Oligarklarla rant ortaklığı: Yeniden inşa kimin için?
KİEV’IN merkezinde Rusya’nın hava saldırıla rının yıktığı bina sayısı sınırlı. Ancak oblastın çe perlerindeki kent ve semtlerde yıkım büyük. Kiev Ekonomi Okuluna (KSE) göre, şubat ayın dan bu yana Ukrayna’da yaklaşık 135 bin 800 si vil bina yıkıldı. Ukrayna’nın yıkılan altyapısını ra porlayan bir proje olan Rebuildua’ya göre Kiev’e bağlı Borodyanka’da 144, Makariv’de 481 bina yı kıldı, 2 bin 305’i hasar gördü. Belarus sınırından Kiev’e giden yol üzerinde bulunan Andriivka kö yünde 123 bina, Yasnohorodka köyünde ise 73 bina yıkıldı. Kiev merkezinin kuzeybatısındaki Buça’nın işgali ise bir aydan fazla sürdü. 2 bin 514 bina hasar gördü.
Liste uzun. Birçok yerde onarımlar ve yeni den inşa başlamış, ancak Ukrayna Ulusal Mi marlar Birliğine (NSAU) bağlı Mimarlar Odasının Başkanı Anna Kyrii’ye göre bu süreçlere mimar lar ve örgütleri dahil edilmiyor. Bazı kötü yeni den inşa örneklerini gösteriyor Kyrii.
‘İNŞAATÇILAR VARKEN NEDEN MİMARLARA SORALIM!’
Anna Kyrii ile Kiev’deki ofisinde buluşuyoruz. Bir yandan savaşın kentlerde yarattığı yıkım hakkında bilgi verirken, bir yandan da böyle bir süreçte Ukrayna meclisinden geçen ve mimar ların büyük tepki gösterdiği bir “kentsel reform” yasasına dikkat çekiyor.
Yıkımdan başlıyoruz: “Yıkımın farklı boyutları oldu. Örneğin Mariupol’de her bina hasar gördü ya da yıkıldı. Kiev bölgesinde İrpin, Buça, Bara yanka gibi küçük kasabalar en fazla zarar gö ren yerler oldular. Bazı sokaklar boyunca evler tamamen yıkıldı. İnsanların başlarını sokacakla rı bir çatıları kalmadı.
Bu savaş tüm Ukrayna toprağı açısından bir felaket oldu aslında, çünkü biz Lviv’de (ül kenin en batısı) konut eksikliği sorunu yaşıyo ruz. Buralarda, tüm bu mültecilerin ihtiyacını karşılayacak kadar büyük ölçekte yerleşim bulunmuyor. Ayrıca, Çernihiv gibi bölgelerde mimari ve anıtsal miras yıkıma uğradı. Sonuç olarak büyük bir sorunumuz var.”
Bir başka büyük sorun da yıkılan yerlerin yeniden inşasında mimarların, uzmanların gö rüşlerinin sorulmaması. Kyrii, “Genel olarak Uk rayna hükümeti, hatta yerel hükümetler, karar alma süreçlerine mimarların, uzmanların fikir lerini katmıyorlar. ‘Arkadaş canlısı’ inşaat şirke tiyle iş yapmak yerine neden profesyonellere soralım, neden mimarlarla ve projeleriyle za man harcayalım diye düşünüyorlar! Savaş za manında bu daha fazla yapılıyor.”
Konu, tepki gösterdikleri, 5655 sayılı Kent sel Reform Kanunu’na geliyor. Bu yasa 2021’de, yani savaştan önce gündeme gelmiş. Mimar ların gerçekleştirdiğini büyük protesto yürüyü şünün bir fotoğrafını gösteriyor. “Parlamento üyeleri bu kanuna kentsel reform diyorlar fa kat bu kanun, kentlerin durumunu, kentsel planlamayı ya da mimariyi dert etmiyor, bu kanun bu alandaki tüm gücü bakanlığın elinde topluyor. Bu yasayı hazırlarlarken hiçbir mi mar davet edilmedi, bu sürece katılmadı.”
Peki taslakta ne var?
“Bu kanunun yazarları yolsuzluğu kentsel planlama reformu aracılığıyla sona erdire ceklerini söylüyorlar! ‘Peki bunu nasıl yapa caksınız’ dendiğinde bütün yolsuzluklar kentlerde gerçekleşiyor, diyorlar. Bu ne denle kentsel kararlarda iktidarı yerel den alıp tamamen merkezi hükümete, bakanlığa veriyorlar. Ve bakanlık da mi marları para cezalarıyla kontrol edecek. Altyapı Bakanlığı ile Konut Bakanlığı birleştiriliyor ve tüm yetki bu ba
kanlığa veriliyor.”
“En büyük inşaat şirketleri bugün bile bu ba kanlıktaki yetkililerle iyi bağlara sahipler. Ukray na’da 2014 yılında ademi merkeziyetçilik yönün de iyi bir adım atılmıştı, kentler ve kasabalar ka rar verme süreçlerinde güç kazanmışlardı şimdi tüm bu güç yeniden merkezde toplanıyor. İkinci büyük problem bu durumun 5-7 devasa şirketin çıkarına olması. Bu kanun onlar için yazıldı. Öyle bir şekilde yazıldı ki inşaat şirketlerine hiçbir so rumluluk yüklenmiyor. Bir binada sorun yaşan dığında, bu kanun, mimarları suçlayacak, müte ahhit şirketler suçlanmayacak. Ukrayna’da şimdi savaş sırasında bile en büyük sorunlar bu mü teahhit şirketler tarafından yaratılıyor. Milletve killerini, yargıçları, bakanlık yetkililerini satın ala biliyorlar ve bunu kendi gözlerimizle gördük.”
‘OLİGARKLAR İÇİN HER ŞEY YOLUNDA’
Burada, hükümetin oligarklara karşı olduğu nu iddia ederek iktidara geldiğini hatırlatıyorum. Kyrii, “Tüm oligarklarımız Monako’da oturuyorlar, Dubai’de yaşıyorlar ve onlar için her şey yolun da” diyor. Yasayı hazırlayanlar arasında Rusya destekçisi oldukları gerekçesiyle yasaklanan muhalif partilerin de olduğunu, buna rağmen yasanın parlamentodan geçtiğini belirtiyor.
29 Aralık 2022 tarihli bir NSAU açıklamasında da “Tasarı ile devlet politikasında yapılması ön görülen değişikliklerin başlıca yararlanıcıları Mil letvekili Dmytro Isayenko (Muhalefet Platformu - Yaşam İçin) ve uzun süredir meslektaşı olan Topluluklar ve Bölgeler Kalkınma Bakan Yardım cısı Natalia Kozlovska” deniyor. İktidardaki Hal kın Hizmetkarı partisinden Meclis Komitesi Baş kan Yardımcısı Olena Shuliak’ın da tasarıyı des teklediği belirtiliyor. Yasayla “Kentsel gelişimde ki tüm kontrolün Dmytro Isayenko liderliğindeki küçük bir emlak geliştiricileri çevresine devre dildiği” vurgulanıyor. Bakan Yardımcısı Kozlovs ka’nın, tasarının kabul edilmesi halinde kentsel gelişim üzerinde yetki sahibi olacağı söyleniyor. Yani Ukrayna yönetimi, “Rus işgalcileri destekle mekle” suçladıklarıyla rant ortaklığı yapmayı sürdürüyor.
NSAU şu uyarıyı yapıyor, “Tasarının Cumhur başkanı tarafından imzalanması halinde Ukray na’da kentsel gelişim sadece büyük emlak geliş tirme şirketlerinin çıkarlarına hizmet edecek. Profesyonel topluluk ve yerel yönetimler artık inşaat kalitesini kontrol edemeyecek. Bu, belirli inşaat alanları ve bölgesel topluluklar içindeki tüm bölgeler için geçerli. Sonuç olarak, kentsel alanlar önemli ölçüde bozulacak. Yaşam kalite sinin düşük olduğu ve ciddi suç vakalarının ya şandığı bölgeler oluşacak.”
Mimarlar Odası Başkanı Anna Kyrii, hüküme tin savaş konusundaki politikalarını ise destekli yor. Eşi fotoğraf sanatçısı ve şu an gönüllü ola rak cephede. 20 ve 16 yaşlarında ve onların da gerekirse savaşa katılabileceklerini söylüyor, “Ben de Ukrayna için savaşmaya hazırım. Çünkü bu savaşı kazanmamız gerekiyor.”