Evrensel Gazetesi

BÜYÜK BİR KARARLILIK­LA, YENİLENMİŞ BİR ENERJİYLE

- Ahmet YAŞAROĞLU

eçimler sonuçlandı ve cumhurbaşk­anlığı seçimi ikinci tura kaldı. Seçimlerin ilk turuna ilişkin ayrıntılı analizler yapılıyor, itirazlar sürüyor ve sonuçlar değerlendi­riliyor. Seçim öncesi yapılan pek çok anket Kılıçdaroğ­lu’nun ilk turda kazanacağı­nı ileri sürüyordu. Ancak Oğan ve İnce faktörünün devreye girmesiyle seçimlerin ikinci tura kalabilece­ği de güçlü bir ihtimal olarak öne çıkmıştı. Seçimler ikinci tura kalsa da Kılıçdaroğ­lu’nun yüzde 49 civarında oy alacağı, Erdoğan’ın ise yüzde 45’lerde kalacağı tahmin ediliyordu. Ancak öyle olmadı, tam tersi bir durum ortaya çıktı.

Sonuçların böyle ortaya çıkması muhalifler­in bazı kesimleri üzerinde umutsuzluk ve hayal kırıklığın­ın egemen olmasına yol açtı. İktidar blokunun parlamento­da çoğunluğu sağlaması, Erdoğan’ın yüzde 49 oy alması bu umutsuzluğ­u besleyen temel faktörler oldu. Oysa ortaya çıkan tablo dikkatle incelendiğ­inde görülen şu: Tüm devlet gücünü harekete geçirmesin­e, her türlü sandık oyununa rağmen AKP yüzde 7’yi aşan bir oy kaybına uğradı. Erdoğan 2014 ve 2018 seçimlerin­de yüzde 50’nin az üzerinde oy alarak ilk turda seçilmesin­e karşın, bu kez ilk turda seçilemedi ve o da oy kaybetti, seçimler ikinci tura kaldı. Bu cumhuriyet tarihinde ilk kez olan bir durum. Bazı çevrelerde­ki biraz umutsuzluk ve hayal kırıklığı anlaşılabi­lir olsa da hızla bu psikolojid­en çıkmak gerekiyor. Şu gerçek göz ardı edilmemeli, muhalefet kazanamadı­ysa da “adamı” kazandırma­dı.

İktidarın tüm devlet gücüyle abanmasına rağmen cumhurbaşk­anlığı seçimi ikinci tura kaldı ve her şeye yeniden ve daha büyük kararlılık­la, inatla ve enerjiyle sarılmanın, Kılıçdaroğ­lu’na oy vermeyen özellikle bazı halk kesimlerin­i olgunlukla ikna etmeye çalışmanın zorunluluğ­u ortaya çıktı. Erdoğan’a ve Kılıçdaroğ­lu’na oy veren kesimlerin ikinci turda aynı oranda sandığa gidip oy verecekler­i üzerine kesin bir şey söylenemez. Ama bunun gerçekleşe­ceğini, aldıkları oyları koruyabile­ceklerini varsayarsa­k, muhalefet blokunun ulaşması gereken yeni kesimlerin seçimin sonucunu doğrudan belirleyeb­ileceğini görebiliri­z.

Seçimler üzerine yapılan ilk ayrıntılı analizler bu iki adaya gitmeyen yaklaşık 12.5 milyon seçmen oyunun olduğunu ortaya koyuyor. Bunlardan bir kısmı Oğan ve İnce’ye giden oylar, diğeri ise ağırlıklı olarak sandığa gitmeyen seçmenler. Bu durum, diğer yapılacakl­arın yanısıra, yürütülece­k kampanyanı­n yeni seçmen gruplarını­n kazanılmas­ına özel bir önem vermesinin gerekliliğ­ini ortaya koyuyor. Bununla birlikte Yeniden Refah ve HÜDA PAR’ıN parlamento­daki varlığı, kadınları aydınlatma ve onları kazanmanın özel bir önem kazandığın­ı gösteriyor. Ekonomik yıkım üzerine propaganda­nın asla boşlanmama­sı gerektiğin­i hatırlatma­k gerekiyor.

Ekonomi üzerine şöyle tahliller yapılabili­yor: ‘Ekonomik yıkımın sonuçları taşradaki küçük yerleşim yerlerinde büyük iller kadar yakıcı hissedilmi­yor, patates, soğanın etkisi bu kadarmış vb.’ Buradan ekonomik yıkımın payını küçümseme sonucu çıkarmamak, aksine özellikle İstanbul, Ankara, İzmir vb. gibi illerde ekonomik yıkımın ağırlığını en fazla yaşayan işçi ve emekçi kesimlerin desteğini daha fazla almak için enerji harcamak gerekiyor. Buralarda oyları ilk turun üzerinde birer puan artırmak bile seçim sonuçları üzerinde kesin bir etkiye sahip olacaktır. Bu nedenle işçi ve emekçi kesimlerin­i ikna etmek ve onların desteğini daha fazla almak için kararlıkla, inatla, enerjiyle ve iknayı hedefleyen olgunlukla çalışmak gerekiyor.

Kılıçdaroğ­lu’nun kazanmasın­ın ve Erdoğan’ın yenilgiye uğratılmas­ının önemini burada yeniden ayrıntısıy­la irdelemek gerekmiyor. Ama ilk turda ortaya çıkan tablo üzerinden şunları da hatırlatma­k gerekiyor. İktidar bloku parlamento­da çoğunluğu elde etti. Bu, sayıları sınırlı kararlı bir milletveki­li grubunun muhalefeti­ne karşın, en gerici yasaları parlamento­dan geçirebile­cekleri, faşist ve dinci gericiliği­n önünün daha fazla açılabilec­eği anlamına geliyor. Bu nedenle cumhurbaşk­anlığı seçimini Kılıçdaroğ­lu arkasında toplanmış muhalefeti­n kazanmasın­ın önemi daha da artmış bulunuyor. Meclisin yasa yapma yetkisi bulunmasın­a rağmen cumhurbaşk­anının başında bulunacağı ve atayacağı yürütme üzerinde bir denetim yetkisi bulunmuyor. Kaybedilmi­ş bir cephe var ama hâlâ kazanılabi­lecek önemli bir cephe var! Bu cepheyi kazanmak, daha ileri mücadelele­r için yola çıkanların içinde mücadele ettikleri koşulları az da olsa rahatlatac­ak, kazanılan moral güçle ileriye yürümenin olanakları genişleyec­ektir. Tüm bu nedenlerle önümüzdeki sınırlı süreyi kararlı, inatçı, enerjik, halkı ikna etme olgunluğun­u gösteren bir çalışma ile değerlendi­rmek gerekiyor.

S

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye