İKİNCİ TURA GİDERKEN…
İlk tur tamamlandı. Vekiller belirlendi ama cum hurbaşkanı seçilemedi. Tekrar sandıklara gidile cek. Söylenebilecek olanlarla dikkat edilmesi gere kenler şöyle özetlenebilir:
1. Bazı CHP yöneticileri 2. tura kalabilme ihtima linden söz etse bile, bu ses çok cılızdı. Millet İttifakının muhaliflere yönelik yoğun propagandayla oluşturduğu beklenti, “Kazandık”, “İlk turda bitiriyo ruz” içerikliydi. Olmayınca bir hayal kırıklığıyla moral bozukluğuna tanık olundu. Bu ruh halinden kurtul mak şart. Bozuk moralle hiçbir şey kazanılamaz ve faşizm kesinlikle püskürtülemez. Bu olumsuz havayı dağıtmak en başta sosyalistlerin görevidir.
2. CHP ve Millet İttifakı moral bozukluğunu “Erdoğan kaybetti” iddiasını ileri sürerek atlatmaya çalıştı. Gerçekler yadsınarak moral bozukluğuna son verilemez. Gerçekçi olunmalıdır. Evet, AKP ve Erdoğan ciddi ölçüde oy kaybetti; ancak Cumhur İttifakı Mecliste çoğunluğu sağladı, cumhurbaşkan lığı seçimi ise tamamlanmadı. Dolayısıyla AKP iki seçimi de kaybetmedi. Sosyalistlere düşen, Erdoğan/akp’nin halk içinde destek kaybederek gerilemesini demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin zemini ve olanaklarının genişlemesi olarak değer lendirmektir. “Kaybetti” deyip hayal alemine dalmak değil, gerçekten kaybettirmek için daha çok çalış maktır!
3. Millet İttifakı ve kurucusu CHP baştan yanlış hesap peşindeydi. Parlamentarizm gibi sınırlı ve halkın seferber edilmesi açısından yetersiz bir hedef konmuş, bol vaatlerde bulunulmuştu. “Her şey çok güzel olacak”tı! Herkesin her şeyin çok güzel olmasını istediği tartışmasız, ancak lafının edilmesi yetmez. Bunun gerekleri vardı ve hâlâ var.
4. Hesaplaşma zırnık dışına taşmayarak parla menter zemine sıkıştırıldı. Halkın yaşam, dertlerini dökme ve asıl mücadele alanı sokaklar ve büyük bölümünün çalışma alanı fabrika ve işyerleriyle köy, ofis ve okullar yok sayılarak tüm hesaplaşma san dığa kilitlendi. Bu, sokak ve işyerlerinde işçi ve emekçilerle karşı karşıya kalacak burjuvazinin ola ğan tutumudur. Ancak şimdi olduğu gibi başlıca burjuvazinin iç hesaplaşmasında da bir fraksiyonu nun halkı arkasına almadan hele devlet olanaklarını pervasızca kullanan diğerini alt etmesi imkansız gibidir. Halk seferber edilmeden sandıklara sahip çıkılıp oy çalınması bile engellenemez, engellene medi. Sokağa çıkmak provokasyona eşitlenip sade ce sandık dendi ve halkın taşıdığı mücadele potan siyeli harekete geçirilemedi.
5. Oysa sokak, “Mahallelere bölünmüş” halkın faşizme gidişi engellemek üzere birleştirilmesinin olmazsa olmazıydı. Sadece laf edilerek örneğin din ciliğin etkisi altındaki halk kesimlerine ulaşılması beklenemezdi. Nitekim vaatler oralara ulaşamadı, laflar dinlenmedi. Halk ancak ortak dert ve sorunları etrafında ve bunların değiştirilmesi mücadelesi için de birleştirilebilir. Bir dizi sorunun lafı edilerek değil!
6. Millet İttifakının “parlamento” sözcüğü ve din lenmeyen, çünkü halkın Erdoğan’ın etkisi altındaki kesimlere ulaştırılamayan vaatleri bir yana Cumhur İttifakından belirgin farklılığı da ortaya konamadı. Evet, “demokrasi” ve “hukuk devleti” diyorlar ve poli tik olarak farklılar, aynı değiller. Ancak birkaç yıl önce Erdoğan ve Bahçeli ile birlikte olan ve sağcı muhafazakar olmakla kalmayıp günümüzdeki yıkın tının en azından bir dönemlik ortakları olanlarla kurulan bir ittifaktı. Sokağın reddiyle bir arada alternatif sayılmadı ve mevcut farklılıklarını
Erdoğan olumsuzluk olarak göstermeyi becerebildi.
7. Millet İttifakı zaten yeterince milliyetçiydi ve ilk turda Cumhur İttifakıyla milliyetçiliğini yarıştırdı. Ancak yeterli oy alamayışını, hele faşist karakterli Ata İttifakı yüzde 5’lik oy alınca, yeterince milliyetçi lik yapmamış olmasına yordu ve şimdi tam gaz mil liyetçilik yapıyor. İkna ediciliği ve Sinan Oğan’ın bakanlığı kapıp “tamam” dese bile oy tabanını taşı yıp taşıyamayacağı bir yana zararı hiç düşünülmü yor. Götürecekleri getireceğini aşabilir ve Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olma ihtimali az değildir.
8. Kapsamlı bir tartışmayı 2. tur sonrasına bırak mak ve pazar günü, faşizmin önünü kesmek için her şeye rağmen Erdoğan’ın yenilgisi için elden geleni yapmak- doğru olan budur. Pire için yorgan yakılmaz!