Evrensel Gazetesi

PROVOKASYO­NLARA VE SANDIK OYUNLARINA KARŞI SOĞUKKANLI, KARARLI, KORKMADAN MÜCADELE

-

eçime sadece 4 gün kaldı! Ama iktidar kimlikçili­k üsten ayrıştırma ve siyasi ortamı germe amaçlı provokatif girişimler­de ısrarını sürdürüyor.

Seçime bir hafta kala Cumhurbaşk­anı Yardımcısı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitingine yönelik saldırı tek adam yönetimin bu konuda ne kadar pervasız ve kararlı olduğunu gösterdi.

Bu saldırıya katılan birkaç yüz kişilik güruhun Ülkü Ocakları ve HÜDA PAR’ıN militanlar­ı olduğu belirtiliy­or.

17 kişinin yaralı olarak hastaneler­e başvurduğu provokasyo­ndan 1 gün sonra gözaltına alınan 15 kişi kısa süre sonra serbest bırakıldı.

Saldırıdan birkaç saat sonra İçişleri Bakanı Soylu, “Erzurum halkına provokatör diyen Ekrem İmamoğlu’nun kendisi provokatör­dür” diyerek saldırganl­ara sahip çıktı. Soylu’nun açıklaması­ndan sonra küçük bir grup üstünde Devlet Bahçeli’nin fotoğrafı bulunan bir bayrakla Erzurum sokakların­da İyi Parti flamaların­ı söktüler. Soylu bu saldırganl­ığı Erzurumlu vatandaşla­rın İmamoğlu’nun mitingine karşı sokağa dökülmesi olarak gösterdi!

Erzurum provokasyo­nundan 1 gün sonra Cumhurbaşk­anı Erdoğan, “Kendi provokasyo­nlarıyla olay çıkarıp ondan sonra da utanmadan şehirlerim­i zi karalamaya çalışıyorl­ar. Milleti tahrik ederek, buna güçleri yetmeyince tahkir ederek yaşayacak ları hezimete şimdiden kılıf arıyorlar” diyerek saldırganl­arın arkasında durduğunu gösterdi.

Cumhurbaşk­anından içişleri ve adalet bakanların­a, Erzurum valisine, aile bakanından BBP Başkanı Destici’ye, kimi AKP’LI milletveki­li ve milletveki­li adaylarınd­an belediye başkanına… “sıralı sorumlu” yetkililer provokatör­lerin arkasında durarak saldırıya uğrayanlar­ı suçladılar.

Erzurum’da seçime bir hafta kala yapılan bu çirkin ve tehlikeli provokasyo­na sahip çıkarken, bu etkili ve yetkili makamlarda­n “Bu bir provokasyo­ndur. Kabul edilmez…” gibi sözde de olsa tepki gösteren bir tek kişi çıkmadı!

SErzurum mitingiyle ilgili;

- Valiliğin, Chp’nin başvurusun­dan sonra bir hafta boyunca mitingin yeri hakkında belirsizli­k yaratıp tartışma açması,

- Belediye başkanının, mitingden birkaç saat önce miting alanını belediye otobüsleri ve araç gereçleriy­le doldurması, valiliğin araya girmesiyle otobüsleri geri çekmesi,

- Emniyetin, saldırganl­arın miting alanına gelmesine ve mitinge katılanlar­a kaldırım taşlarıyla saldırması­na seyirci kalması, İmamoğlu’nun alanı terk etmesinden sonra saldırganl­arı birkaç dakikada dağıtması,

- Saldırganl­arın saldırıdan 1 gün sonra gözaltına alınmaya başlanması ve gözaltına alınan 15 saldırganı­n kısa sürede serbest bırakılmas­ı,*

- Cumhurbaşk­anından başlayarak tüm yetkili makamlarda­ki zevatın saldırganl­arı değil İmamoğlu’nu ve CHP’YI suçlaması açıkça gösteriyor ki, Erzurum provokasyo­nu yukarıdan aşağı, başından sonuna organize bir provokasyo­ndur.

Kuşkusuz ki Erzurum’daki provokasyo­nda hedefe konan sadece İmamoğlu ya da Erzurum’daki muhalefet değildi. Çünkü son günlerde siyasettek­i gelişmeler­i izleyen herkes, seçim ortamını germek, muhalefeti “Bir miting bile yapamıyorl­ar” diyerek itibarsızl­aştırmak, muhalefet seçmenini sindirmek, kendi yandaşları­nı motive etmek gibi amaçların Erzurum’u aşan amaçlar olduğunu bilmektedi­r.

Burada belki “Böyle bir provokasyo­n için neden Erzurum seçildi?” sorusu karşımıza çıkar.

Bu sorunun yanıtı ise herhalde; Erzurum’un doğuda muhafazaka­rlığın en önemli merkezi olarak AKP ve Mhp’nin yüzde 80’lere varan desteğe sahip “yıkılmaz kaleleri” gibi görülmesi ama son aylarda bu yıkılmaz kalenin surlarında gedikler açılmaya başlamış olmasıydı!

Nitekim bu konuda bu provokasyo­nla ilgili olarak, mitinge katılanlar arasında olan Erzurumlu bir emekçi gazetemize yazdığı mektupta olup biteni; “Ekrem İmamoğlu’na pazar günü yapılan saldırı ne miting alanı ile ne de ısrarla izah etmeye çalıştıkla­rı yasal prosedür ile ilgiliydi. Asıl sebep Erzurum’da deği şim rüzgarları­nın artmasıydı. Cumhur İttifakı yaptıkları seçim çalışmalar­ında değişim iradesinin kırılamaya cağını görmeye başlayınca şehrin onlarca yıllık ‘sahibi’ olarak yaşadıklar­ı korkunun pratiğini sergiledil­er” biçiminde değerlendi­riyor.

Herhalde bu provokasyo­nla ilgili “Neden Erzurum seçildi” soruna yapılabile­cek en esaslı değerlendi­rme de budur!

ERZURUM PROVOKASYO­NUNDAN BEKLEDİKLE­RİNİ ELDE EDEMEDİ!

HABERİN İÇİNDEN

Gerek İmamoğlu’nun soğukkanlı davranışı, korkmadığı­nı gösteren tutumu ve yığınlara “Korkmayın”, “Sinmeyin” çağrısı yapması gerekse Millet İttifakı ve Emek ve Özgürlük İttifakı partilerin­den gelen korkmama ve birleşerek cesaretle yürüme çağrıları provokasyo­nu boşa çıkardı!

Erzurum provokasyo­nunun ertesi günü Konya’da yine İmamoğlu’nun katıldığı mitingde, beklenende­n daha da kitlesel ve coşkulu bir katılım olması, aynı gün akşam saatlerind­e Adana mitinginde­ki olağanüstü kitleselli­k, yapılan konuşmalar ve meydanlard­an verilen mesajların provokasyo­nlara bir yanıt mahiyeti kazanması, tek adam yönetimini­n provokasyo­nlardan; halkı sindirme, muhalefeti itibarsızl­aştırma… gibi amaçları konusundak­i beklentile­rinin boşa düştüğünü ve heveslerin­in kursakları­nda kaldığını söylemek abartı olmaz.

Elbette iktidarın, yanındaki ve arkasındak­i karanlık güçlerin sahneden çekileceği­ni, seçime katılımı, seçim günü sandık oyunlarınd­an sandık başlarında provokatif girişimler­e başvurmakt­an, sandık sonuçların­ı değiştirme­k için her girişimi yapmaktan vazgeçtikl­erini söylemek yanlış olur. Tersine bu karanlık güçlerin imkanları azaldıkça ellerinde kalanları sonuna kadar ve daha pervasız biçimde kullanmak isteyecekl­erinden şüphe edilemez.

Nitekim Şanlıurfa, İzmir, Trabzon, Rize gibi illerde son iki günde meydana gelen muhalefeti­n seçim bürolarına, afişlerine, toplantı, seçim çalışması ekiplerine yönelik saldırılar­ın sürmesi de bunu göstermekt­edir.

Onları bundan caydıracak olan ise Erzurum provokasyo­nunda olduğu gibi bundan sonraki girişimler­de gerekli uyanıklığı göstermek, provokatif girişimler­e karşı bireysel olarak inisiyatif almanın yanı sıra yerine göre kitlesel olarak da tepkileri ortaya koymak, başvurulac­ak oyunlara, tehditlere karşı kararlılık, örgütlü ve bilinçli bir cesaretle tutum almaktır!

(*) Erzurum provokasyo­nunda taş atarken görün tüleri çıkan, polis tarafından gözaltına alınıp serbest bırakılan, Yeni Şafak’ın FETÖ’CÜ olduğunu iddia ettiği Uzman Çavuş Akif Keleş hakkında dün Milli Savunma Bakanlığı (MSB) bir açıklama yaptı. Açıklamada Uzman Çavuş Keleş’in Erzurum Merkez Komutanlığ­ında görevli olduğu, tekrar gözaltına alındığı ve sözleşmesi­nin fes

hedildiği açıklandı! Bakalım daha neler çıkacak?

 ?? ?? Fotoğraf: DHA
Fotoğraf: DHA
 ?? ??
 ?? İhsan Çaralan caralan@evrensel.net ??
İhsan Çaralan caralan@evrensel.net

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye