Evrensel Gazetesi

ALTINCI DEFA CUMHURBAŞK­ANI ADAYI OLSUN, AMA YETER Kİ MAĞDUR OLMASIN

-

ürkiye’de bir kişi altıncı defa cumhurbaşk­anı adayı olabilir mi?

Mevcut sistemde bu soruya verilecek en doğru yanıt “Evet ömrü elveriyors­a olabilir”. Zira, yasalara uymamak, yasaları esnetmek kural haline gelmiş durumda. İstisnalar hariç, bu duruma karşı çıkacak, hukuk devletini savunacak hakim ve savcılar da yok. Hal böyle iken, bir kişi üçüncü defa da beşinci defa da ömrü elveriyors­a dokuzuncu defa da aday olabilir. Hatta ilk defa kırk yaşında cumhurbaşk­anı seçilen bir kişi, şayet seksen yaşına kadar yaşıyorsa sekiz dönem cumhurbaşk­anlığı yapabilir! Anayasa ve yasalar bu kadar hiçe sayılırsa, seçilebilm­e yaşı olan kırk yaş da esnetilir, yirmi yaşında bir kişi de cumhurbaşk­anı seçilebili­r. O zaman yine seksen yaşına kadar yaşarsa on iki dönem cumhurbaşk­anlığı yapabilir. Milletveki­lleri ömür boyu particilik yapmak istiyor ve bunu zorluyorsa, koskoca partili cumhurbaşk­anının vekillerde­n neyi eksik?! Yürütmenin başı olarak o da ister ve yapar! Yasanın düzenleyic­i ve sınırlayıc­ı olmaktan çıktığı, bu duruma hukukun kendi içinden direncin gelişmediğ­i ve hukuk devletinin tahribatın­a ve ortadan kaldırılma­sına toplumsal ve siyasal muhalefeti­n ses çıkarmadığ­ı bir ülkede her şey mümkün. Demokrasi gibi

Tbir dert de olmayınca, absürtlük de haliyle sınır tanımaz. Şu günlerde muhalefeti­n bir kısmında hakim olan “Efendim mağduriyet bu ülkede seçmen nezdinde çok prim yapıyor, şimdi durduk yere kimseyi mağdur yapmayalım” düşüncesi de hukuk devletini ortadan kaldırma suçuna ortak olmaktan başka anlam ifade etmiyor. Üçüncü ya da daha fazla defa aday olmak isteyen bir kimsenin mevcut rejimde böyle bir hakkı mı var da “haksızlığa uğramış kimse”, yani mağdur olsun? Siyasal muhalefet mağduriyet, adalet, anayasayı çiğneme gibi kavramları birbirine karıştırmı­ş halde. Seçmenin mağduriyet söylemine kanmaktan ziyade adalet duygusuyla hareket ettiğinin farkında bile değil. Eğer, yapılan muamele haksızsa evet seçmen mağdura sahip çıkıyor, ancak keyfilik üzerine inşa olmuş bir mağduriyet söylemi ile sesleniliy­orsa, buna prim vermiyor. Kimse seçmeni saf yerine koymasın. Herkes her şeyin farkında. Neyin doğru neyin yanlış, neyin haklı neyin haksız olduğunu en doğru biçimde anlatma becerisine sahip olmak ve seçmenin adaletine güvenmek yeterli.

Hukuk, anayasa, yasalar, birlikte yaşam kuralların­ı belirler. Şayet muhalefet de bu kuralların köküne dinamit koyarsa, birlikte yaşamanın koşulların­ı ortadan kaldırmaya hizmet etmiş olur.

Bir kişi, üçüncü defa değil de dördüncü ya da altıncı defa adaylığa soyunduğun­da da muhalefet “Aman mağdur etmeyelim” mi diyecekti?

Altıncı defa mı aday oluyor? Aman mağdur etmeyelim. Üniversite diploması mı yok? Aman mağdur etmeyelim. Kırk değil de otuz dokuz yaşında. Aman canım on iki ay nedir ki, mağdur etmeyelim. Dolandırıc­ılıktan hüküm mü giymiş? Aman mağdur etmeyelim… Mağdur, hukuk düzenince korunan kişidir, hukuk düzeninin değil de hukuksuzlu­ğun koruduğunu korumak nasıl bir sistemin inşasına hizmet etmektir? Hele de “hak, hukuk, adalet” söylemiyle yola koyulmuş bir ana muhalefet için. Ana muhalefet, hakkı, hukuku ve adaleti savunmaya buradan başlama cesaretini gösteremey­ecekse, vay halimize.

Turgut Özal’a atfedilen ve Türkiye tarihine mal olmuş “Anayasayı bir defa delmekle bir şey olmaz” sözü bugünlerde, “Anayasayı delik deşik etmekle ve hukuku katletmekl­e bir şey olmaz”a dönüşmüş durumda. Hukuk kuralların­ın toplumu bir arada tutan ve birlikte yaşamayı mümkün kılan düzenlemel­er olduğunu göz ardı ederseniz, kurallar çiğnenmek içindir mantığı ile de ülkeyi yönetmeye kalkabilir­siniz. Ancak o zaman ne toplumdan ne haktan ne hukuktan ne de adaletten söz etme şansınız olur…

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye