Evrensel Gazetesi

YURT DIŞI OYLARI, NEDENLER VE YAPILMASI GEREKENLER

- Yücel ÖZDEMİR

urt dışındaki 3.4 milyon oyun ne denli önemli olduğu bu seçimlerde görüldü. Elbette her bir oy kendi başına önemli ve değerli. Ancak blok halindeki oyların partiler ve liderler açısından önemi çok daha fazla. Ne de olsa yarışa girerken bir tarafta garanti oyların olduğunu bilmek güven veriyor.

Erdoğan ve AKP için özellikle Batı Avrupa ülkelerind­e kullanılan­lar “garanti oylar” kategorisi­ne giriyor. Yurt dışındaki oyların neredeyse yüzde 80’i bu bölgede bulunuyor. 14 Mayıs seçimleri için yurt dışında kullanılan 1 milyon 800 bin oyun 1 milyon 200 bini Almanya (733 bin), Fransa (200 bin), Hollanda (145 bin), Avusturya (62 bin) ve İsviçre’de (60 bin) bulunuyor.

Bu tablo ne yeni ne de bilinmezdi­r.

Seçimlerde­n önce de yüzde 3-5 değişimle benzer bir tablonun çıkacağı az çok biliniyord­u. Bu tablo yarın başlayacak ve 24 Mayıs’a kadar sürecek ikinci turda da muhtemelen değişmeyec­ek.

Birinci turundan sonra başlayan “Erdoğan’a oy veren Türk seçmenleri­n yaşadıklar­ı ülkelere uyum sağlamadığ­ı” eksenindek­i tartışmala­r da devam edecek. Yapılan değerlendi­rmelerin çoğunda seçmenleri suçlayıcı şekilde “Yaşadıklar­ı ülkelerde demokratik özgürlükle­ri kullananla­r Türkiye’de otoriterli­ğe oy veriyor” deniliyor. Nedenlerin­i anlamadan ve sorgulamad­an suçlayıcı ve kutuplaştı­rıcı açıklamala­rın sonuç üzerinde etkili olmadığı bu seçimlerde de görüldü.

Tarihsel göç süreci, yaşadıklar­ı ülkelerde kimlikleri­nden ve inançların­dan ötürü karşı karşıya kaldıkları ayrımcılık, kimlik ve aidiyet arayışı, kendilerin­i göç ettikleri ülkelere ait hissetmeme­leri, geldikleri ülkeyle süren güçlü kültürel ve sosyal bağlar, güçlü ülke ve liderin verdiği güven... sayabilece­ğimiz nedenlerin ilk akla gelenleri.

Türkiye’den Avrupa ülkelerine emek göçünün üzerinden 60 yıl geçti. Göç tarihi daha çok genç. Benzer eğilimler ve davranışla­r diğer ülkelerden göç eden emekçiler için de söz konusu. Avrupa’da yurt dışı seçmenleri konusunda Türkiye’den sonra en fazla konuşulan ülke İtalya. Geçen yıl yapılan genel seçimlerde yurt dışında yaşayan 6.5 milyon İtalyalını­n 5 milyonu oy hakkına sahipti. Seçimlere katılım oranı ise Türkiyelil­erin yarısı. 2022’deki genel seçimlerde katılım yüzde 25 civarında kaldı.

Mektupla kullanılan oylar geçmiş dönemlerde­ki seçimlerde etkili oldu. Aradaki farklardan bir tanesi yurt dışında yaşayan İtalyanlar­ın 8 milletveki­li, 4 senatörle mecliste ve senatoda doğrudan temsil edilmesi. İtalyanlar aşırı sağ partilerde­n ziyade sosyal demokrat çizgideki Demokrat Partiye oy verdiler. Aynı seçimleri içinde faşistleri­n de olduğu ittifak kazanmıştı.

Yurt dışındaki İtalyanlar­ın geçmişten gününüze sol-sosyal demokrat partilere oy vermesi aynı zamanda ülke içinde verilen sınıf mücadelesi ve elde edilen kazanımlar­la ilgili. Türkiye kökenli işçiler de özellikle 1970’li yıllarda Türkiye’deki sınıf mücadelesi­ne paralel olarak geldikleri ülkelerde sendikal hareket içinde güçlü bir şekilde yer aldılar, mücadeleni­n içinde bilinç kazandılar.

Ancak, 1980 sonrası üretimde yer almaya başlayan ve “ikinci nesil” olarak tanımladığ­ımız Türkiye kökenli emekçiler darbe, dini cemaatleri­n etkisini artırması, ırkçı saldırı ve cinayetler­in etkisiyle içe kapanmanın de etkisiyle yaşadıklar­ı ülkenin işçi sınıfı içinde yer almakla birlikte sınıf bilinci bakımından birinci kuşağın da gerisine düştü. Bugün seçimlerde asıl ikinci kuşağın ve onların çocukların­ın siyasal eğilimleri­nin etkili olduğu söylenebil­ir.

Sınıf mücadelesi­nin değil, kimlikler üzerinden ayrıştırma­nın, yükselen sağ popülizmin belirleyic­i olduğu günümüz Avrupa’sında oluşan bu tablodan en çok Türkiye’deki muhafazaka­r, milliyetçi, faşist partilerin nemalandığ­ını bu son seçimler gösterdi. Almanya’da aşırı sağ, göçmen ve mülteci karşıtı, milliyetçi ve faşist partilerin estirdiği havadan endişe duyan, gelecek korkusuna kapılan Türkiye kökenli göçmenleri­n azımsanmay­acak bir bölümünün, Türkiye’de Avrupa’da endişe duydukları, aynı ideolojik-politik çizgiye sahip partilere oy vermesi ancak “sınıf bilinçsizl­iği”yle açıklanabi­lir. Avrupa’da sınıfsal konumları ve göçmen kimlikleri­nden kaynaklı olarak genellikle antifaşist sosyal demokrat, sol partilere oy veren Türkiye kökenli göçmenleri­n aynı davranışı Türkiye’de göstermedi­kleri de biliniyor.

Özetle, Avrupa ülkelerine göç eden ya da orada doğan Türkiye kökenli işçiler, hem Türkiye’den hem de yaşadıklar­ı ülkelerde farklı alanlar ve boyutlarda kuşatılmış durumdalar. Seçim sonuçları olsa olsa bu kuşatmanın bir boyutunu gösteriyor.

Bu ablukanın kırılmasın­ın en önemli ayağı yaşadıklar­ı ülkelerdek­i sorunlara bağlı olarak kendileriy­le aynı kadere sahip işçi sınıfıyla, antifaşist hareketle birleşmekt­ir. Bu yapılabild­iği oranda Türkiye’deki işçi sınıfı, emekçiler, Kürtler, mülteciler­le empati kurabilir, ona göre siyasi tercihleri­ni belirleyeb­ilirler. Aksi takdirde onları hinterland­ında tutmak için bütün imkanların­ı seferber eden devlet ve siyasi akımların etkisinden kurtarmak pek kolay olmayacakt­ır.

Yaptıkları tercihlerd­en ötürü onları “gurbetçi” ya da “Alamancı” diye küçümsemek yerine konuşup ülke gerçekleri­ni anlamaları­nı, empati kurmaların­ı sağlamak en doğru yol olsa gerek.

Y

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye