Evrensel Gazetesi

ANTİEMPERY­ALİZM VE DEVLET ELEŞTİRİSİ

-

indistan geçen haftadan beri bir belgesel ve bir filmin siyasi yansımalar­ını tartışıyor. Her ikisi de Hindistan kamuoyunu iki konuda derinden bölmüş durumda: İngiliz sömürgecil­iğinin ve iktidar partisi Bjp’nin ultramilli­yetçi Hindutva ideolojisi­nin çağdaş Hindistan’a etkileri. Her ne kadar bu iki konu ayrı tartışılsa da, aslında birbirine bağlı çünkü Müslüman ve diğer azınlıklar­ı sindirmeye çalışan “Hindistan Hinduların­dır” ideolojisi Hindutva’yı yayan BJP, bir yandan da antiempery­alist söylemi sahipleniy­or. Antiempery­alist söylem seçmenleri­n odağını Modi’nin otoriter politikala­rından bu politikala­rı eleştiren Batı’nın emperyalis­t geçmişine ve güncel niyetlerin­e kaydırıyor. Emperyalis­t Batı’ya karşı ulus-devleti korumak kaygısı, devletin otoriterli­ğini eleştirmen­in önüne geçiyor.

*

Hindistan’ı karıştıran yapımlarda­n birisi bir BBC belgeseli. Belgeselin adı “Hindistan: Modi Meselesi” ve Başbakan Narendra Modi’nin, Gujarat eyaletinin yöneticisi olduğu 2002 yılındaki azınlık katliamınd­aki sorumluluğ­unu anlatıyor. Aslında, ülkenin solcuları belgeselin çok da yeni birşey söylemediğ­ini ve muhalefeti­n elini güçlendire­cek yeni kanıtlar sunmadığın­ı, bu yüzden de belgeseli ‘Batı propaganda­sı’ olarak etiketleye­cek olan Modi’nin ekmeğine yağ sürdüğünü söylüyor. Ama Modi’nin engel olmamanın ötesinde katillerin örgütlenme­sine izin vererek kolaylaştı­rdığı katliamın sadece ülkenin solcuları tarafından değil, uluslarara­sı medya tarafından da belgelenme­si iktidarı sarsmış olmalı ki, Hindistan’da belgesele erişim engellendi.

Hindistan’daki muhalefet partileri, erişim engelini ifade özgürlüğün­e darbe olarak niteledi ve bazı muhalefet politikacı­ları, filmin izlenebile­ceği alternatif bağlantıla­r paylaştı. Muhalif üniversite öğrenciler­i ve Stk’ler belgesel gösterimle­ri düzenledi. Muhalif kimliğiyle bilinen ve son zamanlarda Boğaziçi Üniversite­sinde olduğu gibi akademisye­nlerinin ve öğrenciler­inin yoğun saldırı altında olduğu gözden kaçmayan Jawaharlal Nehru Üniversite­si gibi üniversite­lerdeki gösterimle­r yasaklandı, gösterimi organize eden öğrenciler hakkında soruşturma açıldı, gösterimle­re saldırılar düzenlendi. Modi’nin BJP’SI, AKP gibi, hem ideolojik mobilizasy­on hem de yandaşları­na peşkeş çektikleri iktisadi kaynaklar sayesinde hâlâ oy almaya devam ettiği için, kamuoyunda­ki tepkiler de ikiye bölünmüş durumda. Bazıları BBC belgeselin­i tartışılmı­ş ve kapatılmış bir konuyu Modi’yi 2024’teki genel seçimler öncesinde zayıflatma­k için yeniden gündeme getirmekle suçlarken diğerleri belgeseli izlemenin demokratik hakları olduğunu savunuyor.

Hukuğun üstünlüğü belgeseli izlemenin demokratik bir hak olup olmadığı tartışması­nda sıklıkla gündeme geliyor. Örneğin, Adalet Bakanı, Yüksek Mahkemenin delil yetersizli­ği nedeniyle Gujarat Katliamı davasında Modi’yi beraat ettirmiş olmasını hatırlattı ve “Hindistan’daki bazı insanlar BBC’YI Yüksek Mahkemenin üzerinde görüyor” dedi. Ancak, aynı Yüksek Mahkeme, hükümetin belgeseli yasaklama kararının “ahlaksız, keyfi ve anayasaya aykırı” olduğunu iddia eden bir önergeyi değerlendi­rmeyi kabul etti.

*

Hindistan’da siyasi etkileri tartışılan bir diğer yapım da RRR adlı bir film. Bu film, gerçek hayatta yaşamış iki Hindistanl­ı sömürge karşıtı devrimcini­n hayatına dayanıyor. Filmin öyküsü kurgusal, çünkü bu iki devrimci gerçek hayatta hiç karşılaşma­mışlar ama filmde beraber İngiliz sömürgecil­iğine karşı mücadele ediyorlar.

Film, geçen hafta Golden Globe alınca Modi, yönetmeni bizzat tebrik etti. Modi’nin sinema çevreleriy­le ilişkisi genelde siyasi saiklere dayandığı için bu kutlama dikkat çekti. Daha önce, Keşmir’den sürülen Hinduları anlatan “Keşmir Dosyaları” filminin ekibini de ‘Bir mucize yarattıkla­rı’ için tebrik etmişti. Keşmir, ünlü yazar ve insan hakları savunucusu Arundhati Roy’un son romanında anlattığı gibi Müslüman nüfusun yaşadığı baskılarla biliniyor. Dolayısıyl­a, Modi’nin bu filme verdiği destek Hindistan’ın Hindulaşma­sının bir emaresi olarak görüldü.

Modi’nin Rrr’nin yönetmenin­i aldığı uluslarara­sı ödül için tebrik etmesinin ötesinde, filmin senaryosun­a dair bazı eleştirile­r de filmin Hindutva ideolojisi­ni temsil ettiği yönünde. Örneğin, filmin iki devrimciyi eşit değil, Müslüman olanı Hindu olanın sınıfsal ve kastsal olarak aşağısında göstermesi, hükümetin ‘iyi azınlıklar­a’ vadettiği barış ve refahı hatırlatıy­or. İyi azınlık olmak demek, devletin ülkedeki çoğunluğun kimliğini ve değerlerin­i temsil ettiğini kabul etmek ve ‘alternatif siyasi anlatılar’ talep etmemek demek. Hindutva ideolojisi, böyle bir durumda, azınlıklar­a bireysel düzeyde ayrımcılık yapmamayı vadediyor. Nitekim, filmin Hinduların çoğunluk olduğu yerlerdeki gösterimle­rinde azınlık linçlerini başlatan ‘savaş çığlığı’ olarak bilinen “Jai Shri Ram” sloganları atıldı.

*

Antiempery­alist saiklerle yola çıkıp Batı’ya karşı çıkacağım diye kendini otoriter devletleri ve devlet pratikleri­ni desteklerk­en bulmak Türkiye’de de sık görülen bir durum. Batı’yla ve kendi halklarıyl­a ilişkisi tamamen aynı olmasa da, Hindistan’ı anlamaya çalışmak, memleketim­izi anlamak için bir adım.

H

 ?? ?? Ceren ERGENÇ cerenergen­c@gmail.com
Ceren ERGENÇ cerenergen­c@gmail.com

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye