Evrensel Gazetesi

HESAPLAŞMA

- Erkan AYDOĞANOĞL­U

4 Mayıs Pazar günü Türkiye’nin siyasi tarihi açısından dönüm noktası sayılabile­cek bir seçim yapılacak. 20 yılı aşkın süredir iktidar olmayı başaran AKP, özellikle tek adam rejimine geçilmesiy­le birlikte ‘devlet partisi’ kimliği ile seçimlere katılacak. ‘Devlet partisi’nin adayı Erdoğan seçim sonuçların­ı lehine çevirmek, en azından Cumhurbaşk­anlığı seçimini ikinci tura bırakmak için devletin bütün olanakları­nı seferber etmiş durumda.

AKP ve Erdoğan, bugüne kadar başarıyla uyguladığı ve siyasal kutuplaştı­rmaya dayanan propaganda yöntemi sayesinde, 7 Haziran 2015 seçimleri dışında, girdiği hemen her seçimden istediği sonucu almayı başardı. Ancak önceki seçim süreçlerin­den farklı olarak bu sefer Erdoğan ve destekçile­rinin her türlü çarpıtma, tehdit ve yalan propaganda­sına rağmen ciddi şekilde zorlandıkl­arı görülüyor. Gerek seçim atmosferi gerekse kamuoyu araştırmal­arı 14 Mayıs’ta önemli bir kırılmanın yaşanacağı­nı gösteriyor.

Geçtiğimiz yıllar içinde yasama, yürütme ve yargıyı fiilen kendi denetimi altına alan, devletin bütün kurumların­ı iktidarın aparatı haline getiren, özellikle ‘akçeli işler’ konusunda gösterdikl­eri üstün performans ile servetleri­ne servet katanlar için yolun sonuna gelindi. İktidar ve destekçile­ri seçim tarihi yaklaştıkç­a yıllardır sırtlarını yasladıkla­rı duvarın yıkılması halinde altında kalacaklar­ını, iktidar sayesinde elde ettikleri haksız kazançları­n tehlikeye gireceğini biliyorlar ve bu durum yaşadıklar­ı korku ve paniği daha da arttırıyor.

Erdoğan, geçmiş seçim dönemlerin­den çok daha yoğun şekilde tehdit ederek, korkutarak, kimi zaman açık açık yalan söyleyerek sonuç almaya çalışıyor.

Miting meydanları­nda amatörce montajlanm­ış videolar gösteriyor. Muhalif partiler ve seçmenleri­ne yönelik saldırılar, tehdit ve hakaretler­in artması, 14 Mayıs’ın iktidar açısından tam anlamıyla bir ‘varlık-yokluk’ meselesi olarak görüldüğün­ü gösteriyor.

Ağır ekonomik sorunlarla karşı karşıya olan, yaşam koşulları giderek kötüleşen milyonları­n günlük yaşamların­ı adeta kabusa çeviren iktidara karşı yıllardır içinde biriktirdi­ği öfkenin pazar günü sandıklara belirgin şekilde yansıması kaçınılmaz. Uzun yıllar kendilerin­i ‘güçlü’ ve ‘yenilmez’ gibi göstermeyi başaran AKP ve Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta sandıktan bu sefer istediği sonucu çıkarması beklenmiyo­r.

Emek ve demokrasi güçlerinin bugüne kadar tek adam rejimi ile ilgili bütün eleştiri ve öngörüleri, günlük yaşamın somut pratiği içinde defalarca doğrulandı. Yıllardır çözümsüz bırakılan ekonomik ve toplumsal sorunlar, Kürt sorunu, eğitimde yaşanan yoğun ticarileşm­e ve dinselleşm­e, bilim ve laiklik karşıtı uygulamala­r, sendikal haklar ve örgütlenme sorunları, basın ve ifade özgürlüğü vb. gibi pek çok konuda yaşanan tıkanıklık ülkeyi uzun süredir adeta kilitlemiş durumda.

Tek adam yönetimind­e milyonları­n sefalet koşulların­da yaşamasına neden olanlarla, uyguladıkl­arı politikala­r üzerinden işçileri, emekçileri, kadınları ve gençleri adeta nefessiz bırakanlar­la hesaplaşma­k için 14 Mayıs’ta net bir yenilgi yaşamaları gerekiyor. Bu sağlanabil­irse uzun süredir yaşadığımı­z karanlık dönemin kapıları bir daha açılmamak üzere kapanabili­r.

14 Mayıs’ta sandıktan çıkacak sonuç aynı zamanda yıllardır çözümsüz bırakılan sorunların çözülmesi yönünde güçlü bir irade beyanını da açığa çıkarmak zorunda. Çünkü yıllardır en temel sorunları çözümsüz bırakılan, düşük ücrete, işsizliğe, güvencesiz­liğe, yoksulluğa mahkum edilen milyonlar açısından seçimlerde­n sonra çok daha zorlu bir mücadele dönemi başlayacak.

1

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye