İKTİDAR İŞÇİLERİ MODERN KÖLELERİ OLARAK KALMAYA MAHKUM EDİYOR
Akp’nin oy kaybının arttığını gördük. Er doğan 81 ilde de düşüşte. Ancak yine de yüzde 49 gibi yüksek bir oy oranı aldı. Israrla orada duran insanların temel motivasyonu nedir… Muhalefete güvensizlik mi, sosyal yardımlar mı, ‘istikrar’ inancı mı ‘vefa’ duygusu mu?
Bular hâlâ Erdoğan’a oy vereceğini söyleyen işçi ve emekçilerin, yurttaşların en çok dile getir diği gerekçeler içerisinde yer alıyor. En önemli başlıklar olarak bunlardan söz edebiliriz. Bunlara eklememiz gereken, bizim seçim çalışmaları için de işçi ve emekçilerle yaptığımız toplantılarda karşımıza çıkan en önemli hususlardan bir tane si Erdoğan ve tek adam yönetimi, Cumhur İttifa kı tarafından sürdürülen vatan, millet, bayrak, yerlilik ve millilik propagandasını oluşturuyor. Bu gün milyonlarca işçi ve emekçi Erdoğan Hükü metinin özellikle batı kapitalizmi karşısında Tür kiye’nin çıkarlarını daha kararlı savunduğunu an cak burjuva muhalefetin bunu yapmayacağını düşünüyor. Erdoğan, yürüttüğü seçim kampan yasında da öncesinde de bu propagandayı öne çıkararak belli bir başarı elde etmiş görünüyor. Bu önümüzdeki dönem de devam edecek bir yaklaşım. Sadece bu döneme ait bir yaklaşım de ğil. Bugün esas olarak bu yargıyı, buradaki bu bü yük yanılgıyı gidermek için biz de işçilere emek çilere bugünün gerçeklerini anlatmaya çalışıyo ruz. Hem ülke ekonomisinin AKP hükümetleri, Er doğan yönetimleri süresince nasıl dışa bağımlı hale geldiğini, aslında bağımsızlıktan, yerlilik, mil lilik propagandasından söz edilirken Türkiye’nin tarımını, sanayisini, Türkiye’nin bankacılık sektö rünü, ticaretini olabilecek tüm ekonomik ilişkile rini nasıl daha fazla emperyalizme bağımlı hale getirdiğini, uluslararası tekellere bağımlı hale ge tirdiğini anlatıyoruz. Bunun karşısında çok fazla yanıt verebildiklerini söyleyemeyiz. Bunları du yunca susuyorlar ama bir yandan da buna olan inançları değişmiyor. Bu konuda çok daha fazla çabaya, çok daha fazla emek harcamaya ihtiya cımız var. Türkiye’de etten süte, buğdaydan una, Türkiye’de temel tüketim maddelerinin ithalatın dan temel ekonomik faaliyetlerin enerjiye, gıdaya dışa bağımlı hale geldiği gerçeğini işçilere, emek çilere anlatmamız lazım. Türkiye’nin nasıl bir borç batağına sürüklendiğini, örneğin Erdoğan yöne timleri Türkiye’yi İmf’den kurtardığını söylüyor ama 20 yıl önce Türkiye’nin İMF başta olmak üze re 45 milyar dolar olan dış borcunun bugün 444 milyar dolara çıktığını, Türkiye’de ciddi anlamda bir dış ticaret açığı olduğunu, Türkiye’de daha doğmamış çocukların önümüzdeki 10-15 yıl için de ciddi bir borç yükünün altında geleceklerinin ipotek altına alındığını ısrarla, kararlılıkla anlat mamız gerekiyor. Bunlar karşısındaki suskunluk lara sabırla sebatla anlatmaya devam edersek fikirlerin değişebileceğini gösteren önemli bir ko nu. Onun için ilk tur seçimleri de bize gösterdi ki burjuvazinin egemen siyasi partilerinin, düzen partilerinin en büyük malzemesi milliyetçilik, ırk çı ve şoven propaganda. Din istismarını da tabii buna eklemek gerekir ama milliyetçilik daha öne çıkan bir propaganda ve etki gücüne sahip olan bir propaganda konusu oldu. Onun için önümüz deki dönem 2. tur seçimlerinde hem de ondan sonrasında Türkiye’de gerçekten bu yerlilik, mil lilik, vatan, millet, bayrak ve din istismarı üzerine olan siyasetin nasıl işçilere, emekçilere zarar verdiğini, onların yaşamlarını ne kadar çok ka rarttığını, aslında onları bugünkü sömürü düze ninin, sermaye düzeninin modern köleleri olarak kalmaya mahkum ettiğini ısrarla anlatmaya de vam edeceğiz.
İnsanların sandıktan uzaklaşma ihtimaline karşı, yoğun çağrılar yapılıyor bir taraftan da. Sizin çağrınız nedir?
Bir kez daha bütün işçileri, emekçileri, kadın ları ve gençleri sandığa gitmeye çağırıyorum. Özellikle Erdoğan’a oy veren ve ikinci turda da vermeyi düşünen emekçi kardeşlerimizi, bu ha tadan dönmeye çağırıyorum. Yarın ülkeyi daha büyük felaketlere sürükleyecek olan Erdoğan ik tidarının suç ortağı olmayın. Birçoğunuz yarın, elimiz kırılsaydı da oy vermeseydik diyeceksiniz. Yeniden ve yeniden bu yanlışa düşmeye gerek yok. Sandığa gidin ve kendi geleceğiniz için yeni bir adım atmanın, mücadele etmenin bir parçası olmak için Kılıçdaroğlu’na oy verin.