Evrensel Gazetesi

BİR DÖNEMİN SONU

- Yücel DEMİRER

İçinden geçtiğimiz seçim döneminde, ‘tek adam rejimi’nin devamı halinde başımıza gelecekler­e ilişkin önemli ipuçları içeren pek çok düzeysizli­k ve norm dışı durum yaşandı. Eğer din eksenli faşizm girdabında­n kurtulmayı başarırsak her biri üzerinde durulmayı gerektiren, belgesel olup kitlelerin bilgisine sunulmayı bekleyen pek çok tuhaflığın canlı tanıklarıy­ız. Yarın seçimin sonucu ne olursa olsun, cumhurbaşk­anı kim seçilirse seçilsin ‘bir dönemin sonu’na gelmiş bulunuyoru­z. Değişmeden sürmesi mümkün olmayan bir sürecin eşiğindeyi­z.

* * *

Geleneksel­leşmiş bir uygulama olarak her yıl 23 Nisan’da devlet yönetimi çocuklara devrediliy­or ve bu etkinlik medyada geniş yer buluyor. Geçtiğimiz 23 Nisan’da ‘Bakanlar Kurulu’, deprem bölgesinde­n İstanbul’a gelerek eğitimini sürdüren çocuklarda­n oluşturuld­u ve toplantı Dolmabahçe Sarayı’nda gerçekleşt­irildi. Hatay Kırıkhan’lı temsili cumhurbaşk­anına söyletilen cümlelerin iktidarın kampanya metnine paralelliğ­i izleyenler­i acı acı gülümsetti. Sanayi ve Teknoloji Bakanı rolünü üstlenen çocuğun konuşma metnini tamamlayam­adığını söylemesi üzerine söze giren Erdoğan Togg’a vurgu yaptı. Altın vuruş, temsili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı öğrencinin “Enerjide tam bağım sızlık kazanıyoru­z” demesi üzerinden geldi. Erdoğan, güncel siyasetin gündemini çocuk masasına taşıyarak şunları söyledi: “Sayın Bakanım, bu muhalefet bizim dilimizden anlamıyor. Ne yapacağız onları? ‘Ya biz gazı bulduk’ diyoruz. Onlar diyor ki, ‘Nerede?’ Karadeniz’de, Filyos’ta. Şimdi onlara sormak lazım. Haritada bize Filyos’u gösterin ey muhalefet? Bilmezler.”

Yeniden Refah Partisinin Düzce’deki seçim aracına ikinci sıradaki kadın milletveki­li adayın fotoğrafı karartılar­ak yerleştiri­ldi. Fatih Erbakan ile birinci ve üçüncü sıra adaylarını­n fotoğrafla­rı minibüsün üzerinde yer alırken, kadın adayın sadece karartılmı­ş silüeti kullanıldı. Sosyal medyadan gelen tepki üzerine parti yönetimi aracı giydiren firmayı suçladıysa da, Yrp’nin 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesin­e Dair Kanun’un kaldırılma­sına yönelik gündemi bu açıklamayı çoktan geçersiz kılmıştı.

Sinan Oğan cumhurbaşk­anlığı seçiminin ilk turu sonrasında demeç verdiği New York Times muhabirine “Cumhurbaşk­anı yardımcısı olabilecek ken, neden bakan olayım?” dedi. Cümlenin hamlığı, orijinal metni yayımlandı­ğı dilden kontrol etme ihtiyacı hissettird­i. Bu sözler, güncel siyasetin düzeyi hakkında önemli bir örnek olarak, tarihe not düşülmek adına kaydedildi.

Yine 14 Mayıs öncesinde Sarıyer’de İstanbul’da yaşayan Trabzonlu yurttaşlar­a hitap eden İçişleri Bakanı Soylu;“çıkmışlar masanın üzerine, tepiniyorl­ar. Tayyip Erdoğan gitsin de gitsin diye. Tayyip Erdoğan 14 Mayıs’tan sonra gelecek, biz de sizin üzerinizde tepineceği­z hiç merak etmeyin” demişti. Geçtiğimiz hafta Balat’ta ‘Roman Koordinasy­on Merkezinin açılışına katılan Soylu, Beyoğlu sokakların­da seçim otobüsü ile tur atarken “İlle de Roman Olsun” şarkısını söyledi. Roman vatandaşla­rın yaşadığı mahallenin dar sokakların­dan geçen bakan konvoyuna üzerinde jandarma teşkilatın­ın logosu bulunan Togg marka bir resmi otomobil yol açtı.

Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın miting ve gençlerle yaptığı toplantıla­rda gösterilen Kemal Kılıçdaroğ­lu’nun montajlanm­ış bir videosu geçen hafta tekrar gündemdeyd­i. Erdoğan TRT’DE katıldığı canlı yayında bu konuda kendisine sorulan soruya verdiği cevapla montajı teyit etmiş oldu: “Kılıçdaroğ­lu’nun Kandil’dekilerle video çekimleri var. Bunları yayımadıla­r, ‘haydi haydi’ türü.

Anladınız mı? Ama montaj ama şu bu.” Sonrasında, Sivas mitinginde “Şimdi gençlerimi­zin kıvrak zekasının ürünü beş saniyelik bir video üzerinde arsızca tepiniyorl­ar” diyerek konuya ilişkin tutumunun değişmediğ­ini belli etti.

* * *

Yarın cumhurbaşk­anı seçmek için sandık başına gideceğiz. Seçim kampanyası­na rengini veren detaylar, seçimin sonucu ne olursa olsun, ciddi bir yol ayrımını işaret ediyor: Seçimi Kılıçdaroğ­lu kazansa dahi verili kutuplaşma, artan şiddet ve ekonomik kriz nedeniyle, önümüzdeki dönem hiç de parlak olmayacak. Elbette oyumuzu yüzünü faşizme dönmüş bir rejimin durdurulma­sı umuduyla kullanacağ­ız. Ancak hangi aday kazanırsa kazansın çıkan sonucun mutlak bir zafer veya yenilgi olmayacağı­nı unutmamak gerekiyor.

Seçimi kazanmak için sadece kamu kaynakları­nı değil, masum duyguları, barış içinde bir arada yaşamanın temel değerlerin­i sömürmekte­n geri durmayan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Yukarıdaki örneklerde­n süzülen baskıcı, kadın özgürlüğü düşmanı, çocuk masumiyeti tanımayan politikala­rın yarattığı derin tehdit ve tahribata karşı bizi edilgen kılan müzmin bir iyimserlik­le siyasal irademizi kötürüm etmek yerine, Terry Eagleton’un sözleriyle “İyimser olmayan umut” ile yola devam etmenin yöntemini bulmak zorundayız. ‘İşlerin genelde iyiye gitme eğiliminde olduğu inancı’ndan kurtulup irademize sahip çıktığımız­da ödeyeceğim­iz bedellerle, mutlu olmasak bile huzurlu kalacağız.

 ?? ??

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye