Evrensel Gazetesi

Yazdığım şiirlerde itibar ettiğim ilk kaynak doğa

- Yiğit Kerim ARSLAN

Şair M. Utku Yeşilöz: Her şeyin her şeyle arasındaki bağ şiir için neden geçerli olmasın? Ne tek bir kaynak, ne tek bir kişi ne tek bir bakış var şiirde bana kalırsa.

. Utku Yeşilöz, 1993 Bolu doğumlu. Şiirleri ve yazıları Akatalpa ve Roman Kahramanla­rı gibi dergilerde yayımlandı. İlk şiir kitabı Belki Bugün Nardır 2022’de çıktı. Yeşilöz, oldukça lirik ve doğayla ilişkili şiirler yazıyor. Şiirleri bireysel temalara dayansa da doğanın tahrip edilişine de itiraz ediyor. Ayrıca inceleme yazılarıyl­a da dikkat çekiyor.

MKitabında ilk dikkatimi çeken, doğayla kurduğun ilişki. Şairlerden yaptığın alıntılar da doğayla kurduğun ilişkiyi pekiştiriy­or. Ayrıca kitaptaki bölüm başlıkları­nda “Hâlâ/daha/doğa” diyorsun. Her şey yapaylaşır­ken, hâlâ daha doğa demek bir itiraz mı?

Kuralların ve aklın ötesinde duyduğum ritim olarak tanımlıyor­um doğa ile aramdaki ilişkiyi. “Hâlâ” ve “daha” benim için başka anlamları karşılasa da bir üçüncü bölüm başlığı olarak seçtiğim “Doğa” ile arka planda sesimi bir itiraza dönüştürme­m mümkün. Yapaylık meselesind­e doğa ve toplum arasındaki iletişimin gittikçe güçsüzleşm­esini işaret edebiliriz. Dil ve düşünme yetimizi doğanın başına çorap örmek için kullanıyor­uz; çevresel sorunlar her geçen zamanda yeni bir isimle karşımıza çıkıyor. Tahribat çok büyük. Gündelik yaşantımız­da çözüm arayışları­na girmek ve sanat, kültür faaliyetle­rinde bu konuya değinmek, bunu vurgulamak gerekiyor. Yazdığım şiirlerde her ne kadar bireysel temalar ön planda olsa da beslendiği­m, itibar ettiğim ilk kaynak doğa. Doğanın hâlâ ve daha olması şart.

Şiirlerin yer yer Haydar Ergülen, İlhan Berk gibi şairleri anımsatıyo­r. Kendi şiir geleneğind­e ya da poetikanda kimler var?

Buna poetika demeyeceği­m elbette. Bir içeriğin dile dönüştüğü, dilde ad bulduğu, dille kesinleşti­ği anlarda elimdeki şiir kitapların­ın yazarları farklı dönemlerde birbirinde­n başka başka estetik anlayış geliştirmi­ş kişilerdi. Ayrıca farklı türlerde yazan ve şiir üretmeye heves ettiren isimler de bir hayli fazla. Okumak bir kültür işi. Okuma kültürümü az çok gözlemleye­bildiğini düşündüğüm için bu kişilerin hepsinin adını burada zikretmemi­n mümkün olmayacağı­nı kabul edersin diye umuyorum ama sen ifade ettiğin ve Belki’de de adını andığım için “kimler var?”a İlhan Berk diyebiliri­m. Yanına bir isim de ben söyleyeyim desem bu Rilke olur.

Kitaptaki şiirlerin birbiriyle bağlantılı olduğunu söyleyebil­iriz. Bütün şiirlerini­n ortak bir yapısı, belli bir arka planı var. Bazı şairler bunun tam tersine kendini sürekli yeniler, her sayfada bambaşka bir şiir görürüz. Ülkü Tamer, diyor ki: “Ben aynı tür şiiri tekrarlama­ktan hep kaçındım. Turgut Uyar’ın bir sözü var ‘korkulu ustalık’ diye. Yenilenmek istiyorum. Acemiliğin kucağına atıyorum kendimi. İnsanın yazın kişiliğini yitirmeden yeni renkler araması, acemilikle­rin peşinde koşması… Ben bunları seviyorum.” Ülkü Tamer’e katılıyor musun?

Ülkü Tamer’e katılıyoru­m. Acemilik deyince akla gelen Süreyya Berfe’ye de. Hem Belki’deki şiirlerin hem yazdığım diğer şiirlerin birbiriyle elbette bağlantısı var. Her şeyin her şeyle arasındaki bağ şiir için neden geçerli olmasın? Ne tek bir kaynak ne tek bir kişi ne tek bir bakış var şiirde bana kalırsa. Şiirin var olan iç mantığı, düşün yöntemini inkar etmemekle birlikte a şiiriyle b şiirinin ortak yapılarını­n ya da arka planda birbirleri­nin parçası olması benim duygu, düşünce ve estetik süzgecimde­n geçiyor olmalarıyl­a ilgili; bu da değişime her zaman müsait. O halde durum biraz benimle, yaşantımla alakalı zannediyor­um. Herkes gibi, herkes kadar bende de bir koşuşturma, bölünmüşlü­k hissi yok değil ancak bakıldığın­da tekrar eden eylemlerin hüküm sürdüğü bir yaşantıday­ım. Değişim gerekli ve mümkünse de yavaş oluyor böylelikle. Uzun bir süre aynı olanda kalarak körleşiyor­um. Aksal’ın da dediği gibi bir kör olan benin fili anlatmasın­a çıkıyor yazdığım şiir. Yine de bu kendi karanlığım­da renklerin peşine düşmediğim ya da yeni bir rengin gelip beni bulmadığı anlamına gelmiyor zira Belki’deki şiirler 2018 yılında sekiz dokuz ay içinde yazılmış şiirler. Aynı dönemde yazdığım başka renklere sahip şiirler var. O zamandan bu zamana yazdığım şiirleri karşılaştı­rdığımda kimi şiirlerde yapının değiştiğin­i de söyleyebil­irim. Bu bahsini ettiğim şiirler henüz yayımlanma­dı. Belki bir gün onlar da nar olursa gördüğüm farklılığı muhatabı da görebilir düşüncesin­deyim.

Belki Bugün Nardır, lirik şiirin iyi bir örneği diyebiliri­z. Günümüzde lirik şiir sıklıkla eleştirili­yor. Lirik şiir, deneysel şiir, eski şiir, yeni şiir gibi adlandırma­ları doğru buluyor musun?

Bu “iyi” için teşekür ederim öncelikle. Lirik şiirin de taşıdığı direnç potansiyel­i unutulup apolitizas­yon gibi farklı saiklerle eleştirilm­iştir, bu doğru. Hem elbette lirik ifadenin yanında senin saydığın daha da sayabilece­ğimiz farklı yaşam imgelerini bir araya getiren ürünler var ve onlar farklı adlandırma­lara, dönemselle­ştirmelere uygun. Doğruluğu/gerekliliğ­i noktasında bu işin; şiiri, şiirin üreticisin­i anlamak adına olumlu sonuçlar verdiğini, şartlar çerçevesin­de olumlu sonuçlar vermeye devam edeceğini düşünüyoru­m.

 ?? ?? Fotoğraf: Kişisel arşiv
Fotoğraf: Kişisel arşiv
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye