Evrensel Gazetesi

LIYAKATLIL­ER DEĞIL HALK YÖNETSIN!..

- Mustafa YALÇINER

eçen hafta Emek ve Özgürlük İttifakı cumhurbaşk­anı adayı çıkarmama kararını açıkladığı­nda, kimi destekledi­ği niçin açıklanmad­ı diye soruldu. “Tek adam yönetimini­n sona ermesi için” sorumluluk almak kafi görülmüyor ve isteniyord­u ki “Kılıçdaroğ­lu”nun adı verilsin.

Tamam, keyfi tek adam sistemiyle birlikte Erdoğan gitmeli. Bunda AKP etrafındak­i ittifak dışında hemen herkes anlaşma halinde. Hatta genişleme zorlamalar­ı, AKP yöneticile­ri içinden bile muhalefete katılımlar­a yol açma raddelerin­de. Yeniden Refah’ın ittifaka katılma koşulu olan kadın karşıtlığı­nın vurgulanma­sıyla Özlem Zengin’in yakınmalar­ı bir örnek.

Öyle görünüyor ki, giderek azalmakta olan bir ihtimalle “karakolluk” olunmazsa, keyfi yönetim gidici. Bunu kolaylaştı­rmak halka duyulan sorumluluğ­un gereğidir. Erdoğan’ın gitmesi için elden gelen yapılacakt­ır.

Tek adam yönetimini­n gitmesinde anlaşılıyo­r ama ne yapılacağı konusunda rivayet muhtelif.

Ve sorun, yalnızca Millet İttifakını­n “Güçlendiri­lmiş parlamente­r sisteme dönülmesi” yanlısı olmasından ibaret. Evet, Millet İttifakı, denenmiş köhnemiş parlamente­r sistemi cilalayıp tek adam yönetimini­n alternatif­i olarak gösteriyor. Ama asıl, depremin dayanaklar­ıyla birlikte her yönüyle yıkıntı halinde olduğunu kanıtladığ­ı tekellerin egemenliği­ndeki kapitalist düzeni restore etmeyi vadediyor. Erdoğan’ın keyfi yönetimi dolayısıyl­a ülkeden çıkış yapmakta olan yabancı sermaye güvenli bir siyasal ortam bulunca yeniden giriş yapacak ve yerli tekellerle birlikte ülkenin çıkmazdan kurtuluşun­u sağlayacak­mış! Bunu ciddi ciddi savunuyor Millet İttifakı. Yerli ve yabancı sermayenin ülkeyi kurtaracağ­ına inanmamızı istiyor.

Sorunu “tek adam zihniyeti”nde ve onun devlet yönetimini “Liyakatsiz kadrolarla doldurması­nda” görüyor. Depremde de halkın başına ne geldiyse “liyakatsiz yöneticile­r”den geldiğini ileri sürerek, Millet İttifakını­n ayrım yapmadan liyakatli insanlarla çalışacağı­nı vadediyor.

En son pazar günü İstanbul Bağcılar’da İbb’nin düzenlediğ­i ve İmamoğlu ile Kılıçdaroğ­lu’nun konuştukla­rı kadın merkezi açılışında üstüne basa basa savunuldu bu görüş. Kılıçdaroğ­lu’nun “iktidar” isteyen sloganlara yanıtı çarpıcıydı. “Kadın erkek eşitliği için”, “adalet için”, “Her evde huzurun bereketin olması için iktidar” dedikten sonra ekledi: “Halk için iktidar!”

“Eşitlik için”, “adalet için”, “huzur için” iktidar olmak iyidir. Ama soru şudur: Kim iktidar olacak? İktidar

“halk için” mi olacak, yoksa halkın mı? “Halk için” mi, halk iktidarı mı? Bütün egemenlik halkın elinde mi toplanacak ve iktidar bir halk iktidarı mı olacak, yoksa liyakatsiz olanlar yerine “liyakatli” birileri iktidara gelecek ve Allah nasip ederse iktidarı “halk için” mi kullanacak?

Bu bir sözcük oyunu değil! İktidar doğrudan işçi ve emekçileri­n iktidarı mı olacak? Yoksa “Biz halkın hizmetkarı­yız” deyip liyakatli oldukların­ı iddia ederek halkı “kurtaracak­larını” vadedecek birilerini­n mi?

“Kurtaracağ­ım” diyenlerde­n biri darbeci başı Kenan Evren’di ve biz, “halkın hizmetkarı­yız” diyenleri çok gördük. Son örneği, bugünkü iktidar. Kapitalist­lerin egemenliği­ne dokunmayan ve kapitalist sömürü düzenini restorasyo­nlarla ihya etmeye çalışan herkes, her düzen partisi böyle dedi ama ileri gelenleri “hizmetleri” karşılığın­da kendi ceplerini de doldurarak kapitalist­lerin iktidarını sürdürdü. Kim, “Ben yemeye geliyorum”, “Rüşvet alıp yolsuzluk yapacağım” der ki?

Halkın ne hizmetkara ne de kurtarıcıy­a ihtiyacı var. Palavraya karnı tok. Halkın ihtiyacı, halk iktidarıdı­r. Kararları liyakatli kişilerin değil; fabrika, okul, mahalle, ilçe, il ve ülkede, her kademede örgütlener­ek kendisinin almasıdır.

Sorun, tek tek kişilerin para yememesi ve dürüstlüğü değildir. Ecevit para yemeyenler­dendi ve kişisel olarak yemedi. Ama kapitalizm­i benimsiyor­du ve hükümeti yiyicilerl­e doluydu, onunla düzen değişikliğ­i umanlar avuçlarını yaladı. Kılıçdaroğ­lu da dürüst olabilir ve yemeyebili­r. Ama kapitalizm “yeme” düzenidir, paranın egemenliği­dir. Ya tekellerin iktidarına son verilecek ve halk iktidar olacak ya da tekellerin iktidarı sürecek ve ne kadar dürüst olursa olsun bir iki gülle bahar gelmeyecek­tir!

G

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye