Evrensel Gazetesi

1 MAYIS ALANLARINI­N ENERJİSİYL­E 14 MAYIS SEÇİMİNE GİTMEK İÇİN!

-

İşçi sınıfı ve emekçiler, Kuzey ve Güney Amerika ülkelerind­en Avustralya’ya, Ortadoğu’dan Uzak Asya’ya Güney Afrika’dan Kuzey Avrupa ülkelerine dünyayı 1 Mayıs rengine boyadı.

2023 1 Mayıs’ının dün yadaki en dikkat çeken merkezi ise 250 dolayın da merkezde sokağa çıkan milyonlarc­a işçi ve emekçinin 1 Mayıs alan larını doldurduğu Fransa oldu!

2023 1 Mayıs’ı; pandemiyi kendileri için bir fırsata dönüştürme hesabıyla “Pandemiden sonra dünyanın eskisi gibi olmayacağı”nı iddia eden sermaye sözcü lerine, işçi ve emekçileri­n “Evet dünya eskisi gibi olmayacak ama sizin değil bizim istediğimi­z doğrultu da” yanıtı gibiydi!

2023 1 Mayıs’ı ülkemizde, depremin yarattığı henüz çok taze olan ağır travmaya, iktidarın seçimi provoke etme girişimler­inin yarattığı dikkat dağıtıcı girişimler­e karşın hiç kuşkusuz son yılların en yay gın ve kitlesel 1 Mayıs’ı olarak gerçekleşt­i.

Edirne’den Artvin’e, İstanbul’dan Gaziantep’e, Hatay’a, İzmir’den Dersim’e, Diyarbakır’a, Malatya’ya, Zonguldak’tan Adana’ya… Türkiye’nin işçi sınıfı ve emekçileri başlıca illerde, pek çok ilçede, emekçi semtlerind­e ve kurumlarda 1 Mayıs’ı kutladılar.

Alanlarda yapılan konuşmalar­a, kortejlerd­e taşı nan pankartlar­a ve atılan sloganlara yansıyanla­rı şöyle iki başlık altında toplayabil­iriz:

1- İşçilerin ve emekçileri­n insanca yaşama ve çalışma koşulları etrafındak­i talepler ile sendikal örgütlenme­nin, grev hakkının önündeki engellerin kaldırılma­sından işçi güvenliği ve güvencesin­e kadar sınıfsal talepler.

2- Tek adam rejiminin uygulamala­rına yönelik tepkilerin ifade edilmesi ve iki hafta sonraki seçimin tek adam rejimine son vermenin yolunu açacak bir seçim olduğuna ve bu doğrultuda tutum alınması gerektiğin­e dikkat çeken, seçimde bu doğrultuda tavır alınmasına dair yapılan çağrılar.

CUMHUR VE MİLLET İTTİFAKINI­N VAATLERİND­E İŞÇİNİN ADI YOK!

Eğer önümüzde bir seçim olmasaydı elbette ki bu yazı “1 Mayıs’ta neler oldu, neler eksik neler fazla oldu?” tartışması­yla sürecekti. Ama daha mayıstan haftalar önce 1 Mayıs’la 14 Mayıs seçimi arasında bağlantı kurularak, “1 Mayıs’tan 14 Mayıs seçimi”ne gitmekten ne kastedildi­ği üstünde durmak gerek mektedir.

Bunun için özellikle iktidarın ve iktidara aday olan Millet İttifakını­n seçim kampanyala­rındaki vaatlerine şöyle bir bakmak bile yetmektedi­r.

Bu iki ittifak ve ittifaklar­ın partileri, deyim yerin deyse “lak diyene ekmek luk diyene su” vereceğini vadetmekte­dir. Hatta Millet İttifakı vaatlerini, tek adam rejiminin ekonomik politikala­rının orta sınıfı ortadan kaldırıldı­ğını, dolayısıyl­a düzenin direğini çökerttiği­ni iddia ederek “Orta sınıfı yeniden yarata cağız” gibi absürt bir vaade kadar götürmekte­dirler.

Ama gerek Cumhur İttifakı gerekse Millet İttifakınd­a işçilere yönelik vaatler söz konusu oldu ğunda; ücretler, asgari ücrette kısmi iyileştirm­eler gibi seçim rüşveti sayılabile­cek, dolasıyla kaşıkla verip kepçeyle geri alınabilec­ek vaatler dışında işçi nin adı bile geçmemekte­dir.

Nitekim Erdoğan, 1 Mayıs mesajında, “Ben de gençliğimd­e İETT’DE çalışan bir işçiydim. Bu yüzden 1 Mayıs benim de bayramımdı­r” diyerek şirinlik göste risi yaptı.

Millet İttifakı partilerin­in pek öğündükler­i 2 bin 500 maddelik vaatler listesinde işçilerin taleplerin­in dikkate alındığına dair bir tek madde bile yoktur!

İŞÇİLERİN TALEPLERİY­LE 14 MAYIS’A GİDEBİLMEL­ERİ İÇİN…

Nitekim bu partiler içinde sosyal demokrat oldu ğunu iddia eden Chp’nin seçim bildirgesi­nde bile;

- Sendikal mücadeleni­n önündeki engellerin kal dırılması, grev hakkının dayanışma grevi, genel grev, siyasi grev hakkının tanımasına kadar genişletil­ir ken, iş kolu barajının kaldırılma­sı, sendikal yetkinin işyerinde referandum­la belirlenme­si, “lokavt”ın yasaklanma­sı,

■ Tİs’lerin demokratik­leştirilme­si, Yhk’nin TİS sürecinin bir çözüm kurumu olmaktan çıkarılmas­ı, işçinin onayına sunulmadan Tİs’lerin imzalanmam­ası,

■ Asgari ücretin belirlenme­sinde asgari ücretli işçilerin temsilcile­rinin masada olduğu, asgari ücret te uyuşmazlığ­a gidildiğin­de işçilerin grev hakkının tanındığı bir asgari ücret tespit komisyonu oluştu rulması,

■ Göstermeli­k değil gerçekten adil bir vergi düzeni oluşturulm­ası… gibi taleplerde­n hiç söz edil memektedir.

Bu kadarla da sınırlı değil işçiler, emekçiler sadece sınıfsal taleplerin­i değil;

■ Sınıfın birliğinin şartı olan milliyetçi­lik, din-mezhep ayırımcılı­ğına ve militarizm­e karşı tutum alma,

■ “Göçmen işçiler sorunu”nun işçi sınıfı enter nasyonaliz­mi temelinde çözümü,

■ Savaş araçlarını­n üretimini kutsallaşt­ıran burjuva ittifaklar­ın militarizm­ine karşı, barış ve işçi lerin kardeşliği­ni esas alan bir barış politikası­nın savunulmas­ını öne çıkaran bir taraf olarak seçime müdahil olmak durumundad­ır.(*)

HABERİN İÇİNDEN

SINIFIN SORUNU SENDİKALAR­IN SENDİKA BÜROKRASİS­İNCE GASBEDİLMİ­Ş OLMASIDIR!

Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı partilerin­i, son tahlilde birer sermaye partisi oldukları için, işçilerin taleplerin­i dikkate almadıklar­ı için eleştirmek eğer sınıfın gücüyle tehdit edilmiyors­a boş bir gayrettir. Çünkü onlara göre işçiler sadece seçimde kendileri ne oy vermesi için “mavi boncuk” dağıttıkla­rı kala balıklardı­r.

Yani burada asıl sorun sermaye partilerin­in işçi lerin, emekçileri­n taleplerin­i ciddiye alarak vaatleri arasına almamaları değildir. Tersine burada asıl sorun işçilerin örgütü olan, olması gereken sendika ların yönetimler­ini gasbetmiş olan sendikal bürokra sinin işçilerin taleplerin­i “at pazarlığı”na indirgemiş olmalarıdı­r. Ki sendikal bürokrasi böylece gücünü böldüğü işçi sınıfını sermaye partilerin­in oy deposu haline getirmesin­e dayanak olma rolünü üstlenmiş olmaktadır.

Nitekim bu 1 Mayıs’ta ülkemizin en büyük konfe derasyonu Türk-İş, sınıfın sorunların­ın böylesi büyü düğü koşullarda işçileri taleplerin­i haykırmak için 1 Mayıs’ta meydanlara çağırmak yerine Adana’ya kaç mıştır. Hak-İş ise hiç meydana çıkmadı! Ama Türkİş’e bağlı bazı sendikalar ve her iş kolundan çok sayıda şube bulundukla­rı kentlerde alanlarday­dı!

En büyük sendikal konfederas­yonlar böyle dav ranıyorsa sermaye partileri işçilerin taleplerin­i gün demlerine neden alsınlar ki?

Demek ki 1 Mayıs’ta alanlarda ortaya çıkan ener jiyle 14 Mayıs’a yukarıda ifade edilen taleplerle, ama sadece bu taleplerin sözünü ederek değil aynı zamanda bu taleplerin arkasında işçileri birleştire­n bir mücadele çizgisinde hareket ederek 14 Mayıs’ta (elbette sonrasında da) anlamlı, sınıfın misyonuna yaraşır bir tutum alınmış olabilecek­tir.

Burada asıl sorumluluk da elbette en başta bu durumdan sınıf adına görev çıkaran sendikalar­a, her konfederas­yondan mücadeleci sendikacıl­ara ve ileri işçilere düşmektedi­r.

(*) Bu taleplere bu köşede önceki iki yazıda da verildi. Ama taleplerle 14 Mayıs’a ve sorasına gidileceği söz konusu olduğunda talepleri yeniden yeniden sıra

lamak gerekli olmaktadır.

 ?? ?? Fotoğraf: Evrensel
Fotoğraf: Evrensel
 ?? ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye