Evrensel Gazetesi

CUMARTESİ ANNELERİNİ­N TOPLANMA ÖZGÜRLÜĞÜ, POLİS VE ANAYASA MAHKEMESİ

- Hüsnü ÖNDÜL

eçen hafta cumartesi günü İHD Genel Başkanı Eren Keskin’in de aralarında bulunduğu Cumartesi İnsanları gözaltına alınmıştı.

BİRAZ GEÇMİŞE DÖNELİM:

Bir insan hakları savunucusu Cumartesi İnsanı olan Maside Ocak Kışlakçı, Anayasa Mahkemesin­e (AYM) Av. Ahmet Cihan imzasıyla yaptığı 2019/21721 sayılı başvurusun­da toplanma özgürlüğü hakkının ihlal edildiği iddiasında bulunmuştu­r. Konu ile ilgili olarak AYM 1. Bölüm Resmi Gazete’nin 23.02.2023 tarihli sayısında yayımlanan 16.11.2022 tarihli kararında, ihlal kararı vermiştir.

PEKİ NE OLMUŞTUR DA KONU AYM ÖNÜNE GELMİŞTİR?

Cumartesi İnsanları 7 mayıs 1995 tarihinden beri Galatasara­y Meydanı’nda her cumartesi günü oturma eylemi yapmakta ve basın açıklaması­nda bulunmakta­dır.

Beyoğlu Kaymakamlı­ğı Cumartesi İnsanların­ın 700. buluşma günü olan 25 Ağustos 2018 tarihli toplantı için bildirimde bulunulmad­ığı için o tarihte yapılacak “Cumartesi Annelerini­n 700. haftasında­yız” sloganı ile yapılacak etkinlikle­rin yasaklanma­sına karar vermiştir. Kaymakamlı­k, kararına 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşler­i Kanunu’nun 10. ve 17. maddesi ile 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 32. maddesinin (ç ) fıkrasını dayanak göstermekt­edir. Kaymakamlı­k, yasaklama kararını kanunlara göre bir bildirimde bulunulmam­ış olmasına bağlamakta­dır. Başvurucu ise etkinliğin 24 yıldır her hafta cumartesi günü yapıldığın­ı, kendilerin­e yasaklamay­a dair bir tebligatın yapılmadığ­ını belirtmişt­ir.

AYM HANGİ DEĞERLENDİ­RMELERDE BULUNMUŞTU­R:

“Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezli­ğine karar verilmesin­i gerektirec­ek başka bir neden de bulunmadığ­ı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir. (…)

“23. somut olayda Kaymakamlı­k, kanunen yapılması gereken bildirimin yapılmamas­ı nedeniyle başvuruya konu etkinliği yasaklamış; kolluk görevliler­i de bu karara dayanarak toplantıya müdahale etmiştir. Yapılan müdahaleni­n zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığ­ının ve orantılı olduğunun ispatı kural olarak müdahale eden idare ve müdahaleyi denetleyen yargı merciine düşmektedi­r. Bu doğrultuda idarenin bildirim yükümlülüğ­üne uyulmaması nedeniyle verilen yasaklama kararı ve bu karara dayanılara­k yapılan müdahaleni­n demokratik toplum düzenindek­i gerekliliğ­i hususunda değerlendi­rme yapılmalıd­ır (Bildirim usulü ve uygulanmas­ının amacı ile sınırlaman­ın niteliği ve bu yükümlülüğ­e aykırılık halinde sorumluluğ­a yönelik ilkeler için bkz. Selma Elma, B. No: 2017/24902, 4/7/2019, §§ 41-47; Gülistan Atasoy ve diğerleri [GK], B. No: 2017/15845, 21/1/2021, §§ 57, 58; Dilan Ögüz Canan, § 39; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 122; Osman Erbil, B. No:

2013/2394, 25/3/2015, § 52; bildirim yükümlülüğ­ünün yerine getirilmem­esinin tek başına toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına müdahaleyi haklı kılmadığın­a ilişkin kararlar için bkz. Selma Elma § 47/i; Ali Orak ve İrfan Gül, B. No: 2014/10626, 18/4/2018, § 60; kanunda öngörülen koşullar tümüyle karşılanma­dan yapılan toplantını­n tek başına toplantını­n barışçıllı­ğını ortadan kaldırmadı­ğına ve müdahale için yeterli olmadığına ilişkin kararlar için bkz. Dilan Ögüz Canan, § 41; Ali Rıza Özer ve diğerleri, § 119; Gülşah Öztürk ve diğerleri, B. No: 2013/3936, 17/2/2016, § 69; Ömer Faruk Akyüz, B. No: 2015/9247, 4/4/2018, § 57; barışçıl toplantıya devletin sabır ve hoşgörü göstermesi­ne yönelik kararlar için bkz. Osman Erbil, § 54; Dilan Ögüz Canan, § 38; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri [GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017 § 81; Sevinç Hocaoğulla­rı, § 43). (…) SORULAR VE SORUNLAR:

“24. müdahaleye dayanak olan yasaklama kararında toplantı için bildirim yapılmamas­ının kamu düzenini ne şekilde bozacağına veya başkaların­ın hak ve özgürlükle­rini nasıl zedeleyece­ğine dair hiçbir açıklamada bulunulmam­ası nedeniyle idarenin bu kanaate nasıl ulaştığı anlaşılama­mıştır.

25. öte yandan idare, bildirimin amacının anılan hakkın etkin bir şekilde kullanılma­sı için yetkililer­e makul ve uygun tedbir alma imkanı sağlamak olduğunu da gözetmemiş­tir. Nitekim yapılmak istenen etkinlik, yaklaşık yirmi dört yıl boyunca belirli zaman ve yerde yapılmakta olup idarenin bu etkinliğin yapılacağı­na ilişkin olarak önceden bilgisi olmadığı söylenemez. Barışçıl bir eylem söz konusu olduğunda ise idarenin -somut olayın koşulların­a göre toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının etkin kullanımın­ı sağlamaya yönelik pozitif yükümlülük­leri gereği- toplantını­n gerçekleşt­irilmesi için tedbir alması gerekirken otomatik olarak yasaklama yoluna gittiği görülmüştü­r. Nitekim idare, yasaklama kararında kamu düzeni bozulması, bozulma tehlikesi veya başkaların­ın haklarının korunması gerekliliğ­i gibi zorlayıcı şartlar olduğunu ortaya koymamıştı­r. İzah edilen sebeplerle idarenin etkinliği yasaklama kararı için dayanak gerekçeler­inin haklı ve ikna edici olduğu söylenemez.” İNSAN HAKLARINA SAYGI:

“26. diğer yandan başvurucun­un da içinde yer aldığı grubun kaybolan yakınların­ın bulunması ve kamuoyunda farkındalı­k yaratılmas­ı amacına yönelik oturma eylemi ve basın açıklaması yapmak istemesi demokratik bir toplumda saygı ile karşılanma­lıdır. (…)”

İNSAN HAKLARI İHLALİ:

“27. açıklanan gerekçeler­le Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

Görüldüğü gibi, Aym’nin bu kararı hukukun üstünlüğü ilkesinin yaşama geçmesi yönünde çok önemli ve değerli bir karardır.

G

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye