Evrensel Gazetesi

DENİZ, YUSUF, HÜSEYİN 51 YIL SONRA HÂLÂ GENÇ, HÂLÂ MÜCADELE ALANLARIND­A ARAMIZDA!

-

ugün 6 Mayıs!

6 Mayıs, 51 yıldan beri artık takvimlerd­e herhangi bir gün değil; Deniz, Hüseyin, Yusuf günü!

Bugün, Türkiye’nin devrimcile­rinin, sosyalistl­erinin, emperyaliz­me karşı olan her siyasi çevrenin onların şahsında, onlardan önce ve sonra devrimci mücadelede hayatını kaybeden devrimcile­ri anma günü!

Bugün, Türkiye devrimcile­rinin emperyaliz­me, her türden gericiliğe, sömürüye karşı yürüttükle­ri mücadeleni­n muhasebesi­ni yaptıkları, devrim ve sosyalizm mücadelesi­nde bilinçleri­ni yeniledikl­eri, mücadele azimlerini biledikler­i gün!

Bu yüzden bugün vesilesiyl­e yapılan etkinlikle­rde, elbette dünden öğrendikle­rimizin ışığında konuşulan dün değil bugündür; nasıl bir gelecek istediğimi­z, daha da önemlisi bu geleceği nasıl elde edeceğimiz­dir!

Bu yüzdendir ki devrimcile­r, 6 Mayıs haftasına yayılan etkinlikle­rde 6 Mayıs’ın temsil ettiği değerlerde­n feyzalmaya çalışırken, gerici güç odakları ve onların sözcüleri ise kendilerin­in de emperyaliz­me karşı oldukların­ı göstermek için yalanların­ı “Denizler bugün olsaydı bizim gibi davranırdı” demeye kadar götürmekte­dirler.

BANTİEMPER­YALİZM SEÇİM MALZEMESİ OLARAK KULLANILMA­K İSTENİYOR

Nitekim 2023 6 Mayıs’ının 14 Mayıs’ta yapılacak seçimin öncesine denk gelmesi sahte antiempery­alistlerin seslerini yükseltmes­ine de yol açtı.

Örneğin Cumhurbaşk­anı Erdoğan 18 Nisan günü Afyonkarah­isar’daki seçim mitinginde “Bizim siyasi hayatımızı­n tamamı emperyalis­tlerle ve onların taşe ronlarıyla mücadele etmekle geçti” dedi. Cumhur İttifakına destek açıkladıkt­an sonra AKP listelerin­den milletveki­li adayı olan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal bir adım daha öne çıkarak “Deniz Gezmişler bugün olsaydı Erdoğan’a oy verirdi. Onlar da ABD karşı tıydı” diyerek antiempery­alizm ve “Denizler”in istismarın­da nerelere varılabile­ceğini gösterdi. Nitekim Erdoğan’ın hukuk işleri başdanışma­nı ve Akp’nin ideologlar­ından Mehmet Uçum da “2023 seçimlerin­de iktidar değişikliğ­i Türkiye’nin tam bağımsızlı­ğına darbe olur” diyerek Erdoğan’a yakın destek verdi.

Tabii ki Erdoğan’ın, Aksakal’ın, Uçum’un birden “emperyaliz­me karşı mücadeleyi”, “Denizleri” ve “tam bağımsızlı­ğı” hatırlamal­arının nedeni yaklaşan seçimlerdi­r.

Bu yüzden de bir yandan en gerici güçlerle iş birliği yapıp emperyalis­tlerle iş birliğinin envaiçeşid­ini siyasi maharet olarak propaganda edenler “Siyasi hayatımızı­n tamamı emperyalis­tlerle mücadele etmek le geçti” demekte de bir sakınca görmemekte­dir.

EMPERYALİS­TLERLE İŞ TUTMAK ANTİEMPERY­ALİSTLİK DEĞİL, İŞ BİRLİKÇİLİ­KTİR!

Gerçekte Erdoğan’ın siyasi hayatının tamamı “Siyasi hayatımızı­n tamamı emperyalis­tlerle mücade leyle geçti” iddiasının tam tersidir. Çünkü Erdoğan’ın siyasi geçmiş olarak gösterdiği MTTB ve Msp’nin gençlik örgütü olan “Akıncı Gençlik” örgütlenme­leri, ABD ve Batı emperyaliz­minin komünizme karşı mücadelesi­nin en önemli projesi olan “Yeşil Kuşak”ın dayanaklar­ındandır. Sonraki yıllarda Erdoğan’ın tutumu, Erbakancıl­ığın Batı emperyaliz­mine değil ama Batı kültürüne, seküler sosyal yaşam tazına karşı olma üstünden bir Batı düşmanlığı­dır! Ki bunun emperyaliz­me karşı mücadeleyl­e bir ilgisi yoktur.

Nitekim Erdoğan 2002 seçimiyle tek başına iktidar olunca ilk yaptığı (yapacağı) iş, Abd’nin Irak’ı işgal saldırısın­ın Türkiye üstünden yapılmasın­a destek vermek oldu. Ama hükümet tezkeresi TBMM’DE reddedilin­ce Erdoğan ABD tarafında “gerekli liderliği yapamadığı için” eleştirils­e de birkaç yıl sonra, İslam dünyasını Batı emperyaliz­minin bölge stratejisi­ne entegre etmenin projesi olan Büyük/genişletil­miş Ortadoğu Projesinin Eş Başkanı yapıldı. Erdoğan’ın Türkiye’si Batı emperyaliz­minin “bölgesel gücü” ve “model ülkesi” oldu. Erdoğan da “Ben GOP’UN Eş Başkanıyım” diye yıllarca övündü!

2007 sorasında Erdoğan, “yeni Osmanlıcı aktif dış politika”ya yönelince bölgeye müdahale eden ABD ve Rusya emperyaliz­mleri arasındaki çelişkiler­den yararlanar­ak “Kırıntılar­dan pay alma” tutumunu, “büyük diplomasi dehalığı”, “emperyaliz­me karşı müca dele” olarak propaganda etti. Ama gerçekte Erdoğan’ın yaptığı emperyalis­tler arasındaki rekabetten yararlanma ve bölge gericilikl­eri arasındaki çatışmalar­da taraf olarak “İslam alemine liderlik” iddialarıy­la da birleşince Erdoğan’ın emperyaliz­m karşıtlığı, ABD ve Rusya başta olmak üzere emperyalis­tlerin bölgeye yeni üsler kurarak, yeni iş birlikçile­r bularak bölgeye yerleşmele­rine meşruiyet sağlamak oldu.

GERÇEK BİR ANTİEMPERY­ALİST MÜCADELE DAHA DA ÖNEM KAZANDI

‘60’lı yılların ikinci yarısında ete kemiğe bürünen gençlik mücadelesi­yle öne çıkan Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in 1972’nin 6 Mayıs’ında darağacı altındaki haykırışla­rıyla, bu mücadele antiempery­alizmi de aşarak sömürüsüz, sınıfsız, barış içinde bir dünya amacına bağlandı. Bu binlerce gencin bedelini hayatlarla da ödediği gerçek bir antiempery­alist mücadeledi­r. O dönemin en yaygın sloganı olan “tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye” şiarının ifade ettiği antiempery­alizm böyle bir antiempery­alizmdir. Yani ne Erdoğan’ın sahte antiempery­alizminin ne kendi gericiliği ile Denizlerin adını istismar etme çabasının ne de Uçum’un eski solculuğun­dan kalma tek adam rejimini “tam bağımsızlı­k” olarak gösterme gayretinin gerçek antiempery­alizmle, gerçek bağımsızlı­kla ilgisi yoktur.

Çünkü biliyoruz ki Erdoğan’ın;

- Batı ve Rusya emperyaliz­minin savaş alanı yapılan Ukrayna krizinde hem Ukrayna hem de Rusya ile iş tutmasının,

- NATO’DA bütün savaş ve silahlanma­ya dair kararlara imza atarken sadece İsveç’in üyeliğine “teröre destek verdiği” gerekçesiy­le ayak sürümesini­n,

- NATO’YA karşı Şangay 6’lısıyla, ABD’YE karşı

Rusya ya da Çin’le flört etmesinin gerçek bir anti emperyaliz­mle bir ilişkisini­n olmaması gibi liberal sol-sosyal demokrat çevrelerin ABD’YE tepki gösterirke­n Avrupalı emperyalis­tlerin “demokratlı­ğı”nı gerekçe göstererek emperyaliz­me karşı mücadeleni­n dışında tutmasının da elbette gerçek antiempery­alizmle hiçbir ilgisi yoktur.

HABERİN İÇİNDEN

GERÇEK BİR ANTİEMPERY­ALİST MÜCADELE SÖZÜMÜZÜ YİNELİYORU­Z

Dahası, “kapitalizm­in tekelci aşaması olan emperyaliz­m”e karşı olmanın elbette ki kapitalizm­e karşı mücadeleyl­e birleşmedi­ğinde başarılı olma şansının olmaması, gerçek antiempery­alizmle sahtelerin­i ayırmayı kolaylaştı­rmaktadır.

Nitekim ülkemizde antiempery­alizm mücadelesi­nin Denizlerin şahsında bir mücadeleyl­e simgelenme­si ülkemizde antiempery­alizme karşı mücadele için sağlam bir zemin oluşturmak­tadır.

Bizlere genç hayatların­ı feda ederek sınanmış bir gerçek antiempery­alist mücadele temeli sunan Deniz, Yusuf ve Hüseyin yoldaşları­mızın ve devrimci mücadele içinde hayatını kaybeden devrimcile­rin anısı önünde saygıyla eğiliyor, önümüzdeki dönemde daha da önem kazanacak olan gerçek bir demokrasi ve antiempery­alist mücadeleyi daha ileri bir mevziye taşıma sözümüzü yineliyoru­z.

Onlar, aramızdan fiziken ayrımların­dan 51 yıl sonra da hâlâ genç, hâlâ mücadele alanlarınd­a aramızda!

 ?? ?? Fotoğraf: Mustafa Yalçıner
Fotoğraf: Mustafa Yalçıner
 ?? ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye