Kamuda mülakat engeli, özelde kölelik koşulları
Seçim öncesi iktidarın ‘Kamuda mülakatı kaldıracağız’ açıklamasını oy kaygısıyla yaptığını düşünen mülakkatta elenip atamaları yapılmayan öğretmenler tepkili: “Yanlışsa yıllardır neden uygulandı?özelde kölelik koşullarına mahkum edildik.”seçim öncesi iktidarın ‘Kamuda mülakatı kaldıracağız’ açıklamasını oy kaygısıyla yaptığını düşünen mülakkatta elenip atamaları yapılmayan öğretmenler tepkili: “Yanlışsa yıllardır neden uygulandı?özelde kölelik koşullarına mahkum edildik.”
Kp’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendilerinin getirdiği, ve yıllardır büyük bir haksızlığa neden olan ‘Kamuda mülakatı kaldıracağız’ açıklamasına atamaları yapılmadığı için özel sektörde kölelik koşullarında çalışan öğretmenler tepkili. İktidarın seçim öncesi oy toplamak maksadıyla mülakatı kaldıracağını açıkladığını düşünen mülakat mağduru öğretmenler “Baştan beri yanlıştı, neden yıllardır uygulandı?” diye sordu.
A‘MEZUN OLDUĞUMDA ZATEN DONANIMIM VAR’
Kamuya ataması yapılmadığı için özel bir eğitim kurumunda sınıf öğretmenliği yapmak zorunda kalan Zeynep Doğan, Akp’nin ‘Mülakatı kaldıracağız’ açıklamasının seçim öncesi oy toplamak amacıyla yapıldığını dile getirerek “Peki mülakat neden geldi? Baştan beri çok yanlıştı ve neden senelerdir uygulanıyordu o zaman?” diye sordu. Torpili olmadığı için atanamayacağını düşündüğünü belirten Doğan “Zaten KPSS’YE girdiğimizde çok kapsamlı bir şekilde bilgimiz ölçülüyor. Mezun olduğumda mesleğimi yapabilecek donanıma da sahip oluyorum. Alanımın dışında neden dört soruluk bir sınava tekrar tabii tutuluyorum? Mülakatın yanı sıra güvenlik soruşturması, arşiv taraması da yapılıyor. Muhalifsen onlara göre tekrar eleyebilirler de. Karşılarında olsam da ben de bu ülkenin vatandaşıyım. Benim mesleki yeterliliğime bakmalılar düşüncelerime değil” dedi. KPSS’DE yüksek bir puan almak için sadece sınava yoğunlaşmak gerektiğini söyleyen Doğan, “Bunu kimsenin ailesi karşılayamıyor. Dershaneye gönderemiyor. KPSS kitapları zaten çok pahalı ve benim bir sene oturup evde çalışacak bir gelirim yok. Bunun dışında da korkuyorum. Mesleki yeterliliğimi ölçecek bir soru gelmeyecek mülakatta ve o kadar
emek verip, para verip bu nedenle kazanamamak beni çok korkutuyor. Birçok kişi de bence bu şekilde vazgeçiyor. Maddi imkansızlıklar bir yandan başkasına yapılacak torpil için emeğinin çöpe atılması bir yandan...” ifadelerini kullandı.
‘MÜLAKATLA ELENDİM’
Mülakatta elendiği için kamuya ataması yapılmayan ve özel sektörde çalışmak zorunda kalan Matematik Öğretmeni Özer ise özel eğitim kurumlarındaki çalışma koşullarını köleliğe benzetiyor. Özel sektörde
günün son saatinde çok çalışmaktan tansiyonu düşen, hamile olup da çocuğunu düşürme tehlikesi yaşayan birçok öğretmen gördüğünü dile getirerek “Bir kez KPSS’YE girdim ve mülakatla elendim. Tekrar denemek için koşullarımın uygun olması gerek. Zaten 7 gün çalışıyordum. Bu süreçte de ne KPSS’YE hazırlanma gibi bir şansım oldu ne de yüksek lisans yapma girişimim. Yüksek lisans yapmak için çalıştığım yerden izin alamadım. Her şeyi yarım yaşıyoruz. Biz sadece köle gibiyiz. Sabah derse giriyoruz, akşam eve gelip online toplantı
lara giriyoruz” diye konuştu.
‘İNSANİ ŞARTLARDA ÇALIŞMAK İSTİYORUZ’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasını ciddiye almadığını söyleyen Özer, “Mülakat geldi ve tekrar kaldırıldı. Yani neden geldi? Şimdi mi gidiyor? Benim tekrar bir devlet kurumuna girme gibi bir isteğim bile yok. İnsani şartlarda çalışmak istiyoruz biz aslında. Ama mülakatta eleniyorsun. Torpili olan atanıyor, iş buluyor. Mülakat gider başka bir biçimde gelir. Hayatın her alanında var çünkü” dedi. Özel sektörde çalışma koşullarının çok ağır olduğunu çok fazla derse girdiklerini belirten Özer “İnsanız hepimiz ve verimimiz de düşüyor. İzin almak bir lüks! Yani hastayım, izin istiyorum. Bu gayet insani bir şey. Hastalanma gibi bir durumumuz. Patron hemen şüphe duyuyor. Yani acaba gerçekten hasta mı?”
‘MÜŞTERİ KAYBETMEMEK İÇİN…’
Özel sektörde öğretmenliğin en zor yanlarından birinin de mobbing olduğuna dikkat çeken Özer, “Sadece öğretmen olarak da çalışmıyorsunuz. Uzun ders saatlerinin ardından bir de idari işlerle ilgileniyoruz. Her ay yapılan bir veli araması sistemi var. Bir pazarlamacılık yöntemi. Velilere okulun güzel yönlerini anlatmak, öğrencisinin durumu kötüyse bile övmek... En kötüsü de öğrencinin sınav notlarını yükseltmek. Çünkü o bir müşteri ve müşteriyi kaybedemez patronlar. Biz insani koşullarda yaşamak istiyoruz. Şartlarımız iyileşse her gün başka birçok özel derse gitmek zorunda kalmam. Benim gibi birçok arkadaşım bu şekilde çalışıyorlar” dedi.
‘İŞTEN ÇIKARIP KIDEMİMİ VERMEDİLER’
Son çalıştığı özel kurumdan zorla istifa ettirilmeye çalışıldığını fakat istifa etmemesine rağmen Sgk’den çıkışını yaptıklarını ve kıdem tazminatını da vermediklerini anlatan Özer “Bunun için dava açmak zorunda kaldım. Devam eden bir mahkeme sürecim var. Mobbinge maruz kaldım. Haftalık 60 saat çalıştırıldım. Asıl olarak öğretmenin sadece öğretmen değil, pazarlamacı olarak kullanmaları nedeniyle açtım ben bu davayı. Belirli sürede iş sözleşmesi nedeniyle 10 yıldır her sene başka bir yerde çalışmak zorunda bırakıldım” diye konuştu.