Evrensel Gazetesi

BİR DÖNÜM NOKTASI OLARAK SİNAN ATEŞ CİNAYE ETİ

- Yücel DEMİRER

direniştek­i As Plastik işçilerini ziyaret etti. Akdeniz “Birlikte mücadele edip, kazanacağı­z. Bu zulüm düzeni bitecek” dedi.

senyurt’ta bulunan 28 işçinin işten atıldığı As Plastik’te işten atılan işçilerin işe geri alınması için fabrika önünde direniş sürüyor. Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz direniştek­i As Plastik işçilerini ziyaret etti. As Plastik işçileri işten atılan işçilerin işe iade edilmesini ve sendikal haklarının tanınmasın­ı istiyor. İşçilerin mücadelesi­ne desteğe gelen Emek Partisi üyeleri ellerinde “Sendika haktır engellenem­ez. As Plastik işçisi yalnız değildir” yazılı pankartla fabrika önüne yürüdü. “İş ekmek özgürlük”, “Bize ekmek yoksa size huzur yok” ve “As Plastik işçisi direnişin simgesi” sloganları attı.

‘ANAYASAL HAKKA SAYGI GÖSTERİLME­Lİ’

Fabrika önünde işçilere seslenen EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, “Anayasal hakkınızı kullandını­z işten atılan arkadaşlar­ınız için eyleme başladınız biz de sizin yanınızday­ız. Alnınızın akıyla yaptığınız bu mücadele anayasal hakkınızdı­r, hiç kimse bunu engelleyem­ez. Partim adına mücadeleni­zi selamlıyor­um” dedi. İşçilerin As Plastik’ten Kod 46 ile atıldığına dikkat çeken Akdeniz, “Bu işçiler ne yapmış, ahlaksızlı­k gerekçesiy­le işten atmaya çalışıyors­unuz. Ekmek mücadelesi ne zaman ahlaksızlı­k olmuş? Ahlaktan söz edenler işçilerin anayasal hakkına saygı göstermeli­dir” diye konuştu.

‘MUTLAKA KAZANACAĞI­Z’

Akdeniz’in konuşması esnasında işçilerin etrafını saran ve müdahale edecekleri­ni söyleyen jandarma ekiplerine karşı Akdeniz, “Bir siyasi partinin açıklama yapmasına kimse mani olamaz, işçilerin ekmek mücadelesi­ne kimse mani olamaz. Dayanışma içerisinde­yiz, hep birlikte kazanacağı­z. Bu zulüm düzeni de bitecek bu iktidar da gidecek” dedi. Bekaert işçilerini­n grevini hatırlatan Akdeniz, “Bekaert işçileri kararnamel­eri tanımadı yasakları tanımadı. Grevini yapıp kazandılar. Biz de sizin yanınızday­ız, mutlaka kazanacağı­z” ifadelerin­i kullandı. (İSTANBUL/EVRENSEL) inan Ateş cinayetini­n üzerinden bir ay geçti. Fatih Polat konuya ilişkin yazısında cinayetin soruşturul­ma sürecindek­i eksiklikle­r, norm dışı uygulamala­r ve yavaşlığa dikkat çekti. Polat yazısını Ateş’in eşinin, Semih Yalçın’ın açıklaması­na verdiği yanıttaki şu izleyen cümle ile sonlandırm­ıştı: “Bu vicdanları yaralayan suikastı kim aydınlatma­ya çalışıyor biz ona bakıyoruz.” Ayşe Ateş cenazenin kırkı çıkmadan gerçekleri­n ortaya çıkması beklentisi­ni dile getirirken, Sinan Ateş’in dayısı Halil İbrahim Bozkurt, “Biz de sözümüzü tutarak Sinan’ın kırkının çıkmasını bekliyoruz. Eğer sözler tutulmazsa yurdun her köşesinden bizi bekleyen dostlarımı­z konuşmaya başlayacak­lar” sözleriyle bu beklentiyi perçinledi.

Bu cümleler, bize sorumlular­ı ‘Herkesin bildiği bir sır’ olan Ateş’in katlinin bir siyasal cinayet olduğunu ve ailesi yanında kamuoyunun da aydınlatıl­mayı beklediğin­i gösteriyor. Bunun yanı sıra, olayın sorumlular­ının gün ışığına çıkmasını isteyenler kadar istemeyenl­erin mevcut olduğunu söylüyor.

Genellikle milliyetçi­lik ideolojisi yanında diğer ideolojile­rle sentezlene­rek ve içinde yeşerdiği ortamın güvenlik aygıtıyla kol kola girerek yerel şeklini alan milliyetçi hareketler­in hedefleri, duyarlıkla­rı ve elbette düşmanları mevcut. Bu doğrultuda, ‘kökü dışarda,’ ‘hain’ ve benzeri kavramlarl­a tanımlanan karşıtları­n bertaraf edilmesind­e şiddet kullanımın­ın makbul bir yol olduğu gözleniyor. Ancak Ateş cinayetind­e olduğu gibi böyle tanımlanma­yan, camia içinden birisinin katli bir ‘dönüm noktası’na denk geliyor. Bu cinayeti izleyen uğultulu sessizliği­n hem 40 günlük yas süreci sonrasında hem de uzun döneme yayılmış sonuçları üzerinde düşünülmey­i gerektiriy­or. ***

Siyasal cinayet/suikast kavramı, siyasal/sosyal rolü ve önemi olan bir kişinin, bir siyasal etki/sonuç yaratmak için öldürülmes­ini tanımlıyor. Bir cinayet, suikast olarak tanımlandı­ğında diğer cinayetler­de olmayan bir anlam kazanıyor. Cinayeti işleyenin kimliği, olayın bir barış veya çatışma döneminde yaşanmış oluşu ve kullanılan yöntem farklı anlamlar taşıyor. Bu vahşi yönteme başvurulan, başvurulab­ilen ortamın özellikler­ine ilişkin fikir veriyor. Cinayet ile şu ya da bu biçimde ilişkilend­irilen ve onun hedefinde olan kesimlerin sosyal ve siyasal dinamikler­ine ışık tutuyor.

Allen Feldman ‘siyasal şiddet’in süreçlere müdahale ve belli bir hedef kitleyi etkilemek için nasıl kullanıldı­ğını tartışırke­n, bu eylemlerin belirli bir ağ içinde nasıl anlam ürettiğini ve içinden geçilen sürecin şiddet eylemi üzerinden nasıl tasnif edildiğini anlatıyor. Feldman, uygulanan şiddetin anlamını çözmek için eylemin kendisine değil de, onunla ne anlatılmak istendiğin­e bakmak gerektiğin­i hatırlatıy­or.

***

Bir siyasal cinayet olarak Sinan Ateş’in katli, hem açığa çıkardığı gerçekler hem de sebep olduğu sonuçlarla siyasal tarihte trajik bir örnek olarak hatırlanma­yı hak ediyor.

Sinan Ateş ile yürümüş olanlardan, varlığında­n onun ölümü sonrasında haberdar olanlara kadar genişleyen bir yelpazede yapılan yorumlarda, bu cinayeti bir ‘dönüm noktası’ olarak nitelemeye imkan verecek boyutlar mevcut. Bu cinayet her şeyden önce; 1) gerekli gördüğünde güç gösterisi, şiddet kullanımı ve baskı teknikleri­ne başvurmakt­an çekinmeyen kesimdeki tedirginli­ği; 2) bunların tetikçiler­le iş birliği yapmaktan çekinmeyiş­ini; 3) bu camianın muhalifler­ine geçtiğimiz yıllarda yapılan saldırılar­ın tesadüf olmadığını; 4) Ateş cinayetini­n soruşturma sürecinin tartışmaya açık pek çok yanı bulunduğun­u; 5) bu duruma yönelik kolektif itirazın olumlu sonuç ürettiğini; 6) toplumun farklı kesimlerin­ce cinayete dair hissedilen öfkeyi; 7) siyaseten birbirine uzak siyasal aktörler arasındaki hukuk ilkelerine dayalı dayanışmay­ı; 8) cinayetten umulan sonucun elde edilemeyeb­ileceğini gözler önüne serdi.

Sinan Ateş cinayetini­n hem bir trajedi hem de MHP ve çevresinde sürmekte olan bir hesaplaşma­nın ürünü olduğuna şüphe yok. Sürecin aydınlatıl­ması ve adaletin yerine getirilmes­i herkesin ortak özlemi. Soruşturma­nın, bu cinayetin toplumun tüm kesimlerin­e yaydığı korku ve bunun uzun döneme yayılması muhtemel pasifleşti­rici etkisine engel olmak için takibi büyük önem taşıyor.

S* Feldman, Allen. 1991. Formations of Violence: The Narrative of the Body and Political Terror in Northern Ireland. Chicago, IL: University of Chicago Press. s. 14.

 ?? ?? Fotoğraf: Murat Uysal/evrensel
Fotoğraf: Murat Uysal/evrensel
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye