‘Bu iktidar değişmeli, artık değişim olmalı’
14 MAYIS’A sayılı günler kaldı. Kocaeli Körfez ilçesinin Esentepe Mahallesi’ndeyiz. Esentepe 9 bin 800 kişinin ikamet ettiği bir emekçi mahallesi. Ford, TÜPRAŞ, Federal Mogul gibi büyük fabrikalara giden işçilerin yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Aynı zamanda Gebze tarafında bulunan Çolakoğlu, Diler Çelik, Autoliv fabrikalarında çalışan işçileri de yaşadığı bir mahalle burası. Yan yana geldiğimiz her emekçi 14 Mayıs seçimlerinin önemine vurgu yapıyor. Kadınlar kılı kırk yararak evi geçindirmekten, işçiler uzun çalışma süreleri ve düşük ücretlerden, emekliler ise geçinememekten yakınıyor. Mahallede dolaşırken karşılaştığımız gençler de hükümetten bıkkınlığını çok açık bir biçimde ifade ediyor ve hemen hemen hepsi 14 Mayıs’ta iktidarın değişmesi gerektiğini söylüyor.
Türk Metal üyesi bir metal işçisiyle konuşuyoruz. Fabrikada Akp’den kopuşların olduğunu söylese de anlattıklarından milliyetçi ve militarist söylemlerin hâlâ bazı işçiler üzerinde etkili olduğunu anlıyoruz. İşçi değişim istediğini söylüyor, Kılıçdaroğlu’na oy vereceğini söylüyor. Çaldığımız bütün işçi evlerinin kapısında bir gerçeklik karşımızda duruyor.
SENDİKAL BÜROKRASİYE ÖFKE VAR
Bu sefer balkonda oturan bir emekçiyle karşılaşıyoruz. Türk Metal üyesi olduğunu söylüyor, 1 Mayıs’ta çalıştığını çünkü geçinmek zorunda olduğunu ifade ediyor. Bazı Türk Metal Üyesi işçilerde sendikal bürokrasiye karşı birikmiş bir öfke var, ama emekçiler neyi nasıl yapacaklarını, bu sendikal bürokrasiyi nasıl yıkacaklarını da tam bilmiyorlar. Sohbetimizin devamında işçilerin sendikalarda ve Mecliste olması gerektiğini, kendi partisi olması gerektiğini ifade ediyor. Örneğin Türkiye’de emekçilerin aydınlığa ulaşması için kesinlikle Koç Grubu ile bir hesaplaşmaya gidilmesi gerektiğini söylüyor, seçimde tercihinin ise Emek ve Özgürlük İttifakından yana olacağını belirtiyor.
BİRÇOK EMEKÇİ İKTİDARA TEPKİLİ
Esentepe’de seçim üzerine konuştuğumuz insanların büyük bölümünde değişim heyecanı daha yüksek diyebiliriz. Sohbet etme imkanı bulduğumuz Türk Metal üyesi işçilerin sendikal bürokrasi ile tek adam iktidarı arasında bir paralellik görüyor olması; onların sarı sendikaların iktidara, iktidarın sarı sendikalara yaslandığının farkında olduğunu da gösteriyor. Seçimlerde Erdoğan iktidarının yenilmesinin, sendikal anlayışta değişliğe yol açacağını, ellerini rahatlatacağını söyleyenler de var. Mahallede öne çıkan bir diğer şey ise genç kadınların tepkisi. İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ün arkasında duruyor genç kadınlar. İktidarın ittifak kurduğu partilerin söylemleri genç kadınlarda bir tepkiye dönüşmüş durumda. Yazımızı bitirirken toparlamak gerekirse birçok emekçinin evinde iktidar sandığa gömülmüş durumda. Kılıçdaroğlu bütün sorunları çözer diyen de var, Türkiye’nin tüm sorunları sandıkla çözülemez diyenler de. Ama şu bir gerçek ki dipten gelen bir hareket var, bu dalganın uğultusunu ancak onunla temas edenler duyabilir. Türkiye’nin sandıkla çözülemeyecek problemleri ancak emekçilerin ortak mücadelesiyle çözülebilir. Emekçilerle birlikte yürümek, eskiyi yıkarken yeniyi kurarken birlikte tuğla koymak gerek. Birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var…