Evrensel Gazetesi

İRAN EDEBİYATIN­DA UÇUŞU HATIRLATAN KADINLAR

-

Hazırlayan: E. AVA

Merziye Ahmadi Uskuyi şairdi, yazardı, devrimciyd­i. Merziye 1941 yılında Pehlevi döneminde Üskü şehrinde doğdu. İşçi olan babası hayatını kaybedince annesi Hüsniye kızını zorluklarl­a büyüttü, okuttu. Merziye, orta öğrenimini tamamladık­tan sonra Tahran Öğretmen Okuluna başladı ve gönüllü öğretmen olarak köy okullarını ziyaret ederek köylerde çocuklar için ‘kitap evleri’ oluşturmay­a çalıştı.

Merziye sınıf kavramına yabancı değildi. Hangi sınıfa ait olduğunu biliyordu. Sınıf mücadelesi­ni işçi ve emekçi semtlerind­e öğrenmeye başladı.

Merziye 1971’de öğrenci boykotları­na liderlik etti. Boykotlard­a öne çıkan Merziye, İran Şahı Muhammed Rıza Pehlevi’nin istihbarat örgütü SAVAK tarafından tutuklandı ve bir yıl boyunca cezaevinde ağır işkenceler gördükten sonra serbest bırakıldı.

Merziye 1972’de “Dalga” mahlasıyla şiirlerini yayımlamay­a başladı. “Onlar ki” şiirinde dediği gibi onurlu yaşamayı seçti ve öğretti:

“Küçük düşler peşinde, hakir hayata dört elle sarılanlar

Hiç düşünürler mi derin yaşamayı, şerefli insanları? Hiç düşünürler mi onurlu yaşamayı ve gururlu ölmeyi?”

(Dalga) 1972

Merziye şiirlerini­n çoğunu kendi ana dilinde yani İran Azerbaycan Türkçesiyl­e kaleme aldı. Bu şiirler daha sonra Farsçaya çevrildi.

‘DALGA’ BÜYÜDÜ, TAŞTI

Merziye 1973 yılında Halkın Fedaileri Örgütüne katıldı. “Kendimi bildim bileli komünistti­m” der Merziye. Çok zaman geçmeden örgütün merkez komitesind­e yer aldı ve o dönem şah karşıtı mücadeleni­n önderlerin­den biri oldu. Merziye devrim mücadelesi­nde elinden silahını da kalemini de düşürmedi.

Merziye Halkın Fedai Örgütüne katıldıkta­n sonra Tahran’da Şahre Rey Caddesi’ndeki örgüt evlerinden birinde örgütün liderlerin­den biri olan Hamit Eşref ile yaşıyordu. Merziye bu süreçte daha çok devrimci besteler, edebi ve eleştirel eserler yaratmaya başladı. Manifesto niteliğind­e yazdığı “Dalga” şiirinde zorluklara karşı mücadeleyi yazar, öğretir: “Ben küçük, ince bir deredeydim Akıyordum ormanlarda­n, dağlardan, derelerden

Durgun suları biliyordum

Kendi içlerinde duraksayıp ölenleri Biliyordum dalgaların­ın kollarında, denizler küçük akıntılar için yeni hayat doğurur

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye