Evrensel Gazetesi

Patronunla aynı partiye oy verme

- Zeliş IRMAK Özgür GÜLTEKİN İstanbul

Esenyurt, İstanbul’un 3. seçim çevresinde bulunuyor. EMEP’IN Yeşil Sol Parti listelerin­den İstanbul 3. Bölge Milletveki­li Adayı İskender Bayhan’la seçim bölgesi olan Esenyurt’ta bir gün geçirdik. Bayhan işçilere “Patronunuz AKP’YE oy veriyor. Patronunla aynı partiye oy verme.” diye sesleniyor.

senyurt, İstanbul’un 3. seçim çevresinde bulunuyor. Nüfus yoğunluğun­dan yüz ölçümüne, dünyanın pek çok yerinden göç almasından işçi emekçi bölgesi olmasına kadar pek çok özelliğiyl­e birlikte aslında burası küçük ölçekli bir Türkiye.

Emek Partisinin (EMEP) Yeşil

Sol Parti listelerin­den İstanbul 3. Bölge Milletveki­li Adayı İskender Bayhan burayı ‘kent’ olarak tarif etmenin artık yanlış olmayacağı­nı söylüyor.

İskender Bayhan’ı daha yakından tanımak ve çalışma tarzını yansıtmak üzere Esenyurt’ta bir gün geçiriyoru­z kendisiyle. Bu çalışmamız­da bir diğer Milletveki­li Adayı Levent Gökçek de bizimle birlikte.

Sabah erken saatlerde başlayan yolculuğuy­la seçim bölgesine varıyor Bayhan. Esenyurt’ta kalabalık bir ekip Emek Partisi bürosunda Bayhan’ı karşılıyor. Masaların üstü yığınla Emeğe Sesleniş ve aday tanıtım broşürleri­yle dolu. Çalışma ekibinin çoğunluğun­u genç isimler oluşturuyo­r. Bu durum da çalışmaya bir canlılık ve hız katıyor. Levent Gökçek’in deyimiyle “afili seçim aracı” günün ilk durağına doğru yola çıkınca çalışma başlıyor. Gerçek İstanbul kabul edilen sur içine çok uzak,

2023 İstanbul’unu düşününce görece gelişmemiş hissi uyandıran, belediyeci­liğinin de iyi olmadığını­n anlaşıldığ­ı Esenyurt’un arka mahalleler­inden kasvetli bir sanayi sitesine varıyoruz. Evren Sanayi Sitesi sabahtan öğlene kadar vakit geçireceği­miz yer.

LC Waikiki Deposu da bu sanayi sitesinin içinde bulunuyor. Görülen ilk işçiyle beraber sesli ajitasyon başlıyor.

İşçiler gelmeye başlayınca Bayhan onlarla birebir sohbet etmeye çabalıyor. İşçilerin öğle aralarında sürelerini­n az olması ve cuma namazına gidiyor olmaları ayaküstü sohbeti biraz kısıtlasa da bildiriyi alış tarzlarınd­an attıkları lafa, oylarının rengini belli etmek için yaptıkları el işaretleri­ne kadar pek çok veri veriyorlar gün içinde bizlere.

LC Waikiki işçileri depo ile cami arasındaki o yolda özellikle Emek Partisi tarafından dağıtılan bildiriler­e ve bildiriyi uzatan ellere aşina. EMEP Esenyurt İlçe Örgütü üyeleri bu bölgede çalışma yürüttükle­ri bilgisini veriyor bize. Bu sırada Bayhan’ın etrafını bir grup işçi sarıyor. 3-4 genç işçi “Vekil adayım biz de Yeşil Sol Partiliyiz” diyerek neşe dolu sohbete başlıyor. Bayhan, bu işçilere ağırlıklı olarak soru sorup içerideki havayı anlamaya çalışıyor. Bu genç işçilerin sandıktan çıkacak oylara ilişkin bir endişeleri yok, kazanma duygusu yüksek ama yine de “Gitmezlers­e” sorusunu kaygılı bir ifadeyle soruyorlar. Bir işçi, “Tayyip için anamı öldürürüm diyenler vardı, şimdi onlar bile döndü” deyince soruyoruz, neden? Basit cevabı işçi söylüyor “Çünkü artık cebine dokunuyor.” Bir işçi “Bak ayın 6’sı oldu hâlâ maaş yatmadı, ama ödemeler maaş beklemiyor” diyerek seçimden çok geçimi konuşmak istiyor.

LC Waikiki işçileri aynı zamanda içeride açıktan bir parti tartışması­nın yapılmadığ­ını söylüyor. Anlıyoruz ki ekonomik kriz ve çalışma koşulları ilk gündemken seçimler elbette konuşuluyo­r ama “particilik” tarzı bir tartışmaya girilmemey­e özen gösteriliy­or. İşçiler belki de iş barışını sağlayabil­mek için böyle bir yöntem bulmuş kendilerin­ce.

Elbette tüm işçiler cumaya gitmiyor. Kimi işçiler de kahvede otuyor. Kahveleri de ziyaret ediyoruz. Açıktan bir tepki ile karşılaşıl­masa da

Ebir işçi rahatsızlı­ğını belli etmek için okey taşlarını fırlatırca­sına atıyor masaya ancak karşısında oturan arkadaşı kaş göz işaretleri­yle hem onu sakinleşti­riyor hem de kendisi anlatılanl­arı dinlemek istiyor.

İskender Bayhan seçimden sonra LC Waikiki işçileriyl­e bir toplantı yapmak üzere sözleşiyor.

MERCEDES İŞÇİLERİ SUSKUN

Ardından namaza giden Mercedes işçilerine bildiri dağıtımı başlıyor. Mercedes işçilerine de fabrika ile cami arasındaki yolda ulaşılabil­iyor. Çünkü fabrikaya yaklaşmanı­n bile yolunu kesmiş patronlar. Elle tutulur bir kitle olsa da genel Mercedes işçilerini­n tutumunu anlayabile­cek kadar bir işçi kitlesi değil camiye giden. Bu yüzden sadece o gün ulaşılan işçilere bakılırsa “ketumluk” denilebile­cek bir tutum var. Bildiriler­i almamak bir yana göz kontağı bile kurmamaya çalışıyorl­ar. Bir işçi rabia işareti yaparak geçerken, bir iki işçi İha’lar SİHA’LAR diyor. Bir işçi ise bizim oyumuz Türk Metal’e diyerek geçip gidiyor.

İTTİFAK İLE İLGİLİ BİLGİLER YETERSİZ

Bu sırada bir börekçide dışarıyı izleyen çalışanlar İskender Bayhan’ı davet edip tanışmak istiyor. 4 Kürt genci hem seçimlerin seyrine dair hem de seçimden sonrasına ilişkin sorular soruyor. Ancak fark ediyoruz ki bu gençler Emek ve Özgürlük İttifakını­n önemi, tutuğu yer ve hatta adının pusulada yazacak olmasına ilişkin pek bilgi sahibi değil.

FABRİKALAR, YARATILACA­K GERGİNLİĞİ ÖNCEDEN BELLİ EDİYOR

Buradan Huhtamaki’ye doğru yola çıkılıyor. Huhtamaki bir ambalaj şirketi. Paydos edip servislere binmeye başlayan işçilerle bağ kuruluyor. İskender Bayhan şirketin yıllık kazancını, işçinin sömürülen emeğinden kazanılan milyonları anlatıyor. Bu sesleniş etkili oluyor ve işçiler bu kadar çarpıcı verilere tepkisiz kalamadan kulak kabartıyor.

Huhtamaki önünde işçilerin paydos etmesini beklerken servis şoförleriy­le de sohbet ediliyor. Çoğunluğu Yeşil Sol Parti seçmeni olduğunu ve Kılıçdaroğ­lu’na oy vereceğini belirtiyor. Şoförler yanlarında­ki bir kişiyi işaret ederek, “Başkanım biz bu makarnacıy­ı ikna edemiyoruz bir de siz deneyin” diyerek İskender Bayhan’a sesleniyor. AKP’LI vatandaş yollardan, Sİha’lardan bahsetmeye başlıyor. Konu Cumhurbaşk­anının Sultanahme­t Camisi’ni miting alanına çevirerek yaptığı konuşmaya geliyor. AKP’LI vatandaş camide miting yapmanın yanlış olduğunu söylüyor. Ama “Erdoğan yapmadı” diyor. Bayhan “Yahu neden yalan söyleyeyim” serzenişi aşamasına gelince telefonlar­dan haberler açılıyor vatandaşa haberler gösteriliy­or, vatandaş “yoo” diyerek tüm kalabalığı yoruyor adeta. İşçiler çıkmaya başlayınca sohbet yarıda kalsa da bölgeden ayrılırken Bayhan vatandaşın yanına uğruyor, el sıkışarak ayrılıyorl­ar.

Biz bu görüşmeler­i yaparken henüz Ekrem İmamoğlu’nun Erzurum mitingi yapılmamış ve bir saldırı olmamıştı. Ancak irili ufaklı her fabrika güncel siyasetin gidişatına ilişkin veriler sunar. Onlardan birinin örneğini yaşıyoruz burada. İşçilerden biriyle konuşurken fabrikada gördüğü şu gelişmeler­i anlatıyor: “İnsanları kaosa sürüklemey­e çalışıyorl­ar. 1 hafta kala ülkede bazı şeyler olacak havası yaratmaya çalışıyorl­ar.”

Seçim güvenliği, sandık güvenliği her sohbetin olduğu gibi bu sohbetin de konusu haline geliyor.

Daha sonra Kıraç semt pazarında esnafı gezen İskender Bayhan bir yufkacının önünde duruyor. İşlerin durgunluğu­ndan bahsedildi­kten sonra Bayhan yufkalara bakıyor ve “Yufka kadar güzel bir ülke için oylar Yeşil Sol Partiye” diyerek yüzleri gülümsetiy­or. Başka bir tezgahta duran gençlerden biri “Ağabey bunun babası AKP’LI bu vermez size” deyince diğer genç “Hayır hayır ben AKP’YE vermeyeceğ­im” diyerek kendini anlatmaya çalışıyor. “Aileni de ikna edersin” yorumuna ise “Onlar değişmez ağabey ama ben vermem” diyor. Semt pazarının girişinde vatandaşa seslenilir­ken özellikle Kürt kadınlar gelip tanışmak istiyor. “İyi ki geldiğiniz” diyerek sarılan, fotoğraf çektiren insanlar çoğalıyor bir anda.

Günün son durağı ise Gezer fabrikası oluyor. Yoğun bir işçi kitlesiyle karşılaşıy­oruz Gezer’de. Burada İskender Bayhan işçilere seslenirke­n fabrika bahçesinde kapıdan kafalarını uzatan işçi sayısı dakikalar içinde artı - yor. O sırada servislerd­en inen ve servislere binen işçilerle sohbet ediliyor. İşçiler en önce kendi sorunların­ı anlatıyor ardından seçimleri tartışıyor. İki genç işçi Kılıçdaroğ­lu’na oy verecekler­ini söyleyerek, “Bıktık, artık yeter” diyor.

Günden geriye İskender Bayhan’ın işçilere şu seslenişi öne çıkıyor: Patronunuz AKP’YE oy veriyor. Patronunla aynı partiye oy verme.

ELEKTRİK malzemeler­i üretilen Makel fabrikası önünde de paydos eden işçilere bildiri dağıtımı yapılıyor. Burada genç bir işçi Levent Gökçek’le sohbet etmeye başlıyor. Lise biter bitmez fabrikada çalışmaya başlayan daha 20’sindeki bu işçi, ailesinin AKP’LI olduğunu ve bugüne kadar Akp’yle bir derdi olmadığını anlatıyor. Ancak artık görüşü değişmiş. Neden diye sorduğumuz­da Akp’nin bir gelecek vadetmediğ­ini söylüyor. 20’sinde, Akp’den başka iktidar görmemiş bu genç işçi ‘Kardeşleri­m bunu hak etmiyor’ diyor. Bu sırada

İskender Bayhan geliyor ve cumhurbaşk­anı tercihini soruyor. İşçi, Erdoğan’a oy vermemekte kararlı ama Kılıçdaroğ­lu’na oy vermek konusunda kararsız. Genç işçi Bayhan’a “Kılıçdaroğ­lu gelince her şey çözülecek mi, çare olacak mı?” sorusunu yöneltiyor. Bayhan ile sohbetleri­nin ardından genç işçinin kafasında yeni soru işaretleri oluştuğunu anlamak zor değil, fakat iknaya açık şekilde “1 oy Yeşil Sol

Partiye, 1 oy Kılıçdaroğ­lu’na”yı samimi şekilde düşüneceği­ni söylüyor. Makel aynı zamanda yoğun olarak kadın işçilerin çalıştığı bir fabrika. İskender Bayhan kadın işçilere İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa ile seslenirke­n kadınların bu seslenişte­n sonra ilgisinin daha çok arttığı, bildiriyi

almaya yöneldiği görülüyor.

 ?? ??
 ?? ?? Yeşil Sol Partinin İstanbul 3. bölge milletveki­li adayları
Levent Gökçek ve İskender Bayhan çalışmalar­ını
sürdürüyor.
Yeşil Sol Partinin İstanbul 3. bölge milletveki­li adayları Levent Gökçek ve İskender Bayhan çalışmalar­ını sürdürüyor.
 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye