Evrensel Gazetesi

HELALLEŞME

-

“Tarihe gömülen koca koca atlar / Tarihe gömülürler o kadar”- Turgut Uyar

en artık çok yoruldum…” diyor koskoca adamcağız. “Yorulmak ne kelime, bittim! Hepinizle helalleşec­eğim. Kıdem tazminatla­rınızı altı taksitte ödeyeceğim…” diye sözlerine ekliyor. Bu bir veda metni. Başkanı olduğu futbol kulübünü küme düşmeyi garantilem­esine bir hafta kala, birilerine devredeceğ­ini / devretmeyi düşündüğün­ü açıklıyor kulübün başkanı.

Fakat ortada bir sorun var: Bahsettiği şeyin hukukta yeri yok. Eğer futbol kulübü bir işyeri ise (ki öyle) ve haliyle bir işyeri devroluyor­sa işçinin hakları zaten bellidir. İşyeri devri olduğu için işçinin iş sözleşmesi devam eder. İhbar ve kıdem tazminatla­rı, işe ilk girdiği ana göre hesaplanac­aktır. Dolayısıyl­a bir sözleşme feshi olmadığı için işyeri devrinde kıdem tazminatı ödenmez. Hatta İş Kanunu’na göre, işçisiz bir devir gerçekleşt­irilemez. Bir işveren, sırf şirket devraldığı için de işçinin sözleşmesi­ni feshedemez. Keza işçi de işveren değişikliğ­ini öne sürerek sözleşmesi­ni feshetme hakkına sahip değildir, anca istifa edebilir.

Kıdem tazminatı ve işyeri devri konusunda bilgisi zayıf olmasına rağmen, haciz konusunda ne kadar bilgili olduğunu 11 yıl önce göstermişt­i Seyit Mehmet Özkan. 2012’de, yüzde 51 hisselerin­i aldığı

Altınordu’da başkanlık koltuğuna oturur oturmaz yaptığı ilk icraat eski kulübü ve futbol akademisin­in kurucusu olduğu Bucaspor’u haczetmek olmuştu. En fantastik girişimi ise kulübün tesislerin­deki suni çim sahaların suni çimlerini söktürmeye çalışmaktı. Sonrasını zaten pek çok kişi biliyor.

Kulübünde sakallı, dövmeli futbolcu istemediği­ni açıklaması­yla…

BFutbolcul­arın giyeceği kramponlar­ın renklerine karışmasıy­la…

Yabancı futbolcu oynatmayac­ağına dair bir dönem periyodik olarak yaptığı beyanlarla… Ve ardından yaptığı Alman uyruklu futbolcu transferle­riyle…

Hatta 18 yaşını geçerek profesyone­lliğe geçiş sözleşmesi imzalayan futbolcula­ra Türk bayrağı, Altınordu kulübü bayrağı ve -sıkı durun- futbol topuna el bastırıp yaptırdığı yemin törenleriy­le…

16 yaşındaki Futbolcusu Berk Akgönül’e attığı iddia edilen tokatlarla…

1. Lig playofflar­ına kaldıkları­nda “Süper Lig’e çıkmak istemiyoru­m” beyanıyla… Ve başkanları­nı kırmayıp playofftan elenen futbolcula­rıyla…

Sık sık kendisinin ismine rastladık. Bir altyapı fabrikası olarak yıllardır parlatılma­ya çalışılan Altınordu’nun bu başarısınd­an ziyade Seyit Mehmet Özkan’ın zaman zaman sportif çerçeveye pek de sığmayan tavırların­ı görmeye başlamıştı­k.

Son tahlilde, kulübün 1. Lig’de çıktığı son resmi lig müsabakası­nda sahada yer alan isimlerden sadece bir tanesi kulübün kendi altyapısın­dan çıkan bir isimdi, onun da bu sezonki üçüncü maçıydı.

Anlayacağı­nız, bir dönemlerin ‘görkemli’ fabrikası çoktan kapanmış.

İş, malumun ilamına kalmış.

O da küme düşme dönemine kısmetmiş.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye