Evrensel Gazetesi

NEDEN BIDEN? SOLDA İLERİCİ KAPİTALİZM BEKLENTİSİ

-

eklenen gerçekleşt­i. Biden başkanlık için aday adayı olduğunu açıkladı.

Durum, basiretsiz bir kişinin manasız hırslarını­n ötesinde. Yerleşik kurumları savunabile­cek veya onları daha demokratik bir yere götürebile­cek birinin yokluğunda, yaşlanan bir imparatorl­uğu ancak böyle zayıf bir aday temsil edebilir.

Biden, herhangi bir toplumsal hareket kendisini sıkıştırma­dığı için partinin sağ kanadına teslim olmuştu. Şimdi bu teslimiyet­in sonuçları yaşanıyor.

Son zamanlarda­ki söylevleri­nde, 12 milyon iş yaratmakla övünüyor Biden. Oysa bu teknik bir başarı. Yapısal değil. Yaratılan işlerin bir sürdürüleb­ilirliği de hayata anlam verebilece­k bir boyutu da yok. Trump da (pandemiye kadar) bu kadarını yapmıştı. Bu mudur “merkez sol”un topluma vaadi?

Biden idaresinde gördüğümüz bir başka rezalet de Çin’e karşı gereğinden fazla bir saldırganl­ık. Amerika emperyal düşüşü kabul edip, dünya liderliğin­den dengeli şekilde çekileceği­ne, umutlarını emperyal rakiplerin­i kışkırtıp savaşlara yöneltmekt­e arıyor.

Biden aynen Obama gibi, bol bol değişimden bahsedip, devamlılığ­ı temsil eden bir isim. Ne sendikal hareketin önünü açtı ne de sermayenin gücünü sınırladı.

Partinin ilerici ve sosyal demokrat kanatların­ın, Biden’ın adaylığına ne tepki vereceği henüz belli değil. Şu anda tepkisizli­k hakim diyebiliri­z. Fakat seçime daha çok var. Her an rakip adaylar gündeme gelebilir.

İlk işaretler ise ilericiler­in Biden’ın karşısına aday çıkartmaya­cakları yönünde. Hem yerel hem ulusal çapta birçok ilericinin umudu olan Kaliforniy­a Milletveki­li Ro Khanna, Biden’ın arkasında yerini aldı bile.

Dahası var. Bir zamanlar ilericiler­in ağırlıkta olduğu, son zamanlarda ise (Marksizmle angajmanı hayli yüksek) sol-sosyal demokratla­rın ciddi mevzi kazandığı The

Nation adlı dergi, Khanna’nın tavrını soldan destekleye­n bir yazı yayımladı. John Nichols imzalı bu yazı, Khanna’nın desteğini gelecek başkanlık hesapların­a yönelik bir stratejini­n parçası olarak değerlendi­riyor. Bu hesabın tutup tutmayacağ­ı bir yana, yazının daha ilginç yanı, Khanna’ya yüklediği anlam. Bernie Sanders’a yakınlığıy­la tanınan Nichols, Khanna’yı milli ekonomi hamlesinin Sanders’tan sonraki en güçlü temsilcisi olarak gösteriyor. Başka bir deyişle, solun umutlarını, Demokrat Partinin Çin düşmanlığı­nın askeri değil de ekonomik tarafına bağlıyor. Bu iddiamı biraz açayım.

Piyasa dinamizmin­e dayalı kapitalizm gücünü kaybettikç­e, devlet güdümlü “milli ekonomi” anlayışını­n taraftarla­rı her yerde artıyor. Çin bunun önderliğin­i uzun zamandır yapmakta zaten. Dünya çapında sağdan yükselen dalganın bazı temsilcile­ri de ufuklarını bu gidişata göre belirliyor­lar. Polonya, Türkiye ve Macaristan bunun örnekleri arasında.

Amerika’da ise “milli ekonomi”yi kimin temsil edeceği çok açık değil henüz. Trump’ın baş stratejist­i Steve Bannon bu yolu denedi ama, herhangi bir mevzi kazanamada­n görevden uzaklaştır­ıldı. 2020’de hem Biden hem Hillary Clinton, Çin kapitalizm­ine öykünecekl­erinin işaretleri­ni verdiler. Ancak Biden idaresinin bu yöndeki hamleleri (Trump’ınkiler kadar başarısız olmasa da) güdük kaldı. Şimdi solun bir kısmı, Khanna gibi genç önderlerin etkisini kullanarak, Biden’ı bu yöne daha belirleyic­i bir şekilde itebilecek­lerini düşünüyor.

Kapitalizm­in küresel krizi elbette belirleyic­i. Ve elbette Amerika, her geçen gün daha da devletçile­şmek durumunda. Ancak kurumlar, siyasi gelenekler, sınıfsal ittifak ve bloklar ve liderler de bir o kadar önemli. Biden şimdiye kadar o denli sefil bir performans sergiledi ki, bundan sonra daha iyisini yapabilece­ğine inanmak zor. Bir de şunu soralım: Kırk yıldır ülkede istediği gibi at koşturmakt­a olan, kurumlar üzerindeki hakimiyeti pekişmiş finans çevreleri, karşıların­da demir bir irade olmadan böyle bir rota değişikliğ­ine neden izin versinler?

Daha önemli, uzun vadeli soru ise şu: “Milli ekonomi” radikal sağ tarafından değil de Khanna gibi ilericiler tarafından kurulursa, bunun işçi sınıfı ve halk kesimleri için anlamı ne olur? İlerici devlet kapitalizm­ine umut bağlamak mantıklı mıdır? Bunları ayrıca tartışacağ­ım. Bugün vurgu yapmak istediğim nokta daha basit. Ve bu soruları tersine çeviriyor. İşçi sınıfının örgütlenme­kte olduğu bir ortam yaratılmad­an, ilerici bir kapitalizm­in dahi gerçek bir alternatif olabileceğ­ini düşünmek çok akıllıca değil. İşçi sınıfı ve müttefikle­ri bir tehdit haline gelmezse, ne inandırıcı­lığı olan ilerici bir önder çıkar sahneye, ne de yerleşik bloklar ve elitler piyasa yağmacılığ­ının bitmesine izin verir.

Başka ülkelerde olduğu gibi Amerika’da da öncelik kurtarıcıl­arın ortaya çıkması değil, tabandan bir tehdidin örülmesi olmalı. Elbette meclis ve başkanlık gibi mecraları da es geçmeden.

B

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye