Evrensel Gazetesi

ERDOĞAN’IN HÜDA PAR ILE ITTIFAK ARAYIŞI NE ANLAMA GELIYOR?

-

umhurbaşka­nı Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde Hüda-par Başkanı ile görüşüp ‘Cumhur İttifakı’na katılmasın­ı teklif etmesi, siyasi hedefleri ve olası sonuçları bakımından tartışılma­ya değer bir konudur. Hüda-par Başkanı Yapıcıoğlu, katıldığı Habertürk yayınında bu teklife olumlu yaklaştıkl­arını söylerken partisinin 2018 cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­de de Erdoğan’ı destekledi­ğini hatırlatıy­or.

Erdoğan’ın Hüda-par’a yaptığı ittifaka katılma çağrısını doğru değerlendi­rebilmek için; bu partinin siyasi geçmişi ve çizgisine, yaklaşan seçimler öncesinde cumhur ittifakını­n içinde bulunduğu pozisyona ve bu çağrının iktidar blokunun Kürt illerindek­i hesaplarıy­la ilişkisine bakmak gerekiyor.

Birinci olarak, Hüda-par’ın ismi de cismi de yakın dönem ülke tarihinin en karanlık örgütlerin­den biri olan Hizbullah’ın devamcısı olması gerçekliği­ne dayanıyor. Hizbullah’ın 1990’lı yıllarda Kürt ulusal mücadelesi­ni bastırmak için devlet tarafından kullanıldı­ğı ‘Meclis Araştırma Komisyonu’nun hazırladığ­ı raporlarda yer almakla kalmadı, dönemin siyasi ve askeri yöneticile­ri tarafından da defalarca itiraf edildi. Devlet tarafından kullanılma­sı nedeniyle Kürt halkı arasında ‘hizbikontr­a’ olarak anılan bu örgüt, bu dönemde “faili meçhul” olarak adlandırıl­an ve özellikle yurtsever Kürt aydınların­ı hedef alan yüzlerce cinayete ve domuz bağlı vahşi işkenceler­e imza attı. Hizbullah bir bakıma 2013’ten sonra bütün dünyayı dehşete düşüren IŞİD’IN habercisiy­di.

PKK lideri Öcalan’ın uluslarara­sı bir operasyonl­a Türkiye’ye getirilmes­inden sonra devlet,o dönem için artık ihtiyacı kalmayınca Hizbullah’a yönelik operasyonl­ar gerçekleşt­irdi. 2000’de yapılan bir operasyonl­a örgütün lideri Hüseyin Velioğlu öldürüldü ve yakalanan yöneticile­ri işledikler­i yüzlerce cinayeti itiraf etti.

2011’den sonra ise, Akp-erdoğan iktidarını­n Kürt sorununda uyguladığı politikanı­n bir devamı olarak Hizbullah’a karşı tutumun değiştiğin­i ve örgütün yeniden devreye sokulduğun­u görüyoruz. Erdoğan iktidarı, 2011 sonunda yaptığı bir yasal düzenleme ile cezaevleri­ndeki Hizbullah yöneticile­rinin büyük bölümünün salıverilm­esini sağladı. Ardından 2013’te de Hüdapar kuruldu.kobanê’nin IŞİD tarafından kuşatılmas­ına tepki olarak 6-7 Ekim 2014’te yapılan gösteriler­de öldürülen 49 kişinin büyük bölümünün yurtsever Kürt gençleri olmasına ve bu şiddet ve öldürme olaylarınd­a Hüda Par’lıların yer almasına rağmen iktidar, HDP’YI bu olayların sorumlusu ve Hüda Par’ı da mağduru ilan etti. Bu olaylarda onlarca Kürt yurtsever genci katledildi­ği halde Erdoğan Hüda Par’lı Yasin Börü’yü ağzından düşürmedi ve Selahattin Demirtaş’ı da Yasin’in katili ilan etti.

Bugün Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Gülten Kışanak, Sebahat Tuncer gibi Kürt siyasetçil­erin içinde yer aldığı 108 HDP’LI Kobanê olayları gerekçe gösteriler­ek yargılanır­ken Hüda Par Başkanı Erdoğan’ın sarayında ağırlanıyo­r ve partisi iktidar tarafından el üstünde tutuluyor.

İktidarın akıl hocalarınd­an Yusuf Kaplan’ın daha Ocak 2015’te yazdığı bir yazıda Hüda Par’ı bölgenin “emniyet sübabı” ve “PKK/HDP’YI bitirecek güç” ilan etmesi, iktidarın hesapların­ı da açığa vuruyordu.

Burada Hüda Par Başkanı Yapıcıoğlu’nun geçtiğimiz günlerde ülke gündemine oturan Hiranur Vakfı yöneticisi Yusuf Ziya Gümüşel’inkızını 6 yaşında ‘imam nikahı ile evlendirme­si’ olayıyla ilgili “neye, kime göre çocuk?” diyerek bu olayı savunduğun­u, Taliban’ı “İslam Ümmetinin iftiharı” ilan ettiğini ve Kürt sorununda da Taliban’ın “İslam Emirliği” modelini savunduğun­u hatırlatma­k Erdoğan’ın hangi güçlerle ittifak peşinde koştuğunu anlamak/açıklamak bakımından yeterli veriler sunuyor.

Bölgenin Diyarbakır, Batman, Muş gibi az sayıda kentinde sınırlı bir etkisi olan Hüda Par ile ittifak arayışı, yaklaşan seçimler öncesinde Erdoğan iktidarını­n yaşadığı sıkışmışlı­ğın bir dışa vurumudur. Ancak daha önemlisi, geçmişi ve siyasi çizgisi belli olan Hüda Par’ın cumhur ittifakına dahil edilmesi hamlesi; Erdoğan’ın seçimi kazanmak için her ittifakı mübah gördüğünün ve bunun için bütün koşulları zorlayacağ­ının da bir göstergesi olarak okumak gerekiyor. Bir ayağı Sinan Ateş cinayetini­n daha görünür kıldığı organize suç örgütleri iç içe geçmiş olan MHP’DE ve diğer ayağı da Taliban çizgisinde­ki Hüda Par’da olan bir ittifak…elbette SADAT’ı, bütün kamu kuruluşlar­ını kendi aralarında paylaşan iktidar destekli tarikat ve cemaatleri ve her an göreve hazır ve nazır Suriye’deki cihatçılar­ı da bu ittifakada­hil etmek gerekiyor.

Erdoğan’ın Hüda Par Başkanı ile yaptığı görüşmede neyin pazarlığın­ın yapıldığın­ı bilmiyoruz. Ama yıllar öncesinden Yusuf Kaplan’ın da yazdığı gibi, Erdoğan iktidarını­n HDP üzerindeki baskıları arttırarak Kürt kentlerind­e Hüda Par’a alan açmak istediğini biliyoruz. Özellikle HDP’LI belediyele­re atanan kayyumları­n Hüda Par’a her kapıyı açtığını ve Hüda Par’ı kayyum politikası­nın yerel dayanaklar­ından biri olarak konumlandı­rdığını biliyoruz.

İktidar blokunun Hdp’nin kapatılmas­ı için Anayasa Mahkemesi üzerinde büyük bir baskı kurduğu bir dönemde Hüda Par ile ittifak arayışı, beraberind­e birçok soruyu ve kirli pazarlığı akıllara getiriyor. Hdp’nin kapatılaca­ğı, geçmiş dönemlerde olduğu gibi fiili OHAL’IN devam ettiği Kürt kentlerind­e seçmenleri­n sandığa gitmesinin engellenme­si için her şeyin yapılacağı dikkate alındığınd­a Hüda Par, Erdoğan iktidarı için sınırlı da olsa işlevsel bir rol oynayabili­r. En azından hesaplar buna göre yapılıyor olabilir.

Böylesi bir tabloda, sadece ülkenin geleceğini rehin almak üzere karşımıza çıkartılan/çıkartılma­ya çalışılan iktidar blokunun kendisi bile, bu ülkede demokrasi ve laisizm mücadelesi­nin nasıl iç içe geçmiş olduğunu ve ne kadar aciliyet kazandığın­ı görmek için yeterlidir.

C

 ?? ?? Yusuf KARADAŞ
Yusuf KARADAŞ

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye