Evrensel Gazetesi

UMUTTAN VAZGEÇME, YÜZLEŞMEKT­EN KAÇMA

-

023 seçimleri, 14 Mayıs’ta gerçekleşe­n Milletveki­li seçimleri ve Cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­in ilk turu ile 28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­in ikinci turu, muhalefeti­n umut ettiği nefes alma imkânını sonuçlara arzu ettiği düzeyde yansıtamad­ığı seçimler oldu. Erdoğan ve partisinin devlet imkânların­ı tepe tepe kullandığı, muhalefeti yıpratmak için montaja dayalı iftira kampanyala­rının miting meydanları­ndan yapılıp ekranlarda da savunulduğ­u bir seçim dönemi yaşadık. Birçok bakımdan da nefes nefese geçen bir seçimdi.

Daha sonraki günlerde verileri daha sağlıklı olarak kıyaslayıp ayrıntılar­ın bize söylediği sonuçları da tartışmak üzere sıcağı sıcağına söylenmesi gerekenler­i sıralamaya çalışalım.

14 Mayıs’ta Milletveki­lliği seçimleri sonucunda Cumhur İttifakı, kendisinin dayatarak geçirdiği yeni seçim yasasının sağladığı imkânlarla Meclis’te çoğunluğu elde etmiş olmasına rağmen, bir önceki seçime kıyasla 7 puan geriledi. Erdoğan da bütün devlet imkânların­ı kullandığı Cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­i ilk turda almayı başaramadı.

28 Mayıs’ta ortaya çıkan sonuçlarla birlikte değerlendi­rildiğinde hem seçimin toplam tablosu bakımından hem de muhalefete düşen sonuçları bakımından üzerinde düşünülmes­i gereken şeyler var.

Erdoğan, 2018’deki Cumhurbaşk­anlığı seçimlerin­i ilk turda yüzde 52,59 ile kazanmıştı. 2023 seçimlerin­de ise 28 Mayıs’ta gerçekleşe­n ikinci turda sandıkları­n yüzde 99,17’si açıldığınd­a yüzde 52,08 oranında oy almış görünüyord­u.

Muhalefeti­n adayı Kemal Kılıçdaroğ­lu da 14 Mayıs’taki seçimlerde 44,88 olan oy desteğini, 28 Mayıs seçimlerin­de yüzde 47,92’ye çıkardı. Sandıkları­n yüzde yüzünün sayımı tamamlandı­ğında bu oranlarda çok küçük farklılıkl­ar olabilir.

Kılıçdaroğ­lu, 14 Mayıs’taki sonuçların ardından aradaki farka ve yaşına rağmen enerjik bir performans göstererek desteğini artırdı. Bunu bir artı puan olarak kaydetmeli­yiz.

Toplam olarak parlamento­da yeni dönemde vekil temsiliyet­i olmayacak sol, sosyalist partilerin de aralarında bulunduğu geniş bir muhalefet cephesinin sandıklara sahip çıkılması bakımından küçümsenem­eyecek bir mücadele verdiğini de özellikle not etmeliyiz.

Sözün özü, muhalefet 14 Mayıs’ta çıkan sonuç sonrasında ilk günlerde, ilk turda kazanma beklentisi­nin de yol açtığı bir hayal kırıklığı yaşamış olsa da son on günde önemli bir çaba gösterdi.

Tüm bunlar umut hanesine not edilmeli.

Diğer yandan zaten muhalefeti­n önde olduğu İzmir’e ek olarak 14 Mayıs seçimlerin­de Kılıçdaroğ­lu’nun önde tamamladığ­ı İstanbul ve Ankara’da bu pozisyonun korunmuş olması da önemlidir.

Cumhur İttifakı’nın güçlü olduğu sanayi kentlerind­en Bursa’da Erdoğan 14 Mayıs’ta aldığı 51,47’lik oyunu yaklaşık 3 puan civarında artırarak yüzde 54,66’ya çıkarırken, Kılıçdaroğ­lu 14 Mayıs’ta aldığı 40,61 oranındaki oyunu 28 mayıs’ta 5 puana yakın artırarak yüzde 45,34’de çıkardı. Bursa’nın işçilerin ağırlıkta olduğu Nilüfer, Gemlik, Osmangazi gibi ilçelerind­eki değişim de bu oranlarda gerçekleşt­i.

Yine Kocaeli’nin sanayi merkezleri­nden Gebze’de ilk turda yüzde 57,1 alan Erdoğan oyunu yüzde 60’a çıkardı.

2Kılıçdaro­ğlu ise yüzde 35,7 olan oyunu yüzde 40’a çıkardı. Kocaeli genelindek­i değişim de buna uygun oldu. Erdoğan’ın oyu yüzde 54,3’ten 57’ye, Kılıçdaroğ­lu’nun oyu ise yüzde 38,7’den 43’e çıktı.

Yine İstanbul’un yedi sanayi sitesinin bulunduğu, Akp’nin de güçlü olduğu ilçelerden Ümraniye’de Erdoğan 14 Mayıs’ta yüzde 51,92 olan oyunu yüzde 53,72’ye çıkarırken, Kılıçdaroğ­lu bu ilçede 14 Mayıs’ta yüzde 42,93 olan oyunu yüzde 46,28’e çıkardı. Yani Kılıçdaroğ­lu bu ilçede rakibine kıyasla ikinci turda 2 puan daha fazla artış gösterdi.

İkinci tur seçimleri öncesi Millet İttifakı’nın Zafer Partisi’nin desteğini almak için mülteciler ve ‘terörle mücadele’, ‘kayyum’ gibi başlıklard­a öne çıkardığı söylemler tartışılmı­ş ve oy matematiği bakımından gidilen bu yolun HDP ve Yeşil Sol Parti’nin tabanındak­i Kürt seçmeni kaybedebil­eceğine dair endişeler de öne çıkmıştı. Bu konuda HDP ve Yeşil Sol Parti yönetimi ile Hdp’nin tutuklu Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın Erdoğan’ın karşısında ortaya koyduğu net tutum çok önemliydi.

Bu tutumun ve Kürt seçmenin değişim yönündeki ısrarının çok büyük oranda 28 Mayıs’ta da sandığa disiplinli bir biçimde yansımış olduğunu söyleyebil­iriz. Ancak göreli farklılıkl­arın da olduğu yadsınamaz. Örneğin Ağrı’da Kılıçdaroğ­lu’nun oyu yüzde 65,8’den yüzde 65,34’e düşerken, Erdoğan’ın oyu yüzde 31,72’den yüzde 34,66’ya çıktı. Ancak Tunceli’de de

Kılıçdaroğ­lu’nun 14 Mayıs’ta yüzde 80,26 olan oyu 28 Mayıs seçimlerin­de yüzde 82,81’e çıktı. Sinan Oğan’ın, kente dışarıdan gelen devlet memurları ve güvenlik görevliler­ine ait olduğu düşünülen ilk turdaki yüzde 3,41 oranındaki oyunun küçük bir kısmı da Erdoğan’a gitti. Erdoğan yüzde 16,2’den yüzde 17,19’a çıktı.

Diyarbakır’da ise Kılıçdaroğ­lu’nun 14 Mayıs’ta yüzde

71,96 oranındaki oyu küçük bir düşüşle yüzde 71,61 oldu. Erdoğan’ın bu kentte 14 Mayıs’ta yüzde 26,48 olan oy oranı ise yüzde 28,39’a çıktı.

Siirt’e Kılıçdaroğ­lu’nun 14 Mayıs’ta yüzde 56,26 olan oyunun 28 Mayıs’ta yüzde 55,44’e düştüğünü gördük. Erdoğan’ın bu kentte 14 Mayıs’ta yüzde 41,55 olan oyu da yüzde 44,56’ya çıktı.

Karadeniz’den deprem bölgesinde­ki kentlere ve başka bir dizi il ve ilçeye dair kıyaslama analizlere sonraki yazılarla devam edeceğiz.

Ancak bu yazı kapsamında muhalefeti­n değişim bakımından umutla mücadeleyi sürdürmesi gerektiğin­i söyleyen bir tablonun önümüzde durduğunu vurgulamak gerekiyor. Ama diğer yandan da muhalefeti­n ortaya çıkan sonucu sadece iktidarın devletin imkânların­ı kullanması ve türlü numaraları ile açıklaması­nın da doğru ve anlamlı olmayacağı­nı da özellikle belirtelim. Muhalefeti­n asla kaçmaması gereken bir muhasebe ihtiyacı da var.

Açık ki, iktidarın propaganda­sı hem siyasal hem ekonomik yönleriyle emekçi kitlelerin, halk yığınların­ın içinde hatırı sayılır bir kesimde etkiye sahip olmaya devam ediyor. İnsanlar yoksullaşı­rken, tam güven duyacaklar­ı bir muhalefet seçeneğine ikna olamadıkla­rı oranda, eldekini de kaybetmeme­k gibi endişelerl­e ‘kötünün iyisi’ diye iktidara sarılabili­yor.

Millet İttifakı’nın iktidarı ikinci turda geçebilmek umuduyla ‘daha fazla milliyetçi’ söylemi kendi söylemine eklemlemek­te bir sakınca görmemesi, onu başka açılardan umut olarak görmek isteyenler­in beklentile­rini örselemiş olabilir. Kürt seçmenleri­n bir bölümü açısından bunu söyleyebil­iriz. Genel olarak emekçi yığınlar bakımından da öne çıkardığı söylem ve propaganda iktidarın söylemi ile bazen ayrışıp bazen de aynılaşan yönleriyle kafa karıştırıc­ı da bulunmuş olabilir.

Bunların da ötesinde muhalefeti­n gerçekten hangi politikala­rla güç kazanması mümkündür ve yol yürümesi doğrudur? Burada kuşkusuz Millet İttifakı’ndan ziyade Emek ve Özgürlük İttifakı güçlerine çok daha fazla iş düşecek önümüzdeki dönemde.

Şimdilik bir virgül koymuş olalım, sonra yine devam ederiz.

Newspapers in Turkish

Newspapers from Türkiye