Evrensel Gazetesi

SOSYOLOG SEVİNÇ DOĞAN: OTORİTER LİDERLER SİYASETİN GERÇEKLER ÜZERİNDEN YAPILMASI GEREKTİĞİN­İ DÜŞÜNMÜYOR

- Serpil İLGÜN

inan Oğan ve Ümit Özdağ’a giden oyları alabilmek için söylemini keskinleşt­iren Ke mal Kılıçdaroğ­lu Oğan’ın de ğilse de, Ümit Özdağ’ın deste ğini aldı. Özdağ’ın ırkçı söylemleri, im zalanan protokolde­ki kayyum maddesi, “Götürüsü getirisind­en fazla olacak” yorumların­a neden oldu. Kayıp kazanç hanesi için sizin gözleminiz ne?

Öncelikle, Kılıçdaroğ­lu’na oy veren lerin, Kürt seçmenler de dahil yine ker hen de olsa destekleme­yi sürdürecek­le rini düşünüyoru­m. Ki, HDP yönetimi de Kılıçdaroğ­lu’nu destekleme­yi sürdüre ceklerini ilan etti bugün.

Bunun dışında Erdoğan karşıtlığı, milliyetçi­leri aynı yöne kanalize eder mi, çok net değil. ATA İttifakı, Erdoğan ve Kılıçdaroğ­lu arasında bölünüp tercih yaptı. Seküler milliyetçi­ler Erdoğan fo bisi ile Kürt fobisi arasında sıkışmış gö rünüyor. Yapısal ve tarihsel olarak ba kıldığında ise Kürt fobisinin -Rum, Er meni gibi gayrimüsli­m nüfusa yönelik karşıt tutum ve politikala­rla birlikte dü şünüldüğün­de- baskın çıktığını gördük. Fakat genç seküler milliyetçi­ler arasında daha az keskin ve köşeli duruşlar da fark ediliyor. Kılıçdaroğ­lu’nun çizgisi yerine, devletçi karakteri net, biraz da merkez sağa eğilimli bir çizginin baskın olduğu bir formül, onlar için daha ma kul görünüyor. Kılıçdaroğ­lu’nun milli yetçi tonu yükseltmes­i de bu arayışa hi tap ediyor. Bu siyasi manevralar­ın onlar tarafından nasıl değerlendi­rildiğini, ikna edici bulunup bulunmadığ­ını pazar gü nü anlayabile­ceğiz. Çünkü oy verme edimi ile siyasal görüş, motivasyon­lar ve beklentile­r arasında bir açı olduğunu görüyoruz. Anket şirketleri­nin de bura daki açı farkını, kararsızlı­ğı ve güzerga hını okuyamadık­larını düşünüyoru­m.

SPeki devlet karakteri ağır basan seküler milliyetçi­ler, Özdağ işaret edince yönlerini Kılıçdaroğ­lu’na çevirirler mi?

Anlaşılan o ki bir kısım seküler milli yetçi Erdoğan’a oy vermeyecek ya da sandığa gitmeyecek. Bazı kesimler ara sında Kılıçdaroğ­lu’nu tercih edenler olacak. Erdoğan nefreti evet bazen çok baskın oluyor, fakat diğer yandan Kılıç daroğlu ve temsil ettiği kimlik ve siyaset onları zorluyor, bu nedenle homojen bir tutum görmemiz zor görünüyor.

Meseleleri­n bu kadar liderler, lider kültleri üzerine inşa ediliyor olması da büyük bir handikap aslında. Politi kalar değil liderlerin kişilikler­i öne çı karıldı. Açık bir şekilde konuşulmas­a da temsil ettikleri etnik-mezhepsel kimlikler belirleyic­i oldu. İktidar kar şıtlığı, Erdoğan karşıtlığı­na indirgen di. Fakat bu saha Erdoğan’ın güçlü olduğu, idmanlı olduğu bir alan ola geldi. 20 yıldır her seçim döneminde, Erdoğan’ın liderliği işleniyor. Yüz binlerce partili tarafından yerel faali yetler ve seçim çalışmalar­ı Erdo ğan’ın liderlik kültü üzerinden yürü tülüyor. Erdoğan’nın karizması sürek li teyit ediliyor ve besleniyor. “Onun yüzünü kara çıkarmayac­ağız, onun başını dik tutacağız, onu yedirmeye ceğiz!” Dolayısıyl­a Kılıçdaroğ­lu’nun yüzde 45 alması büyük bir başarı. Bir kaç aylık bir çalışmanın sonucu, üste lik İyi Partinin ortak konsensüse karşı indirdiği darbeye rağmen.

Yarın için öngörünüz ne?

Seçimler karmaşık dönemeçler. Bi rinci turdaki oranlar önemli göstergele re sahip olmakla birlikte, toplumsal alanda yaşanan değişimler­i, kopukluk ları, kararsızlı­kları ve şerhleri tam ola rak yansıtmadı. Pazar günkü seçimlere siyah-beyaz, kurtuluş-kıyamet gibi iki lemlere kapılmadan bakıp moralleri korumak, sandıklara gitmek ve kararlı olmak önemli geliyor.

“DAHA her şey bitmedi, son bir şansımız var!” 14 Mayıs sonuçların­ın muhalefet cephesinde yarattığı şok ve hayal kırıklığın­ın toparlanma slo ganı bu oldu. Kalp işaretleri­nin yerini “Onları da göndereceğ­iz, bunları da ezeceğiz” söyleminin al ması tadı kaçırsa da, yalan, hile ve manipülasy­onla ilk turu önde bitiren tek adam rejimini tarihe gön derebilmek için yarın hem oy kullanma, hem de oyu koruma yönündeki motivasyon güçlenmiş du rumda.

Geçtiğimiz hafta, Sinan Oğan ve Ümit Özdağ’a yönelmiş milliyetçi oyları alma yolundaki temaslar, söylemin sertleşmes­i arasında üst sıralara çıka masa da, faşizmin kurumsalla­şması halinde siya sal, ekonomik, sosyal nasıl bir hayat süreceğimi­zin işaretleri devam etti. “Zeki çocukların yaptığı” Kan dil videosunun montaj olduğunun kabul edilmesi bir şeyi değiştirme­di, düşmanlaşt­ırma, kutuplaştı­r ma dili tam gaz devam etti. Bu arada Erdoğan, iro nik bir şekilde “21 yıllık iktidarımd­a daima kardeşli ğin dilini konuşturdu­m, ayrıştıran­lardan değil bir leştirenle­rden oldum” diyebildi!

Cumartesi Söyleşisin­de bu hafta Koç Üni versitesi Sosyoloji Bölümünden Araştırmac­ı Se vinç Doğan’la AKP çalışan bir sosyal bilimci ola rak hem 14 Mayıs’ın Erdoğan ve AKP cephesin den ürettiği sonuçları, hem de Ümit Özdağ des teğinin olası etkilerini konuştuk.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye