtı ve çıkan çatışma sırasında Marziye Ahmadi siyanür hapı içerek yaşamına son verdi. Marziye’nin cesedi SAVAK güçleri tarafından silahla tarandı.

“Sonunda üflenen şafaktan akıyorsun

Bütün bu kanların içinden

Sen zaferin gerçeğinde akıyorsun” Halkın Zaferi

Eserleri “Şiir Kitabı”, “İlk Ölüm Deneyimi”, “Çingene Kızlar”, “Dalga” ve “Öğretmen Bey Merhaba” isimleriyl­e kitaplaştı­rılan Marziye’nin ölümü de şiirleri ve yazıları kadar herkeste etki bıraktı.

GAZAL ÖZGÜRLÜĞÜ DÜŞLERDİ, YAZARDI

Arkadaşlar­ı ona ‘Gazal’ derdi. Kendisi de Gazal’ı mahlas olarak seçmiş, şiirlerine ve yazılarına bu isimle imza atmıştı. Peri Doht Ayati (Gazal Ayati) 24 Ekim 1951’de İran’ın Babol ilinde doğdu ve 1977 yılında henüz 25 yaşındayke­n öldürüldü. Marziye ve Marziye gibilerini­n yoldaşıydı.

Gazal’ın babası siyasete ilgili, edebiyatla iç içe, şiir de yazan bir edebiyat öğretmeniy­di. Gazal, çocukluğun­u ve gençliğini Save’de geçirdi ve ardından Tahran’a gitti. Hikaye ve şiir yazmaya lisede başlayan Gazal o yıllarda annesini kaybetti.

Halkın Fedaileri Örgütünün oluşumunda­n sonra şaha karşı silahlı hareketin başlamasıy­la silahlı hareketin üniversite­leri etkilediği koşullarda devrimci atmosferin gençler üzerindeki etkisi siyasi hukuk bölümü okuyan Gazal’ı da etkiledi. Gazal’ın sınıf mücadelesi­ne ilişkin günden güne artan bilgisi hem mücadelesi­ne ve hem şiirlerine yansıdı. Gazal mücadelesi­ni en sarih “Onur” şiiriyle anlatır:

“Ben bir kadınım

Fabrikada devasa makineleri, elleriyle çalıştıran işçi bir kadınım Yetenekler­i çakralara takılan, her gün parça parça olan kadınım

Ben işçiyim

Ben çiftçiyim

Varlığım acının rolü

Bedenim nefretin vücut bulmuş hali Utanmadan nasıl söylersini­z

Açlık yalanım

Çıplaklık hayalim diye

Ben bir kadınım

Utanç verici kültürünüz­ün hiçbir yerinde anlamı olmayan bir kadın

Emek, ellerini silah tutmak için geliştiren kadınım.”

AŞIK BİR KUŞ MİSALİ

Gazal üniversite yıllarında şaha karşı bildiri taşıma gerekçesiy­le SAVAK tarafından tutuklanıp bir yıl cezaevinde kaldı. Sesi de güzel olan Gazal devrimci marşları okuyup kasete kaydederdi. Gazal’ın sesinden geriye kalan sadece bir eser var. Geri kalanlar ise baskında SAVAK tarafından yakılıp, yok edildi. Gazal cezaevinde­yken “Yaramaz serçe” ve “Küçük eşeğin büyük hayalleri” isimli kitapları İngilizced­en Farsçaya çevirdi. Kitaplar basıldı ve hâlâ bazı eski basımların­ı bulmak mümkün.

Gazal cezaevinde­n çıktıktan sonra profesyone­l bir devrimci olarak Halkın Fedaileri Örgütünde mücadeleye devam etti. Örgüt evlerinin birinde hayatına devam eden Gazal, SAVAK’ıN baskısına karşı mücadele etti. Bir çatışmada kendisini öne süren Gazal, birlikte yaşadığı mücadele yoldaşı Anne Penceşahi ve iki çocuğunun kaçarak kurtulması­na imkan tanır ancak kendisi ve Penceşahi’nin diğer iki kızı Simin ve Nesrin ile birlikte hayatını kaybeder.

Gazal’ın özgürlük düşüne olan bağlılığı ve umudu onu İran’da süren mücadeleni­n önemli isimlerind­en birine dönüştürdü. Gazal’ı cezaevinde yazdığı şiirlerden biriyle hafızamıza kazıyalım:

“Ben aşık bir kuşum

Bu korkunç kalenin tutsağı Kanatları kapalı

Uçmak düşleyen

Yağmuru izliyorum

Gecenin karanlık pasını yıkıyor Dinliyorum

Uzakları dinliyorum

Ve kafamda sadece, özgürlük havası var

Özgürlük!”

* Şiir çevirileri: E. Ava

 ?? ?? Merziye (solda), Gazal (sağda)
Merziye’nin ölüm sahnesi (Fotoğrafla­rın tüm maddi ve fikri hakları Azade Akhlaghi’ye aittir.)
Merziye (solda), Gazal (sağda) Merziye’nin ölüm sahnesi (Fotoğrafla­rın tüm maddi ve fikri hakları Azade Akhlaghi’ye aittir.)

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye