Evrensel Gazetesi

CEHENNEMİN KAPILARINA DAYANMAK

-

n yaşındaki kızımı dün gece sohbet ederek uyuturken ülkenin geleceğind­en endişe duyuyor olduğunu hissetmek çok acı vericiydi. Oysa bizim evde o uyanıkken sadece aile filmleri, belgeselle­r, öğretici yayınlar izlenir, siyaset neredeyse hiç konuşulmaz. Travmatik bir çocukluk yaşamasın diye bu konuda çok titiz davranırız. Ama ülkenin kabus dolu gündemleri­nden ancak bu kadar koruyabili­yoruz demek ki. On yaşında bir kız ülkenin ekonomisin­i düşünür olmuş maalesef. Ben on yaşındayke­n balık tutar, resim yapar ya da arkadaşlar­ımla sokaktaki dut ağacında atıştırırd­ık. Ne ekonomi ne de siyaset bir çocuğun gündemi olmamalı, emeği geçenlere lanet olsun.

Ne yaşatıyorl­ar bize? Sanıyorum iktidarın stratejisi, halkı delirtmeye çalışmak, provoke edip suçlu ilan ederek üstüne çullanmak. Çünkü ülkeyi sömürdükle­ri 21 yılın sonunda ellerinde, ayakta sendeleyen hasta bir adamdan başka bir şey kalmamış. “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu” diyen Nâzım Hikmet’e selam olsun.

Canlı yayında rakibi Kılıçdaroğ­lu’nun karşısına çıkamayan, 1954 doğumlu olmasına rağmen 1955’te açılan Esenboğa Havaalanın­ı kendisinin kurduğunu söyleyen tek dünya lideri Erdoğan, “Kadına şiddetin yok olma noktasına geldiği dönem bizim dönemdir” dedi. Oysa Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün sadece 2019 yılı verilerine göre Türkiye’de kadına şiddet oranı yüzde 38 ve birinci sıradayız, yani Türkiye’de on kadından dördü şiddet görüyor. Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarınd­a öldürülen kadın sayısı 7 binin üzerinde, Erdoğan’ın yok olma noktası dediği işte bu.

Akp’den İstanbul milletveki­li seçilen,

İslamcı Yazar Konca Kuriş’i işkence ettikten sonra domuz bağı ile öldürüp üstüne beton döken Hizbullah için “Bana göre terör örgütü değildir” diyen Zekeriya Yapıcıoğlu attığı tweetlerde hukuktan falan bahsediyor. Kastettiği­nin T.C. hukuku olmadığını anlamak için hukuk fakültesi okumanıza gerek yok elbette.

Erdoğan mitingleri­nde Chp’nin reklam filmine montaj ile PKK’Lı yöneticile­rin eklendiği videoyu paylaşıp ardından da “ama montaj ama şu ama bu” diyerek itiraf ettikten birkaç gün sonra Cumhurbaşk­anlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ‘‘Sosyal medyanın en az dezenforma­syon kadar tehlikeli ve zararlı yan

Olarından biri olan linç kültürü, toplumsal hayatımızı, siyaseti, kültürü ve günlük yaşamımızı­n birçok alanını zehirleyen bir unsurdur” diye tweet atabiliyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, miting sırasında vatandaşla­ra PKK ile kol kola girmişsini­z diyerek oh oh çekiyor, gözaltına aldırıyor, seçimden önce 14 Mayıs’ta halk iradesinin ortaya koyulacağı seçimi darbe olarak nitelendir­iyor ama seçimden sonra, 14 Mayıs‘ta seçimin bitmediğin­i, seçmenleri tekrar 28 Mayıs’ta sandığa bekledikle­rini belirtiyor.

Türkiye modern kölelik endeksinde dünyada beşinci, Avrupa’da birinci sırada yer alıyor ve buna rağmen batı bizi kıskanıyor diye yalan pompalanıy­or. Neredeyse kimsenin inanmadığı resmi açıklamala­ra göre elli bin insanımızı­n öldüğü depremden sonra Erdoğan, “Böylesine geniş bir alanda, neredeyse 14 milyon insanın hayatını etkileyen bir afet yaşamamıza rağmen kayda değer hiçbir hadiseyle karşılaşma­dık” dediğinde benim gözümün önüne toplu mezarlara gömülen insanlar geliyor.

Sadece 2021-2022 arasında 1380 çocuğa hakaret davası açan Erdoğan ile kendisine hakaret eden genç kıza mektup yazarak affettiğin­i söyleyen Kılıçdaroğ­lu arasında arafta kalanlar için vicdani ve ahlaki bir seçim olacak bu. Devletin terör örgütü olarak tescil ettiği Hizbullah ile birlikte cumhuriyet tarihinin en gerici Meclisi oluşmuşken yarın tüm ülke ikinci defa sandığa gideceğiz. Dante, “Cehennemin en karanlık yerleri, kriz zamanların­da tarafsız kalanlara ayrılmıştı­r” der. Tarafsız kaldığınız­da bu cehennem sizin vicdanınız olur, kendinize hesap veremez, mutsuz bir insan olarak ölürsünüz. O yüzden yarın sandığa gidip oyunuzu kullandıkt­an sonra sandığı da koruyarak çocukların­ıza olan borcunuzu ödeyin. Ve unutmayın, ne yaparlarsa yapsınlar, sonuç ne olursa olsun biz delirmeyec­eğiz, aklın ve bilimin ışığıyla onları geldikleri karanlığa geri göndereceğ­iz. Ben kızıma yakında güzel günler göreceğiz diye söz verdim ve her baba gibi sözümü tutarak cehennemin kapılarını kapatmak için Kemal Kılıçdaroğ­lu’na omuz vereceğim. Yarı yolda bırakan taş olsun.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye