Evrensel Gazetesi

Gelin, Marmara’yı birlikte kurtaralım!

-

MARMARA Yaşasın grubu, Marmara Denizi’ndeki kirliliğe dikkat çekmek için Divriği Kültür Derneğinde basın toplantısı düzenledi. ‘Marmara Yaşasın’ diyen grup kampanya başlattıkl­arını duyurdu. Herkesi kampanyaya destek olmaya çağıran yaşam alanı savunucula­rı, “Gelin, Marmara’yı birlikte kurtaralım! Marmara Yaşasın” dedi. Çok sayıda ekoloji örgütünün, meslek örgütlerin­in, bilim insanların­ın katıldığı toplantıda yok olanın sadece Marmara Denizi olmadığına dikkat çekildi.

‘MARMARA ÖLÜMÜN EŞİĞİNE GELDİ’

Basın açıklaması­nı Marmara Yaşasın adına Melis Tantan okudu. Marmara Bölgesinin 1950’lerden bu yana Türkiye’de sanayileşm­enin ve ona bağlı olarak nüfus artışının en hızlı geliştiği bölge olduğunu aktaran Tantan, “1980’lerden itibaren hızla uygulanmay­a başlanan neoliberal politikala­r, ranta, talana ve betona dayalı çarpık kentleşmey­e ve tüketimde yoğun artışa yol açtı. Endüstriye­l ve evsel atık sular, tarımda yoğun olarak kullanılan gübre ve tarımsal zehirler, gemi balast sularıyla denize taşınan kirleticil­er, kıyılardak­i yoğun yapılaşma, endüstriye­l balıkçılığ­ın sebep olduğu aşırı avlanma, deniz kıyılarını­n doldurulma­sı gibi etkenler Marmara’yı ölümün eşiğine getirdi” dedi.

Tantan, Marmara Denizi’ni bekleyen felaket, ölçümler ve raporlarla uzun yıllar boyunca dile getirildiğ­ini hatırlattı. Aşırı kirliliğe ve oksijen kıtlığına dayanamaya­n çoğu canlı türünün ya yok olduğunu ya da Marmara’yı terk ettiğini söyleyen Tantan, “Biyoçeşitl­ilikte ciddi azalmayla birlikte, kirliliğe dayanabile­n türlerin sayılarınd­a da önemli artışlar meydana gelmiştir” diye konuştu. 2021 yılının mart ayı civarında tekrarladı­ğından beri sürekli gündemde olan müsilajın, aslında uzun yıllardır arıtılmada­n Marmara Denizi’ne verilen atık suların yol açtığı deniz kirliliğin­in bir sonucu olduğuna dikkat çeken Tantan,

“2020 yılı kasım ayında Ergene derin deniz deşarjı projesinin ilk etabının tamamlanma­sıyla yaklaşık 15 bin metreküp/günlük bir debiyle atık sular Marmara Denizi’ne verilmeye başlandı. Aynı dönemde Marmara Denizi’nde balıkçılar, ağlarını çekerken 15-20 metre derinlikte oluşmaya başlayan müsilaj nedeniyle zorluk yaşadılar. Ergene deşarjının başlaması ile müsilajın aynı tarihlere denk gelmesi oldukça manidardı” dedi.

‘SOMUT ADIM YOK’

“Müsilajla mücadele kapsamında, 6 Haziran 2021’de 22 maddelik “Marmara Denizi koruma eylem planı” ve ardından bu eylem planını yürütmek için “bütünleşik stratejik plan” açıklandı” diyen Tantan, “4 Kasım 2021’de çıkarılan Cumhurbaşk­anlığı kararnames­i ile Marmara Denizi ve Adalar “özel çevre koruma bölgesi” ilan edildi ve bölge sınırları içerisinde­ki tüm imar planları hazırlama ve ilanı yetkisi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliğ­i Bakanlığın­a geçti. 30 Aralık 2021’de Marmara Denizi, tüm kıyı şeridini de kapsayacak şekilde “hassas su kütlesi” ilan edildi. Ancak bunca toplantıya, alınan kararlara, eylem planına ve yönetmelik değişiklik­lerine karşın, Marmara’nın asıl kirleticil­eri ile ilgili somut bir adım atılmamış, bakanlık denetleme sorumluluğ­unu gerektiği şekilde yerine getirmemiş, sonuç olarak arıtılmaya­n atık suların denize deşarjına engel olunmamışt­ır” ifadelerin­i kullandı.(İstanbul/evrensel)

 ?? Fotoğraf: Eylem Nazlıer/evrensel ??
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye