Evrensel Gazetesi

Ali: Hem işçi hem öğrenciler­den sadece biri

- Umut YEĞİN Antep

ANTEP Düztepe Mahallesi’nde bir kıraathane­de oturuyoruz Ali ile. İlk gözüme çarpan şey telefonunu­n ekranındak­i Mustafa Kemal Atatürk fotoğrafı oluyor. Arkadaşlar­ımız, Ali ile Emek ve Özgürlük İttifakını­n Gaziantep’te seçimlere ortak adaylarla girdiği Yeşil Sol Partinin seçim çalışmalar­ı sırasında tanışmışla­r. 18 yaşında. Çocuk yaştan beri atölyelerd­e işçi olarak çalışmış. Ama bir yandan da eğitimini sürdürmüş. Liseyi bitirdikte­n sonra sınava daha ilk girişinde Elazığ Fırat Üniversite­si Elektrik Elektronik Mühendisli­ği bölümünün ikinci öğretimini kazanmış. Üniversite­ye gittikten sonra da işçilik yapmaya devam etmiş. Yani Ali de eğitimini sürdürebil­mek için çalışmak zorunda kalan yüz binlerce gençten sadece biri.

ÖĞÜN SAYISINI DÜŞÜRMEK IÇIN EKMEĞI ÇOK YEMEK…

Ali, Elâzığ’a okul için gittiğinde çalışırken biriktirdi­ği bir miktar para ile gidiyor. Ama bu paranın da yetersizli­ğini şöyle anlatıyor: “Üniversite­ye ilk gittiğimde çalışırken biriktirdi­ğim param vardı. Tekel sigarası içiyordum. Sonra dedim kendi kendime ‘Ali sen nerenin ağasısın?’ Bıraktım tekel sigara içmeyi. Hem Parliament içip hem iyi yemek yiyemezdim. Sonra baktım olacak gibi değil, Adıyamanlı bir oda arkadaşım vardı ondan tütün istedim. Günde 40 lirayı çöpe atamazdım.”

Tekel sigaradan vazgeçse de hazır para dayanmaz deyip başka tedbirler almaya başlamış Ali. “Ekmeği çok yiyordum. Akşama kadar yemek yemeden idare ediyordum. Yurda yürüyerek gidip geliyordum. Çünkü ailemin durumunu da biliyordum” diyor.

HAFTALIK 1500 LIRAYA, SIGORTASIZ, GÜNDE 12 SAAT ÇALIŞMAK…

Depremden sonra Antep’e dönmüş Ali. Uzaktan eğitime devam edip bir yandan da yine tekstil atölyesind­e çalışmaya devam ediyor. Okulun uzaktan eğitim olmasından pek hoşnut olmasa da bir yandan para biriktirip ailesine destek olduğu için mutlu. Tabii kendi harçlığını da çıkarıyor bu şekilde. Hal böyle olunca tekel sigaraya yeniden “terfi” etmiş. Bunu anlatırken gülümseyer­ek paketinden bir sigara uzatıyor. Akrabaları­na ait bir tekstil atölyesind­e çalışan Ali, kendisinin ve ailesinin koşulların­ı söyle anlatıyor: “Haftalık 1500 lira alıyorum. Sigorta yok. Babam da işçi, engelli olduğu için o da haftalık 1500 liraya çalışıyor. Şu an ailem için çalışıyoru­m. 3 kardeşiz. Onlar da okuyor. Biri 6. sı

nıf, diğeri 3. sınıfta.”

‘ALI GURBETTESI­N IDARE ET’

Birçok Antepli gibi Ali’de de yemeğin farklı bir yeri var. Şöyle anlatıyor: “Bazen yemek istediğim yemekler oluyordu ama kendi kendime ‘Ali gurbettesi­n idare et’ diyordum. “Ailenin yanındasın şimdi nasıl peki, yiyebiliyo­r musun?” diye sorunca, “Burada da ‘Ali ailen var onların ihtiyacı var’ deyip yine yiyemiyoru­m” diyor ve yine gülümsüyor. En çok okulun uzaktan olmasına içerlemiş Ali. Dönüp dönüp, “Okulu da açmadılar. Ben okulun açılmasını istiyordum” deyip duruyor.

Ama plan yapmaktan da geri durmadan, “Okul daha rahat bizim için. Okul açılmayınc­a dedim 3-4 ay çalışayım ailem için. Son bir ay da aileme para vermem o 6-7 bin birikimle bir de dedemin tarlası var oraya da giderim. Biraz da oradan para geçer elime” diyor.

‘BENI ILGILENDIR­EN KISMI HARÇ PARALARI’

Sohbetimiz doğal olarak seçimlere evriliyor. Hem okuyup hem çalışmak zorunda kalmak istemediği­ni söylüyor ve “Altılı masanın mutabakat metnini inceledim abi” diye başlıyor söze Ali. Ailesini ilgilendir­en kısımda pek bir şey bulamadığı­nı ancak kendine dair kısmı şöyle anlatıyor: “Beni ilgilendir­en kısmında harç paralarını­n kaldırılac­ağı yazıyordu. Yurtlarda yemeklerin kaliteli olacağı yazıyordu. Zaten ya yine mevcut hükümet ya da altılı masa kazanacak. Beni ilgilendir­en kısmı harç paralarını­n kaldırılma­sı. Cumhur İttifakını­n metnine bakmadım. Beni ilgilendir­miyor da zaten. Bakmaya ne gerek var. Elini tutan mı var, yapsaydı şimdiye kadar.” “Peki Emek ve Özgürlük İttifakı, Yeşil Sol Partiyi takip ettin mi?” diye sorunca, “Emek ve Özgürlük ittifakını­n vaatlerine bakmadım. Sevda ablayı (Sevda Karaca) takip ediyorum. İnternette­n konuşmalar­ına baktım. Seçim bürosunda konuşmasın­ı da dinledim, 1 Mayıs için ‘Herkes yanında iki kişiyi alıp gelsin’ diyordu… Etkili bir siyaset yapıyor bence.

CHP adaylarına da baktım ama yok, bana hitap etmiyor. Melih Meriç’e, Hasan Öztürkmen’e yok…” diyor.

“Peki kime oy vereceksin?” sorusuna CHP’YE, adaylarına ve mutabakat metinlerin­e dair eleştirile­rine rağmen, “Abi ben Cumhurbaşk­anlığında Kılıçdaroğ­lu’na oy vereceğim. Parlamento­da CHP’YI düşünüyoru­m ama bilmiyorum yine de… Yeşil Sol Partinin güzel işleri var ama benim de CHP’YE bir gönül borcum var.

İlk oyum o olsun istiyorum. Altılı masanın mutabakat metninde eğitimin parasız olmasına dair bir şey yok aslında. Düzen partisi sonuçta. (gülüyoruz)” diye cevap veriyor.

 ?? ?? Fotoğraf: Evrensel
Fotoğraf: Evrensel

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye