‘KAMERA ARKASINDA İYİ HİSSEDİYORUM’
BIR “hikaye anlatıcısı” olarak, edebiyat ve si nema alanlarındaki üretimlerinize de baktığımızda hikayenizi en çok hangisinde daha güçlü ifade et tiğinizi düşünüyorsunuz?
İkisi de çok etkileyici. Değiştirici, dönüştürücü güce sahip. Edebiyat tek başına bir şey, yapayal nızsınız; bir kaleminiz var elinizde, bir de kafanızda dolaşan düşünceler. Sinema her ne kadar yönet men sanatı olsa da çok bileşenli bir iş. Bir sürü in sanı, ögeyi bir araya getirip bir dünya kuruyorsu nuz. Kitapta tek başına yaptığınız şeyi filmde yüz lerce kişiyle yapıyorsunuz ki bu çok daha zor bir yolculuk. Galiba her iki tarafta olmakla da şanslı yım. Hem kamera arkasında işin senaryosunu ku rarken, o dünyayı yazarken yer aldım hem onu oynarken yer aldım. Bütün bunları bir araya geti ren kişi olabildim, Nasipse Adayız filminde. Kendi mi en iyi herhalde kamera arkasında hissediyo rum. Edebiyattan vazgeçmeyeceğim ama üretti ğim işler daha çok yönetmenlik tarzıyla olacak diye düşünüyorum.
PEKI, Rimbaud’un sözüyle “Ben, bir başkasıdır aslında” diyen Kesal’ın kendisiyle derdi nedir?
Kendimi suçlayabilirim, alkışlayabilirim. Başkalarına haksızlık etmemek için kendimle meşgulüm.
Senaryo yazarken sık sık başımıza gelir… Kendimize “Ben olsam ne yapardım, nasıl davranırdım?” diye sorarız. Meğer insan en az kendini tanıyormuş. Bir çeşit keşfedilmemiş ada gibi… Sorduğunuz kişi Ercan Kesal’ın ötesinde
bir başkasıdır aslında… İşimi kolaylaştırıyor, hızlıca sorular sorabiliyorum ona. Onunla olan meşguliyetim sürecek.
Derdim ne diye soracak olursan… Aslında hepimizin derdinden başkası değil. Bu dünyada
niye yaşıyoruz, bütün bunlar başımıza niye geliyor,
niye benimle böyle bir söyleşi yapıyorsun? Bir derdiniz
var ki buluştuk sizinle ve ben sana bir şeyler anlatıyorum. Bizi dinleyenlerin de muhtemelen
bir derdi olacak. Bu dert sadece bir sorun anlamında değil. Dünyadaki varlık nedenimizle alakalı, varoluşsal bir şey. Biz buradayız, varız, bu dünyanın bir parçasıyız demek için… Daha güçlü bir dert olabilir mi?
‘KENDİMLE MEŞGULÜM’