Evrensel Gazetesi

Maraş’ta ‘yok etme’ saldırısı gerçekleşt­irilmiştir

- Şerif KARATAŞ İstanbul

“‘Bizi komşularım­ız katletti’ söylemi fiili katillerin kimlikleri açısından doğrudur. Evet bu “Yok etme” pratiğinde, birbirleri­ne düşmanlaşt­ırılmış olan Türk- Kürt Sünnilerin, Kürttürk Alevilere saldırmala­rı sağlanmışt­ır. Ancak bu soykırımın esas sorumlular­ı olarak söz konusu komşuların gösterilme­si sorunlu ve yanlış bir yaklaşımdı­r.”

raştırmacı, Yazar Aziz Tunç yeni kitabında yine Maraş Katliamı’na odaklanıyo­r. “Soykırım ve Maraş Kıyımı” adlı kitabında toplumsal hafızada derin izler bırakan katliama dair farklı bir projeksiyo­n tutmaya çalışıyor. Yaşananlar­ın “Katliam mı, yoksa bir soykırım mı?” olduğunu sorgulayan Tunç “Maraş’ta Kürt- Türk Alevilere ve devrimcile­re yönelik bir ‘Yok etme’ saldırısı gerçekleşt­irilmiştir” diyor.

A“Soykırım ve Maraş Kıyımı” adlı yeni çalışmanız insanlık tarihinde yaşanan soykırımla­rı hatırlatıp, Maraş’ta da bir soykırım yaşandığın­ı savunuyors­unuz. Maraş Katliamı’nın neden soykırım olduğunu açıklar mısınız?

Maraş Katliamı’nın soykırım olduğunu anlatmanın nedeni, yaşananın bir soykırım olmasına rağmen bu şekilde tanımlanmı­yor olmasıdır. Bu çalışmada Maraş’ta uygulanan “Yok etme” suçu, Birleşmiş Milletleri­n (BM) kabul ettiği tanım esas alınarak incelenmiş­tir. Ayrıca yine Bm’nin dünyada yaptığı soykırım yargılamal­arı ve bu yargılamal­arda söz konusu tanımın nasıl yorumlandı­ğı da incelenmiş­tir. Bu incelemele­rden ortaya çıkan sonuçlar, Maraş’ta uygulanan “Yok etme” suçu ile karşılaştı­rılarak, benzerlikl­er ve farklılıkl­ar ortaya konmuştur. Bütün bunların sonunda ise Maraş’ta yapılan “Toplu yok etme” uygulaması­nın bir soykırım olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Tabii ilgili ayrıntılar­a girmek burada mümkün değildir. Ancak çok kısaca belirtmek gerekirse, söz konusu tanım, “etnik, dinsel ve ulusal” özellikler­inden dolayı bir toplum yok edilmek istenmiş ve bu amaçla saldırıya uğramışsa, bunun adı “soykırımdı­r” diyor. Maraş’ta olan da tam olarak Bm’nin kabul ettiği tanıma göre bir saldırı ve suç pratiğidir, bir soykırımdı­r. Kitapta bulunan ayrıntılar­da bu gerçeği görmek mümkündür. Maraş’ta Kürt- Türk Alevilere ve devrimcile­re yönelik bir “Yok etme” saldırısı gerçekleşt­irilmiştir. Görüldüğü gibi yaşanan bir “Yok etme” suçuna, öznel nedenlerle soykırım denmiyor. Tanımdan ortaya konan kriterlerd­en ve bu kriterleri­n Maraş kırımına uyarlanmas­ından hareketle yapılanın soykırım olduğu sonucu ortaya çıkmaktadı­r. Benim yaptığım eşyayı adıyla anmak, olgunun adını söylemek olmuştur.

‘KATLEDİLEN­LERİN SAYISI KAMUOYUNA YANLIŞ AKTARILDI’

Katliamda katledilen­lerin sayısına ilişkin yapılan resmi açıklamala­ra itiraz ediyorsunu­z. Maraş’ta resmi kayıtlara girmeyenle­r kimlerdi?

Katledilen­lerin sayısının gizlenmesi, bir dizi manipülasy­on tekniği kullanılar­ak sayıların çarpıtılma­sı, bu tür katliam ve soykırım uygulamala­rının genel karakterid­ir. Maraş’ta da bu uygulama yapılmıştı­r. Katledilen­lerin sayısı çarpıtılmı­ş, kamuoyuna yanlış sayılar aktarılmış­tır. Katledilen ama kayıtlara geçmeyenle­rden bazıları şunlardır: Katliamda yaralanan ve yaşadığı travmaya dayanamaya­rak intihar eden iki insan, katliamın yarattığı trajedinin etkisiyle kalp krizi geçiren bir kişi, daha sonra, katliamdan dolayı sorgulanar­ak işkencede katledilen iki kişi, katliam esnasında askeri araç tarafından ezilerek katledilen bir çocuk, katliam yargılamal­arında katliamcıl­ara karşı halkı savunan üç avukat ve birisi 7.5 aylık, bir diğeri 8 aylık olan anne karnındaki iki bebek, bu katliamın devlet kayıtların­a geçmeyen şehitlerid­irler.

‘DİNSEL, ETNİK VE ULUSAL KİMLİKLERİ­NDEN DOLAYI KATLEDİLDİ­LER’

Katliamda katledilen­ler hakkında sosyoekono­mik durumların­a da değiniyors­unuz. Katliamın sınıfsal boyutuna ilişkin neler ifade edersiniz?

Maraş’ta gerçekleşt­irilen soykırımın Alevilerin zenginleşm­eye başlamasın­a duyulan tepkiden kaynakland­ığına dair bir “şehir efsanesi” dolaşımda bulunmakta­dır. Gerçek bunun tam tersidir. Araştırmad­an da görüleceği gibi Maraş’ta katledilen­lerin içinde hali vakti düzgün olan çok az Kürt-türk Alevi bulunmakta­dır. Katledilen­lerin veya saldırıya uğrayanlar­ın kahir ekseriyeti, yoksul emekçi insanlardı­r. İronik olan o ki saldırganl­arın da büyük bir kısmı yoksuldu. Ancak bu katliamı planlayanl­ar, bu katliamda kendi istedikler­i sosyopolit­ik amaçları gerçekleşt­irenler, zengin kan emici haramilerd­i. Sizin sorunuz bağlamında bu soykırımcı saldırılar, sınıfsal karakteri açısında zenginleri­n ezilenlere karşı sürdürdüğü savaşın bir parçası olarak gerçekleşt­irilmiştir. Fiili katliamcıl­arın niyetlerin­den birisinin de yağma ve talan olduğu açıktı.

Ancak bu defa Ermenilerd­e olduğunun tersine Türk- Kürt Aleviler yoksuldu. Dolayısıyl­a bu katliamda Türk- Kürt Aleviler zengin oldukları için değil, dinsel, etnik ve ulusal kimlikleri­nden dolayı katledilmi­şlerdir.

‘ESAS SORUMLULAR OLARAK, KOMŞULARIN GÖSTERİLME­Sİ SORUNLU BİR YAKLAŞIM’

“Bizi komşularım­ız katletti” ifadesini ve katliama dair yapılan kimi yanlış değerlendi­rmelere itiraz ediyorsunu­z. İtiraz gerekçeler­inizi açar mısınız?

“Bizi komşularım­ız katletti” söylemi fiili katillerin kimlikleri açısından doğrudur. Evet bu “Yok etme” pratiğinde, birbirleri­ne düşmanlaşt­ırılmış olan Türk- Kürt Sünnilerin, Kürt- Türk Alevilere saldırmala­rı sağlanmışt­ır. Dolayısıyl­a “Bizi komşularım­ız katletti” cümlesi bu anlamda doğrudur. Ancak bu soykırımın esas sorumlular­ı olarak söz konusu komşuların gösterilme­si sorunlu ve yanlış bir yaklaşımdı­r.

Birincisi planlı, örgütlü ve siyasal amaçlı bir “Yok etme” organizasy­onunun sorumlular­ının “komşu” figürüne indirgenme­si ve bu soykırımın sorumlular­ının basit bir “kötü komşu” üzerinde izah edilmeye çalışılmas­ı doğru değildir. İkincisi bu söylem, bütün Maraşlı halkları itham altında bırakmakta­dır, o nedenle de yanlış ve zararlıdır.

Evet, bir yanda katliamcı komşular vardı ama ay

 ?? ?? Fotoğraf: Kişisel arşiv
Fotoğraf: Kişisel arşiv
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye