‘Depreme dayanıklı konutlarda oturmak hakkımız’
eprem açısından İzmir’in en riskli ilçelerinden birisi olan Karşıyaka’da Evrensel okurları tarafından düzenlenen “Depreme hazırlık, barınma hakkı ve pahalılığa karşı ne yapmalı” konulu söyleşide uzmanlar, ilçede depreme dair yapılanlara ilişkin bilgi verdi ve öneriler sunuldu.
İlk olarak konuşan Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şube Yöneticisi Hüseyin Uytun, 30 Ekim Sisam depreminden sonra unutulan sürecin, 6 Şubat Maraş depremleri ile yerel ve merkezi yönetimler tarafından yeniden hatırlandığını belirterek, “Bir santim yol alınmış değil. Karşıyaka Belediyesinde de bir çalıştay yapıldı. Raporlar hazırlandı bir kıpırdanma oldu sonra bir uyku haline geçildi. 6 Şubat depreminde yeniden çağrıldık. Bunun değişmesi gerekiyor ki bu kader değişsin” dedi.
D‘BELEDİYELERDE AFET BİRİMLERİ KURULMALI’
Belediyede afet birimleri kurulması gerektiğini dile getiren Uytun, “Karşıyaka Belediyesinde böyle bir birim kurulup kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerin konulması gerekiyor. Bina ve zemin etütlerinin yapılması, ihtiyaç olan yerlerde zemin iyileştirmelerinin yapılması gerekiyor. Bu süreçlerde gerekli kamusal kontrol de yapılmalı. Sıvılaşma, taşıma gücü, oturma gibi sorunlar var ise zemin iyileştirmesi yapılması gerekli. Sürekli orada kamu adına denetim yapan birilerinin olması gerekiyor. Belediyede böyle bir birim oluşturulup istihdamın artırılması ve kontrol edilmesi gerekiyor” dedi.
Kontrolü yapılmamış ya da eksik yapılmış projelerin mühendislere imza atmasının istendiğini dile getiren Uytun, “Bunlar yapılırken bir taraftan da acil yardım kısmı da düşünülmeli çünkü bu süreçler şimdi başlansa en az bir yıl sürer ve bu arada da deprem olabilir” diye ekledi.
‘YAPILAŞMANIN YASAK OLDUĞU ALANLAR BOŞALTILMALI’
Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ezgi Dede, İzmir ile ilgili olmayan bir depremde 136 canın yitirildiğini hatırlatarak “Planların yenilenmesi gerekiyordu ama kısa süreli çözümlerle emsal artışı gibi ama uzun vadede sorun yaratacak çözümler bulmaya çalıştı yerel yönetimler” dedi.
Planlarda zemin etüdü çalışmasının olmadığını belirten Dede, “Bu jeolojik etütlerin yapılması zorunlu. Plana yazılsa bile uygulamada yapılmış olsun diye yapılıyor. Yapı yapılması yasaklı alanlarda yapılar var, bu alanların ivedilikle boşaltılması tahliye edilmesi gerekiyor. Sadece imar planı değil sakınım planı da yapmalıyız” diye konuştu.
Sağlıklı güvenli kentlerde yaşamanın anayasal hak olduğunu vurgulayan Dede, “İktidarı değiştirmemiz gerekli ancak değişse bile yapılarımızı hep sorgulamalıyız. Devletin denetim mekanizması çalışmıyor. İmar afları ile vatandaşı yanlış yapmaya itiyor” ifadelerini kulandı.
‘DENETİM VE KONTROLLER YAPILMIYOR’
Avukat Dilek Güzel de 30 Ekim depremi öncesinde binalarda bir denetim kontrol yapılmadığını gördüklerini belirterek, “Kontrol ve denetim, maalesef tasdik makamı olarak kullanılıyor. İlgili meslek odaları, proje ve yapıyı denetlemekle yükümlü olan belediye ne gidip yapıyı başında denetliyor ne de projeyi alıp denetliyor, İmzayı atıp gidiyor” dedi.
Güzel, “Bizlere düşen görev onların gerçekten etkin ve etkili bir şekilde çalışmasını sağlayacak mekanizmaları kurmak, onları uyarmak, görevlerini yapmalarını sağlamak olmalı. Binamızla ilgili riskli raporu geldiğinde biz bunu kentsel dönüşüme soksak mı sokmasak mı ne yapsak tartışmasından öte belediyeyi bu konuda harekete geçirmek raporların ilgili resmi dosyalara tapu kayıtlarına girmesini sağlamak gerekiyor” diye konuştu.
Karşıyaka’da Evrensel okurları tarafından düzenlenen söyleşide, depreme hazırlığın nasıl yapılması gerektiği, barınma hakkı ve güvenli konutlar tartışıldı. Evrensel okurları, “Sağlıklı kentler anayasal hakkımız” dedi.
‘DEPREME DAİR PLANLARIMIZLA 1 MAYIS’A KATILALIM’
Söyleşiye katılan Emek Partisi İl Başkanı Emine Uyar ise, “Oturulan binaların ne durumda olduğunu öğrenebilmek, depreme dayanıklı hale getirebilmek önemli oranda bir ekonomik gücü gerektiriyor. Deprem vergisi ödüyoruz yıllardır. Bizden kesilen kaynakların bizim depremde karşılaşacağımız sorunların çözülmesi için kullanılmasını talep etmeliyiz. Bunu örgütlü bir şekilde yapmalıyız. Önümüzde işçi ve emekçilerin Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs var. Depreme dair taleplerimizi de pankart ve dövizlerimizle ifade edelim ki görülsün” çağrısında bulundu. (İZMIR/EVRENSEL)