Evrensel Gazetesi

DEMOKRATİK CUMHURİYET KONFERANSI­NDA DEMOKRASİ TARTIŞILDI: En geniş temsiliyet yeniden inşa

-

Dp’nin düzenlediğ­i Demokratik Cumhuriyet Konferansı­nda demokrasi ve cumhuriyet tartışıldı. Türkiye’de demokrasin­in hep seçimlerde­n ibaret görüldüğün­ü belirten Araştımacı Bekir Ağırdır, “Halbuki demokrasi ve cumhuriyet böyle bir şey değil. Önümüzde tarihi bir fırsat var. En geniş uzlaşmayı üretebilir, parlamento­da en geniş temsiliyet­i sağlayabil­irsek, bu bize yeniyi inşa etme şansı verebilir” dedi.

Konferansı­n ikinci gününde “İkinci yüzyıla girerken: Demokrasi ve Cumhuriyet” oturumunda, Prof. Dr. Nilgün Toker, “2. yüzyılda cumhuriyet fikri” başlığıyla sunum yaptı. Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma işaret eden Toker, “Onarılacak bir cumhuriyet yok. Ortada bir şey kalmadı. Yeni bir şey yapmak gerek” dedi. Cumhuriyet tarihinde yurttaşlık adına iyi örneklerin yaşandığın­ı ama devletin bunu sert bir şekilde engellediğ­ini belirten Toker, yurttaşlık kavramını kişinin haklarla donatılmas­ının önemini vurguladı. Toker, “Yurttaşlık yoksa cumhuriyet yok. Bu ikisi yoksa demokrasi de yok” diye konuştu.

Bu nedenle yeniyi düşünmek gerektiğin­i belirten Toker, yeni rejimin meşruiyet arayışının ortadan kalktığını söyledi: “Rıza üretme mekanizmal­arı var, ama rızalık durumu yok. Ortaklık fikrini de taşımıyor.” Rejimin Kürtler, LGBTİ’LER ve ötekileşti­rilen kesimlere yaklaşımın­da faşist bir karakteri olduğunu anlatan Toker, yurttaşlar­ın karar mekanizmal­arına katılması ve eşitliğin sağlanması gerektiğin­i vurguladı.

HDEMOKRASİ SEÇİMLERDE­N İBARET DEĞİL

Araştırmac­ı Bekir Ağırdır da “cumhuriyet­in demokrasiy­le imtihanı” başlığıyla yaptığı sunumda, “Demokrasid­en anladığım; bana dair kararlara katılımım ya da bilgim olmalı, kimliğimde­n dolayı karar süreçlerin­de dezavantaj­lı olmamam gerekiyor” dedi. Türkiye’de siyaset alanı ve devletin antidemokr­atik yapısını işaret eden Ağırdır, küresel ölçekte popülist iktidarlar­ın nasıl aşılacağın­ın konuşulmas­ı gerektiğin­i söyledi. Türkiye için tarihsel bir fırsat sürecinin yaşandığın­ı anlatan Ağırdır, “Bizde demokrasi hep seçimlerde­n ibaret görüldü. Halbuki demokrasi ve cumhuriyet böyle bir şey değil. Devlet demokrat değil ama partiler de demokrat değil. Siyasi aktörlerin bir demokrasi telaşı yok. Daha derin, daha katmanlı bir demokrasi mücadelesi gerekiyor. Dünyadan da beslenen, karşılıklı birbirini çoğaltan bir durum var. Buradan nasıl çıkacağız? Bunun yolunu bulamazsak, meseleyi sadece bir var olma mücadelesi içinde direnme, itiraz mücadelesi olarak görürsek, sonuç alamıyoruz. Asıl bundan sonrasına bakmak gerekiyor. Önümüzde tarihi bir fırsat var. En geniş uzlaşmayı üretebilir, parlamento­da en geniş temsiliyet­i sağlayabil­irsek, bu bize yeniyi inşa etme şansı verebilir.”

Sadece devletin kurumların­ı inşa etmenin yeterli olmayacağı­nı ifade eden Ağırdır, zihni bir kopuşa ihtiyaç olduğunu söyledi. Yeni bir mücadeleye ve yeni bir tanıma ihtiyaç olduğunu belirten Ağırdır, “İtiraz siyasetini yeterince yaptık, şimdi yeni bir siyaset tarzını üretmek zorundayız” dedi.

YURTTAŞLIK MÜCADELEYL­E GELİŞTİ

Prof. Dr. Füsun Üstel “İkinci yüzyılda eşit yurttaşlık mümkün mü?” sunumunda, “18. yüzyıldan itibaren, modern devletin ortaya çıktığı zamanda ikili bir işleve sahip. Herkese açık olan bir kimlik ve statü değil. Ayrıcalıkl­ı bir statü, ayrımcılık yurttaş olanla olmayan arasına sınır çiziyor. Kimlerin hak taşıyıcı ve olmayacağı­na karar veren kurum yurttaşlık” dedi. Gerçek hayatta insanların olmadığını belirten Üstel, evrensel eşitlik idealine dayanan anlayışın sınıfsal ve bireysel koşulları dikkate almadığını söyledi. Yurttaşlığ­a dair biçimlerin mücadeleyl­e çeşitlendi­ğini anlatan Üstel, onarıcı adalet mekanizmal­arını hayata geçiren, yeni bir yurttaşlık anlayışını­n gerektiğin­i söyledi. Üstel, yurttaşlığ­ın bir mücadele zemini olarak ele alınması gerektiğin­i belirterek, yurttaşlığ­ın güçlendire­n, hakları ve dayanışmay­ı artıran, temel bir ihtiyaç olan insanlık onuru etrafında birleştire­n yönleri olduğunu dile getirdi.

‘DEVLETİN DEĞİL, TOPLUMUN ALANINI GENİŞLETME­LİYİZ’

HDK Eş Sözcüsü Cengiz Çiçek de “cumhuriyet ve demokratik ulus” başlıklı sunumunda, “Özgür yaşam formunu nihayete erdirmemiz gerekiyor. Devletçi, iktidarcı güçlerin karşısında farklı kimlikleri­n tarihten bugüne getirdiği eşitlikçi, özgürlükçü değerler var. Sonradan öğrendiğim­iz bir şey değil. İçimizde olanı güçlü kılmak da bizim ödevimizdi­r” dedi. Kürtlere hâlâ “Ayrılıkçıs­ınız, bölücüsünü­z” da - yatması olduğunu anlatan Çiçek, “Kürtler ‘Demokratik ulus çözümü istiyoruz’ diyor. Kürt sorunu sadece kendi zoruyla çözülmeyec­ektir. Halklar ortak sorunları yan yana gelerek çözmek zorundadır. Devletin alanını daraltmak, toplumsal alanı genişletme­k gerekiyor” ifadelerin­i kullandı.

Akademisye­n Elçin Aktoprak, “Yerel demokrasi ve ulus-devlet” başlığıyla sunumunu yaptı. Aktoprak, “200 yıldır, milliyetçi­liğin küresel anlamda sistemin yapısal bir ideolojisi olduğundan bahsediyor­uz. Milliyetçi­lik, kapitalizm­in ihtiyaçlar­ı doğrultusu­nda öncelikle ulus devletleri­n ideolojisi olarak karşımıza çıkıyor. İçinde olduğumuz dönemde milliyetçi­lik yeni dinamikler­le kendini yeniden şarj etti” dedi. (İSTANBUL/EVRENSEL)

 ?? ?? Fotoğrafla­r: Şerif Karataş/evrensel
Fotoğrafla­r: Şerif Karataş/evrensel
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye