700 bin kamu işçisini enflasyona ezdirdiler
amuda çalışan 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü’nde imzalar atıldı. Türk-İş ve Hak-İş en düşük taban ücret 15 bin lira yapıldıktan sonra yüzde 15 refah payı ve yüzde 45 zam talep etmişti. Ancak iktidar sadece yüzde 45 zam vererek en düşük ücretin brüt 15 bin lira olduğunu duyurdu. Böylece birçok kamu işçisi zam yoluyla taban ücrete mahkum edilmiş oldu. İşçiler, “Bizi yoksulluğa mahkum ettiler” dedi.
Kara yolları, demir yolları, il özel idareleri, şeker fabrikaları, elektrik üretim santralleri, kömür işletmeleri, Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler ve hastanelerin de aralarında olduğu kamu kurum ve kuruluşlarındaki toplu sözleşme sürecinde imzalar atıldı. Seçimlere 5 gün kala Saray’da düzenlenen törene, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Çalışma Bakanı Vedat Bilgin, Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan katıldı.
Türk-İş ve Hak-İş, brüt taban ücretin 15 bin liraya yükseltilmesi, bütün ücretlere yüzde 15 refah payı eklenmesi ve ardından yüzde 45 zam verilmesini talep etmişti. Ancak zam oranını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, refah payı dahil yüzde 45 zamla taban ücretin 15 bin liraya ulaştığını duyurdu. Sözleşmenin detayları paylaşılmazken, Türk-İş Başkanlar Kurulu Üyesi Eyüp Alemdar sosyal medya hesabında, “İkinci altı ay için ise yüzde 15 ücret zammı artı enflasyon farkı olacaktır” diye yazdı.
K‘TEKLİF ETTİKLERİNİ BİLE ALAMADILAR’
Kamu işletmelerinde yıllardır süren özelleştirme, taşeronlaştırma, güvencesizleştirme politikalarıyla düşük ücrete mahkum edilen kamu işçileri, enflasyona değil, yoksulluk sınırına göre zam talep ediyordu. TİS sürecinde ülkenin birçok yerinde işçiler eylemler düzenledi. Yapılan zamma ilişkin T. Harb-İş üyesi bir işçi verilen zammın kabul edilemez olduğunu anlattı: “Biz bunu zaten normalde de kabul etmiyorduk. Türk-İş’in vermiş olduğu teklifi de kabul etmemiştik. Eylemlerimizde de bunu söylemiştik, teklif ettiklerini bile alamadılar. Biz önceki 2 yıllık sözleşmede yüzde 0.76 zamla çalıştık. Yani enflasyon artı yüzde 5’i aşan kısmını alıyorduk. Sözleşmemiz 2 yıllık; 6 aylık 4 dilime bölünüyor. Bizim sözleşmemiz Harb-İş olarak martta bitti. Sözleşme bitim tarihinden itibaren ilk 6 aylık zaman diliminde yüzde 45 zam yaptılar, refah payı içinde diyerek. Ondan sonrakiler hiç açıklanmadı bile. Muhtemelen onlara da enflasyon artı üstüne yüzde 5 veya 7 denilecek. Protokol paylaşılınca daha net ortaya çıkacak. Yani eylül ayına girince, ikinci 6 aylık dilimde yine az bir zam olacak önceki yıllardaki gibi.”
‘EMEĞİMİZİN KARŞILIĞINI ALAMIYORUZ’
Yılbaşından itibaren zamma artı refah payı beklediklerini söyleyen işçi, “Refah payı zaten zorunluydu çünkü geçen 2 yıl zam alamadığımız için talep edilmiş bir rakamdı. Ama talepte bile yüzde 45’e düştük biz. Yani zaten yüzde 45 talep edersen sana kalkıp da yüzde 50 vermez. Zaten Türk-İş ne istediğini bilmiyor, istemeyi bilmiyor. Böyle olmaz. Bu değişmeli. Ama Türk-İş’te seçim oluyor, karşısına aday çıkmıyor. Türk-İş bu toplantılarda işçilerin talebini anlatamamıştır; geçen 2 yıl bedava çalıştığımızı anlatamamış, refah payını niye istediğimizi anlatamamış. 2 yıl zam almadığımızı anlatsaydı bu talep haklı karşılanırdı. Pandemide, depremde insanlar mağdur olmasın diye biz hemen üretime geçtik. Faaliyetlere başladık. Suriye’ye operasyon oluyor, bütün zor durumlarda biz hep kullanılıyoruz. Ama karşılığında hiçbir şey alamıyoruz” dedi.
Türk Harb-İş üyesi bir başka işçi de yapılan görüşmelerde telaffuz edilen rakamların işçiler tarafından kabul edilmediğini belirtti. Taleplerinin yoksulluk sınırının üzerinde olduğunun altını çizen işçi, “İlk önce iyileştirme sonrasında zam istedik. Bu bizim istediğimizin uzağından yakınından geçmiyor. Türk İş yönetiminin kesinlikle istifa etmesi lazım. Taban ücret 15 bin, artı yüzde 15 refah payı, yüzde 45 zam istedi, yalnızca 45 aldı. Böyle iş mi olur? Bir danışıklı dövüştür bu... Yoksulluğa mahkum ettiler bizi. Herkes böyle düşünüyor. Herkes çok tepkili. Kimse memnun değil” ifadelerini kullandı.