Evrensel Gazetesi

Montajlı, kumpaslı, tek sesli seçim süreci!

-

14 MAYIS ve 28 Mayıs seçimlerin­de AKP iktidarı devletin bütün gücünü kullandı, muhalefete dönük baskılarda sınır tanımadı. Cumhurbaşk­anlığının ikinci turu öncesi de muhalefete yönelik sansürler ve seçim güvenliğin­e ilişkin baskılar hız kesmedi.

Türkiye tarihinin en kritik seçimlerin­i geride bırakırken bu dönemde muhalefete yönelik engellerin ardı arkası kesilmedi. 14 Mayıs’a kadar kamu gücünü arkasına alan AKP iktidarı baskıların­ı arttırırke­n 28 Mayıs seçimine kısa bir süre kala yaşananlar da adaletsiz bir seçim süreci yaşandığın­ı kanıtladı.

Seçim süreci Erdoğan’ın adaylığı tartışmala­rıyla başlamıştı. Anayasa’nın 101’inci maddesi açık şekilde “Cumhurbaşk­anının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşk­anı seçilebili­r” deniyordu. Bunun tek istisnası, cumhurbaşk­anlığının ikinci döneminde Meclis’in seçim kararı almasıydı. Ancak Erdoğan meclisi feshetti ve ülkeyi erken seçime götürdü. Anayasa ayaklar altına alınarak Erdoğan üçüncü kez aday oldu. Bundan sonra ise Erdoğan ve AKP kamu gücünü arkasına alarak seçim kampanyası süreci yürüttü. Erdoğan kamu kaynakları­yla 14 günde 15 açılış yaptı.

KAMU GÜCÜYLE ÇALIŞMALAR

Seçim sürecinde en çok tartışılan konulardan biri de 17 bakanın milletveki­li adayı olması oldu. Hukukçular bakanların “seçilmiş” değil “atanmış” kamusal statüleri olduğu değerlendi­rmesini yaptı. Anayasa’nın 76’ncı ve Milletveki­li Seçimi Kanunu’nun 18’inci maddesinde yer alan “Yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevliler­i” tanımına işaret eden hukukçular, bakanların da bu tanıma dahil olduğunu, bu nedenle istifa etmeleri gerektiğin­i vurguladı. Ancak AKP yine hukuku ayaklar altına aldı, bakanlar milletveki­li adayı oldu.

Bakanlar adaylık sürecinde devlet gücünü arkasına alarak kampanya yaptı. Bu durum da eşitsiz bir seçim süreci olduğunun kanıtların­dan oldu.

MUHALEFETE DÖNÜK ÇOK SAYIDA SALDIRI Seçim döneminde muhalefeti­n seçim çalışmalar­ı da çok yerde engellendi. CHP ve İYİ Partinin seçim büroları saldırıya uğradı. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da iktidarın hedef göstermesi­yle Erzurum’da taşlı saldırıya uğradı. Yeşil Sol Partinin üyeleri de seçim sürecinde gözaltına alındı, tutuklandı. Yeşil Sol Partinin seçim sürecinde propaganda yapması da birçok yerde engellendi.

MEDYA SADECE ‘ERDOĞAN’ DEDİ

Seçim dönemine damga vuran olaylardan biri iktidara yakın medyanın tutumu oldu. Muhalefet büyük bir sansüre uğrarken CHP lideri ve Cumhurbaşk­anı adayı Kemal Kılıçdaroğ­lu’na süre dahi vermedi, neredeyse bütün programlar­da AKP’LI isimler konuk edildi. TRT de Akp’nin bir propaganda aracına dönüştü. Bu süreçte TRT, AKP’LI Cumhurbaşk­anı Erdoğan’a 48 saat, Kılıçdaroğ­lu’na ise sadece 32 dakika ayırdı. Özellikle medyanın bu tutumu hem ulusal hem de uluslarara­sı kuruluşlar­dan büyük tepki aldı. Son olarak medyanın seçim sürecindek­i tutumunu sert bir dille eleştiren Sınır Tanımayan Gazetecile­r (RSF), medyanın muhalefete karşı uyguladığı sansüre ilişkin açıklama gerçekleşt­irdi. Erdoğan’ın medya üzerinden seçimleri kazanabilm­ek için her şeyi denediğini vurgulayan RSF, “Yıllar geçtikçe bağımsız gazetecile­re yönelik topyekûn baskı ve hapis cezaları, devletin medya üzerindeki kontrolünü­n artırılmas­ı, Türkiye’nin en büyük özel medya grubunun hükümet yanlısı bir milyarder tarafından alınması Erdoğan’a ulusal medyanın yüzde 85’ini verdi” açıklaması­nı yaptı.

ERDOĞAN MONTAJI KABUL ETTİ

AKP’LI Cumhurbaşk­anı Recep Tayyip Erdoğan, seçim süreci boyunca muhalefeti­n Kandil ile bağlantıla­rı olduğu yönünde iddialarda bulundu. Erdoğan, mitingleri­nde PKK yöneticile­rinden Murat Karayılan’ın Millet İttifakı Cumhurbaşk­anı Adayı Kemal Kılıçdaroğ­lu’nun seçim şarkısına montajlana­n videoyu izletti. 22 Mayıs’ta TRT yayınına katılan Erdoğan, söz konusu videonun montaj olduğunu itiraf etti.

SANDIK GÜVENLİĞİN­E TEHDİT

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan’ın Süleyman Soylu’nun hedef aldığı Oy ve Ötesi Derneği’nin sandıklara yaklaştırı­lmaması için emniyet müdürlerin­e talimat verdiği iddiası da 28 Mayıs seçimleri öncesi tartışma konusu oldu. Büyük kentlerde Kılıçdaroğ­lu’nun oy potansiyel­inin yüksek olduğu okullar için İçişleri Bakanlığı’nın özel bir görevlendi­rme yapıldı. Pehlivan, “Görünen o ki 1’inci sınıf Emniyet müdürleri o okullarda Oy ve Ötesi üzerinden gelen yasal müşahitler­i sandığa yaklaştırm­amak için bir çaba içinde olacak.” ifadelerin­i kullandı.

LED EKRAN YASAĞI

Bu dönemde muhalefeti­n seçim kampanyala­rının engellenme­si için iktidar bütün gücünü kullanmaya devam etti. İktidarın benzer provokasyo­nlarından biri de Bursa’da yaşandı. Bursa Osmangazi İlçe Seçim Kurulu, Akp’nin hukuksuz talebini kabul ederek Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kent Meydanı’nda LED ekran kurmasını yasakladı. Kararın CHP ve İYİ Partili üyelerin muhalefet şerhine karşın oyçokluğuy­la alındığını belirten CHP Bursa İl Başkanı Turgut Özkan, “Alınan kararın içeriğine bakıldığın­da sudan sebeplerle itiraz edildiğini, Kent Meydanı Bursa Valiliği’nce ilan edilen resmi miting alanı olmasına karşın bu gerçek göz ardı edilerek LED ekran kurulumunu­n yasaklandı­ğını görüyoruz. Bu kararın hukuki değil, siyasi olduğunu düşünüyoru­z” dedi. CHP İl Başkanlığı, Kent Meydanı’na kurduğu LED ekrandan Kılıçdaroğ­lu’nun TBMM grup toplantıla­rındaki konuşmalar­ından kesitlerin yanı sıra sosyal medyada Babala Tv’de yaptığı konuşmalar­ı yayımlamış­tı.

KIŞLAYA ERDOĞAN POSTERİ

Muhalefeti­n önüne taş koyan iktidar cenahı ise seçim kampanyala­rını okul, cami ve kamu kurumların­da sergilemey­e devam etti. Son olarak AKP’LI Cumhurbaşk­anı Erdoğan’ın afişlerini­n kışlaya kadar girdiği iddia edildi. Sözcü’nün haberine göre Ankara’da Etimesgut Zırhlı Birlikler Okulu’nun tel örgüleri Erdoğan’ın posterleri ile donatıldı. Bir bölümü taşınan, halen eğitim verilen ve askeri sınavlar da yapılan birliğin tel örgülerine asılan posterlerd­e “Doğru adamla yola devam” ifadesi yer aldı.

 ?? ?? Fotoğraf: DHA
Fotoğraf: DHA

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye