ADAY KRİZİNDE SONA DOĞRU

Tek adam’ yönetiminin kazanma ihtimalinin faşizmin inşası sürecini tamamına erdireceğine dair haklı endişeler, yaklaşan seçimlerde muhalefetin adaylık tercihini siyasetin başat gündemi haline getirmiş durumda.

Millet İttifakının adayının kim olacağı ya da kim olması gerektiğine dair, aynı şekilde Emek ve Özgürlük İttifakının pozisyonuna ilişkin şu ana kadar yüzlerce köşe yazısı yazılmıştır. Televizyon kanallarındaki tartışma programlarında da bu konu zirvedeki yerini koruyor. Sosyal medya platformlarında bu konuda sayısız paylaşım yapıldı ve yapılmaya devam ediyor.

Bu tartışmanın, çoğu zaman siyasetin önemli başka başlıklarını geriye ittiği bir gerçek. Gök kubbenin altında bu konuda dile getirilmeyen bir formül herhalde kalmadı. Ancak farklı renkleriyle muhalefet cephesinde de şu ana kadar bir sonuca bağlanma başarısı gösterilmediği için, bu tartışmanın gündemdeki ağırlığını sürdürmesi kaçınılmaz.

Bu yazı yazılırken, bu konuda en son neler yazıldığı taranırken, süreci izleyen deneyimli gazeteciler ve çeşitli parti yöneticileriyle görüşüldü. Son bilgiler ve sürece dair kendi görüşlerimizle birlikte gelinen aşamayı bazı temel sorularla not ederek devam edelim.

1/ Görece sınırlı da olsa, ilk turda Millet İttifakının iki adayla çıkması önerilen formüllerden biri. Bu açıdan son durum ne?

-Yaklaşan seçimlerde, ‘kararsız’ olarak ifade edilen kesimler açısından, Millet İttifakının adayını ortaklaştıramamasının yaratacağı dağınıklık görüntüsünün ittifaka olası desteği zayıflatacağı düşünülüyor. Bunun parlamento seçimleri açısından da olumsuz sonuçları olabileceği değerlendiriliyor. Tüm bu nedenlerle Millet İttifakının ilk tura da adayını mutlaka tekleştirerek gideceği kesinleşmiş gibi.

2/ Millet İttifakı cephesinde adayda ortaklaşmayı geciktiren temel faktörler neler?

- Kamuoyuna da sıkça yansıdığı gibi İYİ Partiden Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına dair dile getirilen ya da farklı bir adaya işaret ederek ifade edilen tercihler bu gecikmenin temel yanını oluşturuyor. Kılıçdaroğlu’nun adaylığının İYİ Partiden CHP’YE doğru bir oy kayışına neden olacağı ve bunun seçilecek milletvekili sayısına yansıyacağı iddiaları bu itirazın gerekçeleri arasında sayılıyor. İYİ Parti açısından pazarlık konusu olan diğer önemli başlığın da ekonomi yönetiminin ve başka bazı kritik bakanlıkların kendilerinde olması yönündeki talebin oluşturduğu dile getiriliyor. Yeni yapıda bürokrat tercihlerine kadar uzayan pazarlıklar söz konusu.

3/ Millet İttifakı, adayını oy birliği ile mi, yoksa oy çokluğu ile mi açıklayacak?

- Adayın çok daha fazla gecikmeden, 5’e 1 gibi bir farkla da olsa, yani oy birliği değil, oy çokluğuyla da olsa açıklanması yönündeki eğilim, CHP tarafında netleşmiş görünüyor.

4/ Millet İttifakı kimi aday olarak gösterecek? - Herkesin bildiği bu sırrı açıklamak Millet İttifakına düşer.

5/ Emek ve Özgürlük İttifakı ile Millet İttifakı arasındaki diyalog ne düzeyde?

- CHP ve DEVA Partisinin HDP ile teması canlı bir biçimde sürüyor. Millet İttifakının adayını açıklamasının ardından HDP ile diyalog bakımında daha somut adımlar atacağı ifade ediliyor.

6/ Emek ve Özgürlük İttifakının adayını açıklama hazırlıkları hangi aşamada?

- Bilinenleri tekrar etmeden son aşamayı şöyle ifade edebiliriz. Emek ve Özgürlük İttifakı, muhalefet cephesinin ortak aday formülüne, kendi şartlarıyla birlikte açık olduğunu ifade ederek açıklayacağını ilan ettiği kendi adayı için birçok temasta bulundu. Bu bir kadın aday olacak. İsim de netleşmiş görünüyor. Herkesin bildiği bu sırrı açıklamayı da Emek ve Özgürlük İttifakı temsilcilerine bırakalım.

7/ Hangi ittifak adayını daha önce açıklayacak?

- Bu konuda net bir şey söylemek için henüz erken. Daha sonra yeniden devam etmek üzere yavaş yavaş bağlayalım. Millet İttifakı açıkladığı programın da ortaya koyduğu gibi, belirli nefes alma imkanlarıyla birlikte kendisini ‘devletin bekası’nı esas alan bir restorasyon temelinde kuruyor. Bileşenleri ve sınıf yapısı açısından burada sürprizli bir durum yok. Emek ve Özgürlük İttifakı ise, hem seçimler ve hem de sonrasında bu ülkenin halkları, işçi ve emekçileri, ezilip ötekileştirilen tüm kesimleri açısından umut olarak varlığını koruyup büyütebildiği oranda kilit konumdaki siyasi aktör olmaya devam edecek.

‘